BİA Medya Gözlem Raporu’nu (Nisan-Mayıs-Haziran 2024) pdf olarak indirmek için tıklayın
Adalet Bakanlığı tarafından 9. Yargı Paketi kapsamında hazırlanan ve “etki ajanlığı” olarak nitelendirilen taslak hak örgütleri, muhalefet partileri ve gazetecilik örgütleri çevresinde eleştirilere neden oldu. Madde, TBMM’ye sunulan 9. Yargı Paketi’nde yer almazken ayrı bir düzenleme halinde sonbaharda Meclis gündemine bir kez daha getirilebileceğine dair endişeler sürüyor.
Nisan-Haziran döneminde muhalefet milletvekilleri, 17 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlanan tasarruf genelgesiyle yerel gazetelerin gelir kesintisinden kapanma noktasına gelmesini soru veya araştırma önergeleriyle TBMM gündemine taşıdı. Diğer bir soru önergesi konusu da, gazeteci Timur Soykan’ın “Halkbank’tan mafyaya 550 milyon TL kredi” haberinin BirGün Gazetesi’nde yayımlanmasının ardından RTÜK’ün yaptığı ve “medya özgürlüğüne doğrudan müdahale” olarak tepki gören “yapıcı ikazı” oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yurtdışından, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yurt içinden gazetecilere gazetecilik dersi vermeyi sürdürüyor. El Pais muhabirinin Avrupa Konseyi’nin Demirtaş ve Kavala kararlarını hatırlatmasına, “Bir basın mensubunun bu teröristleri böyle savunması bizi ciddi manada üzmektedir… Başını sallama, ben sallamıyorum” şeklinde karşılık verdi. Bahçeli ise Halk TV’yi, köşe yazarlarını ve sivil toplumu hedef yaptı.
Düzenlemeler
Basın Kartı Yönetmeliği değişti: Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla Basın Kartı Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de 6 Haziran’da yayımlandı. Değişikliğe göre, sürekli basın kartı için gerekli olan 18 yıllık mesleki hizmette, serbest basın kartı taşınan dönemlere ait toplam sürenin en fazla 24 ayı dikkate alınacak. Düzenlemeyle, Anadolu Ajansı ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu’nda (TRT) haber alanında çalışmayanlara basın kartı verilmeyecek. Yönetmelikte Anadolu Ajansı’nda basın kartı alabilecek unvanlar yeniden düzenlendi. Yönetmeliğe göre Anadolu Ajansı’nda basın kartı alabilecek ünvanlar, yönetim kurulu başkanı ve üyeleri, genel müdür, genel müdür yardımcısı ve genel yayın yönetmeni, genel yayın yönetmenine veya genel müdür yardımcısına bağlı çalışan haber direktörleri, genel müdür yardımcısına bağlı çalışan direktörler, koordinatörler, haber koordinatörleri, müşavirler, yayın danışmanları, haber müdürleri, haber planlama müdürleri, müdürler, haber müdür yardımcıları, müşavir yardımcıları ve müdür yardımcıları, bölge müdürleri ve bölge haber müdürleri, başmuhabirler, başfoto muhabirleri, başkameramanlar, başgrafikerler, başkurgucular ve başyayıncılar, kıdemli muhabirler, kıdemli foto muhabirleri, kıdemli kameramanlar, kıdemli grafikerler, kıdemli kurgucular ve kıdemli yayıncılar, muhabirler, foto muhabirleri, kameramanlar, grafikerler, kurgucular ve yayıncılar, yardımcı muhabirler, yardımcı foto muhabirleri, yardımcı kameramanlar, yardımcı grafikerler, yardımcı kurgucular ve yardımcı yayıncılar oldu (6 Haziran).
