Leyla İpekçi, Taraf gazetesinde bugünkü köşesini, Kaplan Film'in kurucularından biri ve Semih Kaplanoğlu filmlerinin yapımcılarından bir olarak yazıyor.
Tercih ettiği başlık "Karalama kampanyası bu kez bianet'ten".
Konu, İpekçi'nin aynı zamanda eşi olan yönetmen Semih Kaplanoğlu'nun "Bal" filminin yer aldığı Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, yönetmen Emir Kusturica'nın katılmasını protesto etmeleri üzerine tartışmalar.
İpekçi, bu konuda bianet'te yayınlanan Necati Sönmez'in "Kusturica'ya Linç: Çifte Standarttan Kim Ölmüş!" yazısını gündeme getiriyor. Ayrıca, "Filistin İçin İsrail'e Karşı Boykot Girişimi"nin Hayfa Film Festivali'nde filmi dağıtım desteği alan Kaplanoğlu'yla, filmi Altın Çapa ödülü alan yönetmen Reha Erdem'e boykota katılma çağrılarının yer aldığı haberler de bu yazının konusu.
Önce İpekçi'nin yazısında aktardığı bazı bilgilerin düzeltmeleri:
1. "bianet, Bağımsız İletişim Ağı'ndan Necati Sönmez": Sönmez, yazıları bianet'te de yayınlanan bir yazar. bianet'in kadrosunda yer almıyor.
2. "Yine Bianet'teki T.K. ibareli bir başka yazıda 'Kusturica'yı protesto ettiniz, İsrail'i de edin' diyen aktivistlerden (kim onlar, yazılmamış) bahsediliyor. Ortada hep iftiralar ve çarpıtılmış bilgiler var.": O T.K. ibaresi Tolga Korkut demek. bianet'te yayınlanan haberlerin, yazıların sonunda, o metni düzenleyen, o metinde emeği olanların adlarının baş harfleri yer alır. Nitekim bu yazının sonunda da yer alacak.
İpekçi'nin andığı bir yazı/makale değil, bir haber. "Filistin İçin İsrail'e Karşı Boykot Girişimi"nin filmi için verilen dağıtım desteğini iade etmesi için Kaplanoğlu'na çağrısının haberi. "Aktivistler"in kim olduğu da belli. Haberin girişinde yazıyor: "Filistin için İsrail'e karşı akademik ve kültürel boykot yürüten 'Filistin İçin İsrail'e Karşı Boykot Girişimi' (...)" İnternet sitelerinin adresi: www.boykotisrail.org.
Aynı girişim, "Kosmos" (Kaos değil) filmine verilen ödülü reddetmesi için Reha Erdem'e de çağrıda bulunmuş, bu haber de bianet'te yer almıştı. İki çağrının da nedeni, Hayfa festivali'nde İsrail devletinin desteğinin bulunması. İsrail'e karşı kültürel ve akademik boykot kampanyası, Filistinli demokratik kitle örgütlerinin 2005'teki çağrısıyla başlayan bir ortak girişim. İsrail'in 1967'de işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi sağlanıncaya kadar, Filistinli mültecilerin BM 194 sayılı kararına binaen yurtlarına geri dönme hakkı tanınıncaya kadar ve İsrail yurttaşı Filistinlilere uygulanan ayrımcılığa son verilerek tam eşitlik sağlanana kadar herkesi İsrail devleti tarafından finanse edilen her tür kültürel ve akademik etkinliği boykot etmeye çağırıyor. Bugüne kadar birçok yönetmen, sanatçı, oyuncu, akademisyen bu kampanyaya katıldı. Girişimin, açıklamasında yer verdiği adlardan bazıları şunlardı: Yunanistan Film Merkezi, İrlanda Film Enstitüsü, Ken Loach, Roger Waters, Elvis Costello, Santana, Meg Ryan, Dustin Hoffman, Eyal Sivan.
Ayrıca, bu kampanyanın bileşenlerinden "Boykot, Yatırımları Geri Çekme ve Yaptırımlar Kampanyası"na (BDS) ve "İsrail'e Karşı Akademik ve Kültürel Boykot İçin Filistin Kampanyası"na (PACBI) da bakılabilir.
İpekçi yazısında, iki noktaya da açıklık getiriyor: 1. Hayfa'da "Bal" için verilen dağıtım desteği Kaplanoğlu'na değil, dağıtımcısına. 2. "Filmimizi Hayfa'dan çekmediğimiz gibi, Antalya'dan da çekmedik! Kusturica'yı protestomuz orada bulunmamakla sınırlıydı. Onunla aynı sofrada yiyip içmeme hakkımızı kullandık."
Oysa, medyada bu konu, bir total protesto, festivalin hiçbir etkinliğinde yer almama gibi işlendi. Resmi açıklamada şu ifade vardı: "Antalya Altın Portakal Film Festivali programında 11 Ekim 2010 Pazartesi günü saat 12:00'de yapılacak Bal filmi festival galası da dahil festivaldeki hiç bir etkinliğe üzülerek katılmayacağımızı bildiriyor, kamuoyuna saygılarımızı sunuyoruz..." İpekçi'nin verdiği bu bilgiden sonra, protestonun "Kusturica'yla aynı sofrada yiyip içmeme hakkını kullanmak" olduğunu anlıyoruz.
Sönmez'in yazısı da, aslında bu protesto ve ürettiği tartışmaların nasıl yürüdüğüyle ilgiliydi. Diğer iki haber de iki yönetmene çağrıyla ilgili.
Yani işin özü, ortada bir karalama kampanyası falan yok. İki haber, bir de tartışmalarla ilgili bir yorum yazısı, analiz var. Bu noktada Kaplan Film'in temsilcilerine düşen, doğru bir halkla ilişkiler yaklaşımıyla, kamuoyunu doğru bilgilendirmek olmalı.
İpekçi'ye bir önemli hatırlatma daha. bianet'in gazetecilik anlayışıyla, "karalama kampanyası", "karalama" gibi sözlerin yan yana gelmeyeceğini kendisinin de gayet iyi bildiğine inanıyorum. bianet ve bünyesinde olduğu IPS İletişim Vakfı, tam da böyle bir gazeteciliğin dönüşmesi, sorumlu bir gazetecilik yapılması için 10 yıldan fazladır çalışıyor. (TK)