KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Medya Haber TV’ye “süreç” tartışmaların ilişkin konuştu.
Karasu, Meclis’te yeni sürece ilişkin kurulan ve dün (5 Ağustos) ilk toplantısını yapan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Abdullah Öcalan’a ilişkin verdiği “umut hakkı” kararı ve daha birçok başlıkta değerlendirmelerde bulundu.
“Önder Apo'ya yaklaşım, sürece yaklaşımla ilgilidir” diyen Karasu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Ekim 2024’teki sözlerini hatırlattı ve şunları söyledi: Devlet Bahçeli, ‘Örgütünü feshetsin, silahlı mücadeleden vazgeçsin, Umut Hakkı pratikleşsin’ dedi. Bahçeli’nin sözünün üzerinde durması gerekiyor. Yani herkesten önce Devlet Bahçeli'nin bu konu üzerinde durarak Umut Hakkı'nın pratikleşmesini, gerçekleşmesini sağlaması gerekiyor. Bu sadece Devlet Bahçeli'nin verdiği bir söz değildir. Devlet Bahçeli o açıklamayı Erdoğan ile anlaşarak yaptı. Yani mevcut iktidarı oluşturan ittifakın ortak görüşüdür. O zaman, şu anda devleti yöneten bu iktidarın, Umut Hakkı konusunda gerekeni yerine getirmesi gerekiyor."

ANKARA AVRUPA KONSEYİNE "OLMAZ" DEDİ
Türkiye Öcalan'a "umut hakkı" tanımayacak mı?
"Umut Hakkı pratikleşmeli"
KCK’nin tutumuna değinen Karasu, “Bu süreci Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümüyle sonuçlanacak bir noktaya kadar götürmek istiyoruz. Bu açıdan da biz ve Önder Apo böyle bir yaklaşım içinde olurken, çok önemli çağrılar yapmışken, hareketimiz hem PKK’nin feshi hem silahlı mücadelenin durdurulması konusunda gerekli tutumu ortaya koymuşken, Umut Hakkı'nın devreye girmemesi, Önder Apo'nun özgür ve serbest çalışır koşullara kavuşmaması gerçekten büyük bir eksikliktir. En başta da Önder Apo'nun serbest ve özgür çalışır koşullara kavuşması, yani Umut Hakkı'nın açık ve net olarak pratikleşmesi gerekiyor” dedi.

Avrupa Konseyi, Abdullah Öcalan için “Umut Hakkı”nı Eylül'de görüşecek
Meclis’in pozisyonuna da dikkat çeken Karasu’nun konuşmasında öne çıkan başlıklar özetle şöyle:
"Sorunun adresi Meclis'tir"
“Sorunun adresi meclistir. Meclis çözecektir. Mecliste alınacak kararlarla çözülecektir. Bu açıdan mecliste bir komisyonun kurulması anlamlıdır. Önemli olan, bu komisyonun nasıl çalışacağı, hedeflerinin ne olacağıdır. Böyle bir komisyonun kurulması önemli fakat bu komisyonun yasayla kurulması; hedeflerinin daha açık ve net ortaya konulması gerekiyordu. Yani Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümüyle ilgili bir programının, bir hedefinin olması gerekiyordu. Bunlar hala tam net değil ama kurulması önemlidir.
"Komisyonun kurulmasını olumlu görüyoruz"
Kürt sorunu ya da Kürt sorunundan kaynaklanan konuların tartışılması ancak bir komisyonla olabilir. Bir komisyonla bunlar tartışılabilir, gündeme gelebilirdi. Bu yönüyle ilk adım olarak kurulmasını biz olumlu görüyoruz. Şimdi bu komisyonun önemli görevlerinin olması gerekiyor. En başta da bu komisyonun Önderlik ile görüşmesi gerekiyor. Çünkü tartışılan, konuşulan konu ya da Devlet Bahçeli’nin konuşmasıyla başlayan ve Önder Apo'nun da pozitif cevap vererek yürüttüğü süreç, Kürt sorunu ile Kürt sorunundan kaynaklanan sorunlarla ilgili. Bunun da muhatabı ve bu sorunun merkezinde, odağında Önder Apo var. Bu yönüyle bu komisyon doğru çalışacaksa, doğru bir çalışma yöntemi tutturacaksa, çalışmalarını doğru perspektifle ortaya koyacaksa, gerçekten anlamlı hale gelecek bir çalışma yapacaksa Önder Apo ile gidip konuşması gerekir. Önder Apo ile tartışması gerekir. İlk yapacakları konunun bu olması gerekir. Önder Apo ile tartışmadan, Önder Apo ile konuşmadan bu komisyonun çok işlevsel olması düşünülemez.
"Komisyon 2-3 ayda neyi çözecek?"
Bu komisyon şimdi kuruldu. İki-üç aylık bir zamanlama ifade edilmiş. Böyle olmaz yani. 2-3 ayda ne çözecek? Anlaşılıyor ki, sadece silahını bırakıp gelecek, gerillanın durumu ne olacak şeklinde... Ya bu sorunun kaynağı var, bu sorunu ortaya çıkaran nedenler var. Kürt sorunu var, Türkiye'nin demokratikleşme sorunu var. Komisyon bunlarla ilgili olmayacaksa ne anlamı olacak? ‘Dağdan gelenlerin durumu ne olacak?’ ‘Sorun PKK-gerilla; bu çözülecek’ anlamına geliyor. Sadece ‘silahların bırakılması’. Ama sorun bu değil ki! Yüzyıllık sorun bu mu? 30 tane isyan olmuş Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana. Bunun nedenleri var. Bu bakımdan, bu komisyon kendine sadece silahını bırakıp geleceklerin durumuyla uğraşacak, onunla ilgili bir adım atacak olursa, o zaman bu yanlış, bu eksiktir. Bu mevcut sürecin ihtiyacını karşılamaz.
"Süreci başarıya ulaştırmak istiyoruz"
Eğer Türkiye'de demokrasi güçleri devreye girmezse, Kürt halkı etkili olmazsa, devlet ve hükümet üzerinde sürecin gerektirdiği adımları arttıracak bir baskı, bir mücadele olmazsa, bu süreç istenilen düzeyde sonuçlanmayabilir.
Bu bakımdan halka önemli görevler düşüyor. Biz bu süreci başarıya ulaştırmak istiyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşmasının Kürt halkına ve Türkiye halklarına çok şey kazandıracağına inanıyoruz. Bu konuda hiçbir tereddüdümüz, kaygımız yok. Süreç başarıya ulaşırsa, gelişirse herkes kazanacak. Ama bunun için halkın daha etkili devreye girmesi gerekiyor."

Komisyonun ilk toplantısında hangi parti ne dedi?
(RT)