Basın Kartı Yönetmeliğinde değişiklik
Tepki çeken “etki ajanlığı” tasarısı geri çekildi: Adalet Bakanlığı tarafından 9. Yargı Paketi kapsamında hazırlanan ve “etki ajanlığı” olarak nitelendirilen taslak hak örgütleri, muhalefet partileri ve gazetecilik örgütleri çevresinde eleştirilere neden oldu. Teklife göre yeni bir maddeyle TCK’nın 328. maddesinde tanımlanan “casusluk” ve 339. maddesinde düzenlenen “Devletin güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma” suçlarına ek olarak yeni bir suç tanımı yapılıyor. Teklif taslağında TCK 339. maddesine “A” bendi olarak “diğer faaliyetler” başlığı altında eklenen düzenlemede, “Devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda gerçekleştirilen bazı fiillerin” cezalandırılması öngörülüyor. Düzenleme kapsamında Türk vatandaşları, kurum ve kuruluşları ya da Türkiye’de bulunan yabancılar hakkında araştırma yapan veya yaptıranlar hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Suçun savaş, savaş hazırlıkları sırasında veya milli güvenlik açısından stratejik öneme sahip birimlerde görev yapanlarca işlenmesi ise ceza artırıcı neden olarak sıralanıyor. Hükümet, tepkilerden sonra “yeni tip casusluk suçu” oluşturarak düzenlemeyi, pek çok STK, gazeteci ve araştırmacıyı zan altında bırakma riski barındıran maddenin “netleştirilmesi için” geri çektiğini açıkladı. Madde, TBMM’ye sunulan 9. Yargı Paketi’nde yer almazken ayrı bir düzenleme halinde sonbaharda Meclis gündemine bir kez daha getirilebileceğine dair endişeler sürüyor. (16 Mayıs).
Etki ajanlığı: CHP “Kaldırıldı”, AKP “Hiç olmadı” dedi
Soru ve araştırma önergeleri
Nisan-Haziran döneminde muhalefet milletvekilleri, 17 Mayıs’ta Resmi Gazete’de yayımlanan “tasarruf genelgesi”yle yerel gazetelerin gelir kesintisinden kapanma noktasına gelmesini soru veya araştırma önergeleriyle TBMM gündemine taşıdı. Diğer bir soru önergesi konusu da, gazeteci Timur Soykan’ın “Halkbank’tan mafyaya 550 milyon TL kredi” haberinin BirGün Gazetesi’nde yayımlanmasının ardından RTÜK’ün yaptığı ve “medya özgürlüğüne doğrudan müdahale” olarak tepki gören “yapıcı ikazı” oldu.
Çakırözer’den tehdit edilen habercilere destek: CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, MHP’ye yakınlığı ile bilinen Türkgün Gazetesi’nin Sinan Ateş cinayetini sorgulamaları nedeniyle hedef gösterdiği gazeteciler Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Timur Soykan’a destek verdi. Çakırözer, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Gerçeği ortaya çıkarmak, cinayetlerin, yolsuzlukların, çetelerin ardındaki kirli ilişkileri kamuoyuna aktarmak gazetecinin görevidir! Araştırmacı gazetecilik yaptıkları için hedef gösterilen #MuratAğırel #BarışPehlivan #BarışTerkoğlu ve #TimurSoykan’ın yanındayız” paylaşımını yaptı (23 Haziran).
İYİ Parti’den “tasarruf genelgesi” için önerge: İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, yerel basının yaşadığı sorunları Hazine-Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı’na verdiği soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Türkoğlu, yayın kuruluşlarının ekonomik sıkıntılarını vurgulayarak, “Bu ülkenin ekonomisi, kamu kurumları, belediyeler vs. gazetelere ilan-reklam verdi diye mi battı? Kamu kaynakları gazetelere abone oldu diye mi boşaldı?” şeklinde eleştirilerde bulundu. Türkoğlu, “Kamudaki basın ve medya harcamaları kesilince milli gelir artacak, memlekete döviz yağacak, Türkiye kurtulacak öyle mi? Tasarruf genelgesinden basın ve medya ile ilgili kısıtlamaları derhal kaldırın!” dedi (13 Haziran).
