Yargıdaki rüşvet beyanlarını içeren mahkeme tutanağını haberleştirdiği için 29 Aralık’ta tutuklanan Gerçek Gündem editörü Furkan Karabay, Silivri’deki Marmara Cezaevinden mektup gönderdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevinde tutuklu gazeteci yok” sözlerini hatırlatan Karabay, “Bu satırları Marmara Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan yazıyorum” dedi. Kendisiyle birlikte onlarca gazetecinin Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde hapis hayatı yaşadığını söyledi.
Ardından da hakkında ‘kaçma şüphesiyle’ tutuklama kararı veren hakim Ramazan Çiçek’i anlattı. Karabay şunları kaydetti:
Tutukluluğumun ilk günlerinde, elimde ne bir kitap ne bir gazete vardı. Sadece cezaevine girilirken verilen hükümlü-tutukluların haklarının yer aldığı 40 maddelik bir liste ve 29 Aralık 2023 tarihli mahkeme tutanağına sahiptim.
5 gün boyunca mahkeme tutanağını ve 40 maddelik listeyi defalarca okudum. O defalarca okuduğum tutanakta takıldığım tek bir ibare vardı:
‘Şüphelinin kaçma ve saklanma şüphesini uyandıran somut olgularının olduğu...’
4 ay önce yargılandığım başka bir haber nedeniyle hakkımda ‘Yurt dışına çıkma yasağı’ verildi. Yetmedi, tutuklanmamdan 2 hafta önce 3 farklı dosyadan yine adli kontrol şartı uygulanarak hakkımda ‘Yurt dışına çıkma yasağı’ ile birlikte Pazartesi ve Çarşamba günleri karakola imza vermeme hükmedildi. Yani sizin anlayacağınız, yurt dışına çıkamadığım gibi yurt içinde de kafama estiği gibi seyahat edemiyordum zaten.
Bunlara rağmen beni tutukladıkları kararda tutanakta gerekçe olarak ‘Şüphelinin kaçma ve saklanma şüphesini uyandıran somut olguların var’ diyorlar ama bugüne kadar emniyet ya da savcılığın çağırdığı her ifadeye avukatımla beraber iştirak ettim.
Kaçma şüphem olmadığını hakkımda tutuklama kararı veren İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimi Ramazan Çiçek de biliyordu. Kopyala-yapıştır bir şekilde ‘kaçma şüphesi var’ diye tutuklama kararı veriyordu. Ancak görüyoruz ki Hakim Ramazan Çiçek bunu daha önce de yapmıştı. Nereden mi hatırlıyoruz Hakim Çiçek’i ve ‘kaçma şüphesi var’ gerekçesini?
TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, 26 Haziran 2023’te ‘terör propagandası yapmak’ suçlamasıyla tutuklanmıştı. Yanardağ’ı tutuklayan, İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimi Ramazan Çiçek’ti. Yanardağ’ı tutuklama gerekçesi ise yine ‘kaçma şüphesi’ydi…
Hakim Çiçek aslında başka davalarla da hatırlanıyor. Türkiye’yi milyonlarca dolar zarara uğratan, kara para aklama suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan Sezgin Baran Korkmaz’ın dosyasında da Ramazan Çiçek’in imzası vardı.
Ramazan Çiçek, Sezgin Baran Korkmaz hakkındaki yurt dışı çıkış yasağını kaldıran hakimdi. Çiçek, ne hikmetse Korkmaz’da ‘kaçma şüphesi’ sezmemişti.
Peki sonra ne mi oldu? Sezgin Baran Korkmaz, elini kolunu sallayarak yurt dışına kaçtı. Takdiri kamuoyuna bırakıyor, tarihe not düşüyorum.
Gazeteci Furkan Karabay tutuklandı
Gözaltına alınmasındaki gariplik
Karabay'ın avukatı Enes Ermaner de avukat Selin Nakipoğlu ve Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Hilmi Hacaloğlu ile birlikte Adalet Günlüğü programına katıldı. Ermaner yayında Karabay’ın gözaltına alınma şeklindeki garipliğe dikkat çekti.
Karabay'ın 'Beyoğlu Emniyet'ten arıyoruz' denilerek ofisin dışına çağırıldığını ve ofisten uzaklaştıktan sonra 100 metre ileride, 3 polis tarafından durdurularak gözaltına alındığını belirten Ermaner şunları söyledi:
"Furkan’ı ‘Beyoğlu Emniyet’ten arıyoruz’ diyerek, biri telefon açmış. Artık gerçekten Beyoğlu Emniyet’ten mi aradılar, yoksa almaya gelen polisler mi, bilmiyoruz. Furkan da aşağıya iniyor, 100 metre ileride 3 tane polis çeviriyor. 'Kimliğini ver bakalım' GBT’sine bakıyorlar güya. 'Aa, senin yakalaman var' diyorlar, arabaya bindiriyorlar sonra.
Hatta, Furkan da ilk başta çekiniyor. ‘Kartlarını gösterdiler ama belki de bambaşka insanlar, belki de sahte karttır. Beni aldılar hemen arabaya bindirdiler' diyor.
Furkan’ı arabaya bindirdiklerinde, yanındaki koltukta silah varmış. Öndeki koltuktaki polis, 'Silahı ver bana' diyor Furkan'a. Furkan da diyor ki, 'Ben neden size silahı vereyim. Benim neden parmak izim geçsin bu silaha, kendi silahınız, alın' diyor. Daha sonrasında kimse Vatan Emniyet’e kadar kimse Furkan’la konuşmuyor. Furkan arabaya bindikten sonra 'Avukatlarıma haber vermek istiyorum' diyerek telefonunu açmaya çalışınca, 'Hayır senin telefonuna da el koyma kararı var' denilerek telefonunu da alıyorlar."
(HA)