CHP’den araştırma önergesi; Saadet, İYİ Parti ve DEM’den destek, AKP’den yok: CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Anadolu basınının yaşadığı sorunların araştırılması ve yerel basına destek verilerek kapanmaların önüne geçilmesi için TBMM’de Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi. Çakırözer Meclis’te verdiği önergesinde Mayıs’ta yayınlanan Tasarruf Genelgesi ile kamu kurumlarının gazete aboneliklerinin iptal edilmesi ve ilan yasağı getirilmesinin de gazetelerin kapanmasına neden olduğunu belirterek, bu karardan vazgeçilmesini istedi. Çakırözer, “Yazlık, kışlık, uçan saraylarından, geçmediğimiz köprülerden, uçmadığımız havaalanlarından tasarrufa gitmeyenler emeklinin, emekçinin, memurun sırtına tasarrufu yüklediler. Bir de kamu kurum ve kuruluşlarına günlük gazete alımını yasakladılar. SGK tarafından basın kuruluşlarına verilecek ilan sayısını azaltan düzenleme getirdiler. İlan yayınlama rayiç bedeli 5 katına çıkarılarak gazeteler ilan alamaz hâle getirildi. Bu yapılanlar gazeteler için ölüm fermanıdır. Bunu ben söylemiyorum, Anadolu’nun dört bir yanında seslerini duyurmaya çalışan gazeteler söylüyor. İşte Akdeniz Gerçek Gazetesi ‘Basının idam fermanı kaldırılmalıdır’ diyor” dedi. Saadet Partisi, İYİ Parti ve DEM Parti önergeye desteklerini açıklarken AKP milletvekili Hulki Cevizoğlu, “Bir araştırma önergesine gerek yok ama biz gazeteci kökenli meslektaşlarımızla bir araya gelelim, Türk medyasının yerel medya başta olmak üzere sorunlarını çözelim, hep birlikte konuşalım, birlikte çözüm bulalım” diye konuştu (12 Haziran).
Halkbank haberine sansür CHP önergesinde: CHP Medya ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, BirGün Gazetesi yazarı Timur Soykan’ın 5 Haziran 2024 tarihli BirGün Gazetesi’nde çıkan “Halkbank’tan mafyaya 550 milyon TL kredi” haberinin televizyonlarda yayınlamaması için RTÜK’ün “yapıcı ikaz” kılıfı altında arayarak, “sansür” uygulamasını Meclis gündemine taşıdı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Bulut, İstanbul Anadolu 9. Sulh Ceza Hâkimliği’nin erişim engeli getirdiği haberle ilgili olarak, “RTÜK Başkanı ve Halkbank Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Şahin’in görev tanımında “yapıcı ikaz” var mıdır? Hangi mevzuata dayanarak yayın kuruluşları aranmıştır? Yayınlara önceden müdahale sansür değil midir?”, “Yapıcı ikaz hangi medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara yapılmıştır? Liste nasıl hazırlanmıştır? RTÜK başkanı mı Üst Kurul mu listeyi oluşturmuştur? Yapıcı ikaz metninin içeriği nedir?” sorularını da yönetti (7 Haziran).
CHP’den yerel basın için “tasarruf” uyarısı: CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, tasarruf tedbirleriyle ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ve SGK’nın yerel basına verilen ilanların satış limitini artırmasını eleştirdi. Yerel medyanın sorunlarını ilişkin yazılı açıklama yapan Bulut, yerel basının tek gelirinin gazete abone satışları, reklamlar, Basın İlan Kurumu aracılığıyla alınan resmi olduğunu hatırlattı. Bulut, “İtibardan, şatafattan tasarruf etmeyenler yerel basını gözden çıkardı. Tasarruf tedbirleriyle ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile SGK’nın yerel basına verilen ilanların satış limitini artırmasıyla birlikte yerel basının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak… Girdilerin yüksekliği, ilan ve reklâm gelirlerinin düşüklüğü ile zor durumda kalan yerel gazetelerin aylık masraflarını karşılayamaz, personeline maaş ödeyemez hale geldi” dedi (31 Mayıs).
CHP 'yerel basın önergesi' verdi, Saadet, İYİ Parti ve DEM destekledi, AKP karşı çıktı
Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklardan mesajlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan yurtdışından, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yurt içinden gazetecilere gazetecilik dersi vermeyi sürdürüyor. El Pais muhabirinin Avrupa Konseyi’nin Demirtaş ve Kavala kararlarını hatırlatmasına, “Bir basın mensubunun bu teröristleri böyle savunması bizi ciddi manada üzmektedir… Başını sallama, ben sallamıyorum” şeklinde karşılık verdi. Bahçeli ise, Halk TV’yi, köşe yazarlarını ve sivil toplumu hedef yaptı.
Bahçeli’den tehdide devam: “Kalkmışlar sabah akşam Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve Ülkü Ocakları’nı asıp kesiyorlar, manipülasyon düğmesini çeviriyorlar. Kiralık gazeteler, iç işgal cephesine ekranlık yapan başta Halk TV olmak üzere bazı TV kanalları yarım pansiyon aydınlar, satılmış köşe yazarları, şerefini üç kuruşa devretmiş bir kısım sivil toplum kuruluşu yöneticileri MHP ile kalkıp MHP ile kalkıyorlar. Bunlara siyaseten her türlü desteği verip sözcülüğüne talip olan CHP’nin başkanı da iki de bir kale duvarlarımızı taşa tutuyor. Bu şahsın o iki kişi diyerek sistematik ve plan dâhilinde suçlayıp saldırdığı değerler, benim ülküdaşlarım ve partimizin saygın isimleridir…” (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kurban Bayramı tatilinin ardından, partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda konuştu; Halk TV’yi de hedef gösterdi; 25 Haziran).
Erdoğan’dan Madrid’de El Pais muhabirine azar: “Bir basın mensubunun bu teröristleri böyle savunması bizi ciddi manada üzmektedir… Başını sallama, ben sallamıyorum.. Siz Türkiye’de yaşamıyorsunuz, biz yaşıyoruz” (Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Türkiye-İspanya 8. Hükümetlerarası Zirvesi kapsamında başkent Madrid’de ikili ve heyetler arası görüşmeler yaptı; El Pais muhabirinin Avrupa Konseyi’nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararlarını hatırlatmasına kızdı; 13 Haziran).
Bahçeli yine “medya” dedi: “Olan biten tüm kanun dışı irtibat ve ilişki ağlarının farkındayız. 17-25 emniyet ve yargı ortaklı darbe girişiminin tekrarını planlayanlara boyun eğersek boyumuz devrilsin, göz yumarsak gözümüz çıksın, eyvallah edersek de kanımız kurusun… Gizli tanık ifadeleriyle şerefli isimleri karalama kumpasını ve tecelli eden millet iradesini gölgeleme arayışını himaye eden ve buna hizmetkârlık yapan kim varsa haindir, haşhaşidir, emniyet, yargı ve medya uzantılarının tepesine binilmelidir… Meclis gündemine gelecek olan 9’uncu yargı paketinde, casusluk suçu ilgili yeni düzenlemeden rahatsız olanlar çok iyi araştırılıp incelenmelidir. Yurt içinden ve yurt dışından hain FETÖ’cülerin, onlara sözcülük yapan satılmış, devşirilmiş sözde gazetecilerin bedel ödemesi yakındır ve kaçınılmazdır” diye çağrıda bulundu (MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, haftalık konuşmasında, suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan soruşturması çerçevesinde yaşanan gelişmeler üzerine Mülkiye Başmüfettişlerinin raporu doğrultusunda üç emniyet müdürünün açığa alındığı sürece değindi; 14 Mayıs).
Bahçeli: Sözde gazetecilerin bedel ödemesi yakındır
Tepkiler
MHP’ye yakın Türkgün Gazetesi’nin manşetinde Sinan Ateş cinayetiyle ilgili yaptıkları haberler nedeniyle gazeteciler Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Timur Soykan ve Barış Terkoğlu’nun hedef göstermesi; BirGün Gazetesi yazarı Timur Soykan’ın “Halkbank’tan mafyaya 550 milyon TL kredi” haberine erişim engeli getirilmesi; RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in yayıncılığa yönelik müdahaleleri, gazetecilerin görevleri kapsamında yargılanmaları veya tutuklanmaları ile uluslararası fon sayesinde yayın yapan medya mecralarını tehdit edebilecek “etki ajanlığı” düzenlemesi Türkiye’deki ve uluslararası gazetecilik meslek örgütlerinin tepkilerine neden oldu.
Türkgün’ün tehdidine kınama: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), MHP’ye yakın Türkgün Gazetesi’nin manşetinde Sinan Ateş cinayetiyle ilgili yaptıkları haberler nedeniyle gazeteciler Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Timur Soykan ve Barış Terkoğlu’nun hedef göstermesini kınadı. TGC, “Meslektaşlarımızı hedef gösteren Kadir Yıldız’ı kınıyoruz. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne göre ‘Gazeteci kamuoyunun doğru bilgilendirilme hakkından sorumludur. Gazeteci bir başka gazeteciye bilinçli ve açık, mesleki zarar vermekten kaçınmalıdır. Bir meslektaşının yayınını engelleyici ve yanıltıcı davranışlarda bulunmamalıdır.’ Meslektaşlarımızın başına gelecek her türlü olumsuzlukta hedef gösterenleri, olaylarda adı geçenleri sorumlu tutacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız. Gazetecilik suç değildir” dedi (22 Haziran).
Gazetecilik örgütlerinden Şahin’e tepkiler: RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in, BirGün Gazetesi yazarı Timur Soykan’ın 5 Haziran 2024 tarihli BirGün Gazetesi’nde çıkan “Halkbank’tan mafyaya 550 milyon TL kredi” haberiyle ilgili yayın kuruluşlarına yaptığı “yapıcı ikaz” gazetecilik meslek örgütlerinin kınamalarına neden oldu. Medya özgürlüğü kuruluşlarından ÇGD, “Basın kuruluşlarının yayınlarına müdahaleyi hiçbir koşulda kabul etmiyoruz. MASAK raporunun haberleştirilmesine dair mahkemeden hızlıca alınan ve bir gerekçe sunulmayan kararın basın özgürlüğüne bir darbe olduğu kuşkusuzdur” dedi (7 Haziran).
Medya özgürlüğünde ECPMF eleştirisi: Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) İzleme Koordinatörü Gürkan Özturan, gazetecilere dönük baskıları Mezopotamya Ajansı’ndan Ferdi Bayram’a değerlendirdi. Türkiye’nin basın özgürlüğü noktasında en kötü dönemini yaşadığını belirten Özturan, medyanın büyük bir bölümünün tek bir görüş üzerinden yayın yaptığını ifade etti. Özturan, “Bu da medyadaki çoğulculuğu ve toplum nezdinde medya okuryazarlığını olumsuz etkiliyor. Dünyada en çok gazetecinin tutuklandığı ülke Türkiye’dir. Yasalardaki muğlak ifadeler, uygulamalardaki çarpıklıklar ve zorlayıcı uygulamalara baktığımızda yasal düzlemin sorunlu olduğunu söyleyebiliriz. Alt mahkemeler AYM kararlarını tanımıyor” dedi (23 Mayıs).
RSF’den “etki ajanlığı” düzenlemesine tepki: RSF, 9. Yargı Paketi’nde yer alan ve Türk Ceza Kanunu’nun 339. maddesine eklenmesi öngörülen tartışmalı “etki ajanlığı” düzenlemesinin yürürlüğe girdiği takdirde bağımsız gazeteciliği ve ifade özgürlüğünü hedef alacağını bildirdi. RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, “Bu geniş ve muğlak ifadeli yasa Meclis tarafından kabul edilirse, yetkilileri rahatsız eden herhangi bir gazeteci, yabancı bir ülkenin çıkarlarını desteklediği iddia edilen bir etki ajanı olarak kolayca hedef alınabilir” dedi. Uluslararası kuruluşlardan fon alan medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin hapis cezası ile karşı karşıya kalabileceğini aktaran RSF, iktidarı maddeyi geri çekmeye çağırdı (15 Mayıs).
Üç gazetecinin tutuklanmasına uluslararası tepki: Aralarında Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) ile Dünya Gazeteler ve Haber Yayıncıları Birliği’nin (WAN-IFRA) de bulunduğu 27 uluslararası basın kuruluşu, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Mehmet Aslan, Esra Solin Dal ile Özgür Basın çalışanı Erdoğan Alayumat’ın tutuklanmasına ilişkin ortak bildiri yayımladı. Ortak açıklamada, “Tüm gazeteciler, demokratik bir toplumun vazgeçilmez bir unsuru olan gazetecilik mesleğini baskılardan uzak bir şekilde özgürce yerine getirebilmelidir” ifadeleri kullanıldı (3 Mayıs).
Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde mesaj ve tepkiler: Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinde 16 gazetecinin tutuklu olduğunu, son bir yılda 69 gazetecinin gözaltına alındığını, 52’sinin soruşturmalar nedeniyle ifade verdiğini, 63’sının da beraat ettiğini duyurdu. 40 gazeteci hakkında “halkı yanıltıcı bilgi yaymak” iddiasıyla (“Dezenformasyon”) 46 soruşturma açılırken, 10’unun gözaltına alındığını, 4’ünün de tutuklandığını hatırlatan Durmuş, 46 haber sitesinin engellendiğini, basın yayın kuruluşlarına da 38 ayrı idari para cezası verildiğini açıkladı. TGS, bu yılki Basın Özgürlüğü raporunun temasını da “gazeteci yoksulluğu” olarak belirledi. Baskının, sansürün eksik olmadığı medyada gazetecilerin yaşadıklarına ekonomik kaygı ve iş güvencesinden yoksun çalışma eklendi. RSF Türkiye Temsilcisi ve bianet Medya Raportörü Erol Önderoğlu, Türkiye’nin RSF Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke içerisinde 158. sırada gösterilmesiyle ilgili, “Ne yazık ki Türkiye, RSF Endeksi’nde ilerlemeyi kendi elleriyle değil, başka ülkelerin daha radikal baskı ortamına savrulması ‘sayesinde’ sağlıyor. Bu da, canlı sivil toplumu veya medya özgürlüğü için verilen sektörel çabalar dikkate alındığında çok acı” dedi (3 Mayıs).
Terkoğlu’na hapse tepki: RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, Adalet Bakan Yardımcısı ve eski Hakim Akın Gürlek’in “terörle mücadele edeni hedef göstermek” iddiasıyla şikayetçi olduğu Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve araştırmacı gazeteci Barış Terkoğlu’nun ertelemesiz iki yıl hapse mahkum edilmesine tepki gösterdi. Önderoğlu, “Fırat Can Arslan’ın tutuklanması, Ali Duran Topuz gibi birçok habercinin yargılanmasına gerekçe oluşturan TMK6 maddesi şimdi de @baristerkoglu’nun ertelemesiz hapisle mahkûmiyetiyle tehdit zeminini genişletti. Pişmanlık duymayan, mesleğini savunana uygulanan tarife!” dedi (2 Mayıs).
1 Mayıs’ta “Basını süpürün” ifadesine tepkiler: 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde işçiler ve sendika temsilcileri, CHP lideri Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun çağrısından sonra İstanbul Taksim’e çıkmak isterken Şaraçhane’de polise “Basını süpürün” emri verildi. Canlı yayına da yansıyan bu ifadeye gazeteci Deniz Zeyrek, Sözcü TV yayınında tepki gösterdi. Zeyrek, “Bu, aşağılık bir ifade… Bu emri kim verdiyse ahmakça bir iş yapmış. ‘Gazeteciyi süpürün’ ne demek, haddini bilsin o adam. Ondan sonra hakkımızı savunun diyorlar. Süpürürken düşünecektin. O emri kim vermiş? Daha önce de Çağlayan Adliyesi’nde aynı ifadeyi duydum. Çevik kuvvetin terminolojisinde ‘Gazeteciyi süpürün’ diye bir ifade var. Utanın. Sen kimi süpürüyorsun? 12 saat en zor koşullarda çalışıyorsun, hakkını biz savunuyoruz. O terminolojiyi kim icat etti? Toz muyuz biz? Ayıp, utanın” ifadelerini kullandı. RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, da “Emniyet görevlisinden polise “Basını süpürün” talimatı, otoriter anlayışı ele vermenin yanı sıra medya temsilcilerine karşı yıllardır var olduğunu ifade ettiğimiz hasmane tutumu gösteriyor. Gelişmeleri yansıtan yorumcu meslektaşlarımızdan bu aşağılık ifadeyi yayında tekrarlamamalarını rica ediyoruz” şeklinde tepki gösterdi. (1 Mayıs).
Niyazi Dalyancı Barış Gazeteciliği Ödülü Prof. Dr. Sevda Alankuş’a: TGC Yönetim Kurulu 2023 Niyazi Dalyancı Barış Gazeteciliği Ödülü’nün “Barış gazeteciliği alanındaki çalışmaları, adil, barış odaklı habercilik ve medyada şiddet dilinin azaltılmasına sağladığı katkı nedeniyle” iletişim akademisyeni Prof. Dr. Sevda Alankuş’a verilmesini kararlaştırdı (22 Nisan).
“Öldürülen Gazeteciler Günü”nde TGC’den TBMM’ye çağrı: TGC’nin, Hasan Fehmi Efendi’nin mezarı başında düzenlenen törende gündeme getirilen “Öldürülen Gazeteciler Günü” dolayısıyla yapılan açıklamada, “Basın Müzemizde Öldürülen Gazeteciler Galerisi’nde fotoğrafları bulunan Abdi İpekçi, Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, Turan Dursun, Hrant Dink, Metin Göktepe, Çetin Emeç gibi isimlerin de aralarında olduğu 67 gazeteci öldürüldü” denildi. Törende konuşan TGC Başkanı Vahap Munyar, “Demokrasi için kara bir leke olan gazeteci cinayetlerini unutturmamak ve tetiği çektirenlerin bulunması için TBMM’ye Araştırma Komisyonu kurulması için taleplerimizi yinelemek için buradayız” dedi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Dilek Gappi de yaptığı yazılı açıklamada, bu yıl 6 Nisan’da gazetecilerin içinin yine buruk olduğunu, bugün tutuklu olan ve ne zaman gökyüzünü göreceğini bilmeyen gazetecilerin bulunduğunu ve İzmirli gazeteci Süleyman Gençel’in de onlardan biri olduğunu ifade etti. 1995 ve 2023 yılları arasında dünya genelinde bin 859 gazetecinin görevi başında katledildiğini söyleyen Gappi, Türkiye’de ise 13 gazetecinin yazdıkları nedeniyle hâlâ cezaevinde olduğunu, gazetecilere reva görülen bu durumu iliklerine kadar hissettiklerini vurguladı. Gappi, “Basın özgürlüğünü savunan gazeteciler, sıklıkla çeşitli saldırı ve tehditlere maruz kalıyor. Bu durum, demokratik bir toplumun olmazsa olmazı olan basın özgürlüğünün ne denli kırılgan olduğunu gösteriyor” dedi (6 Nisan).
DFG ve TGS’den tepki: Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 31 Mart Yerel Seçimleri’nde Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen DEM Partili Abdullah Zeydan’a mazbatasının verilmemesine yönelik eylemler sırasında medya temsilcilerinin iki günde karşılaştığı saldırı ve kısıtlamaları kınadı. DFG’den yapılan açıklamada, “Görevi yaşanan olayları tüm çıplaklığıyla halka ulaştırmak olan basın emekçileri, yine polisin hedefi olmuştur. Başta Van olmak üzere birçok kentte, basın emekçilerinin görüntü alması engellenmiş, gaz ve tazyikli suyun hedefi olmuştur. Kimi yerlerde ise fiziki müdahalelere maruz kalmışlardır” denildi. TGS de, gözaltındaki gazetecilerin serbest bırakılması için çağrı yaptı; serbest bırakıldıktan sonra yapılan ikinci bir açıklamada ise adli kontrol tedbirlerine tepki gösterdi; “Adli kontrol şartı da gazetecilerin basın özgürlüğü üzerinde baskı aratmaktadır. En yakın zamanda kaldırılmasını istiyoruz”. (3 -5 Nisan).
TGC’den tepki: Siyasetçilerin gazetecileri tehdit etmesi suçtur
Dayanışma
Gazeteciler Cemiyeti “Medya İçin Demokrasi, Demokrasi İçin Medya” Projesi kapsamında 26-27 Nisan tarihlerinde, gazeteci, milletvekili, akademisyen ve RTÜK üyelerini de bir araya getiren “TBB Konukevi Litai Otel’de “Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar” başlıklı bir konferans düzenledi.
Son üç ayda yargılanan gazetecilere ulusal ve uluslararası medya örgütlerinin temsilcileri de destek verdi. Basın Konseyi, ‘2023 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü’nü gazeteci Ferit Demir’e verdi.
Terkoğlu ve Gülbaş davalarına RSF izledi: RSF Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, gazeteciler Barış Terkoğlu’nun “Hatırlı FETÖ’cüler nasıl kurtarılıyor” ve “Savcı bey geliyorum, bu yazıyı da ekleyin” başlıklı yazılar nedeniyle yargılandığı davayı izledi. RSF, Gerçek Gündem sitesi eski muhabiri Melisa Gülbaş’ın Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Turan’ın şikayetiyle hakim karşısına çıktığı duruşmayı da takip etti (30-31 Mayıs).
“Gündem Dayanışma” davasında dayanışma: Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenliği davasından yargılanan ve 17 Temmuz 2019’da beraat ettikleri halde kararları istinaftan dönen Şebnem Korur-Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin’in dört yıldır yeniden yargılandığı davayı Gazetecileri Koruma Komitesi’nden (CPJ) Özgür Öğret, Norveç PEN’den Çiçek Tahaoğlu, Fransa ve Hollanda Konsoloslukları temsilcileri, Almanya medyası temsilcileri de dayanışma için izledi (30 Mayıs).
Gazeteciler Cemiyeti’nden Medya Konferansı: Gazeteciler Cemiyeti “Medya İçin Demokrasi, Demokrasi İçin Medya” Projesi kapsamında 26-27 Nisan tarihlerinde TBB Konukevi Litai Otel’de “Gazeteciliğin Dönüşümü ve Arayışlar” konferansı düzenledi. İlginin yoğun olduğu Konferansın ilk konuşmasını ev sahibi Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin yaptı. Gazeteciler, EFJ ve RSF temsilcileri, akademisyenler, hukukçular, araştırmacılar ve meslek örgütü temsilcileri, Medya Dayanışma Platformu üyeleri, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, DİSK Basın-İş, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği ile Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti, Gaziantep Basın Cemiyeti ve Malatya Gazeteciler Cemiyeti başkanları konferans ve çalıştayda hem güncel konuları hem de mesleğin geleceğini ele aldılar (26- 27 Nisan).
Basın Konseyi Ödülü Ferit Demir’e: Basın Konseyi, ‘2023 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü”‘nü gazeteci Ferit Demir’e verdi. Ödül, Yüksek Kurul üyelerinin, “ifade ve basın özgürlüğünün savunulmasına ve desteklenmesine üstün katkılarda bulunan kişi, kurum veya örgütü’ belirlemek için yaptığı toplantının ardından açıklandı (24 Nisan).
Raporlar
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’yi 180 ülke içerisinde 158. sırada gösterdi. Geçen yıla göre kaydedilen yedi sıralık ilerleyiş, Türkiye’de medya özgürlüğü olarak durumun iyiye gittiğinin bir işareti olmayıp sıralamada Türkiye’ye yakın diğer ülkelerde daha keskin gerileme gözlenmiş olmasından kaynaklanıyor.
En güvenilir Now TV: Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü, 2024 Dijital Haber Raporu’na göre Türkiye’nin en güvenilir haber kanalı Now TV (Eski Fox) oldu. Her yıl yapılan “Türkiye’de halkın haber kaynaklarına olan güveni” araştırmasında televizyon ve gazeteler arasında en güvenilir haber kaynağı yüzde 60’la Now TV oldu (17 Haziran).
Türkiye RSF Endeksi’nde 158. sırada: Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’yi 180 ülke içerisinde 158. sırada gösterdi. Ancak, geçen yıl 165. sırada yer bulan Türkiye’nin bu yedi sıralık ilerleyişi, medya özgürlüğü olarak durumun iyiye gittiğinin bir işareti değil. Türkiye, medya özgürlüğünü durumu itibariyle “Çok vahim” kategorisinde kaldı. Endekste 158. sıraya yükseliş, büyük ölçüde, geçen yılki endekste Türkiye’nin önünde yer alan Hindistan, Azerbaycan, Rusya, Belarus ve Bangladeş gibi ülkelerin son bir yılda özellikle de “politik” ve “güvenlik” göstergeleri bakımından daha büyük kayıp vermesinden kaynaklanıyor. Ayrıca, seçim sürecinde kamu yayıncılığının tarafgirliği, onlarca gazetecinin tutuklanması ve cezasızlık gibi gelişmeler Türkiye’yi, medyaya yönelik “politik” faktörler bakımından en çok gerileyen ülkelerden biri haline getirdi. Keza, gazeteciler hakkında Şubat depremlerinin ardından “dezenformasyon” iddiasıyla yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar da işlerin “Yasal” alanda da iyi gitmediğini gözler önüne serdi (3 Mayıs).
İşten çıkarmalar/ayrılmalar
Nisan-Haziran döneminde medya özgürlüğüyle sınırlı editoryal tartışmalar sonucunda işten çıkarılan veya yayın çizgisinden doğan anlaşmazlıklar çerçevesinde işi bırakmak zorunda bırakılan gazeteci veya medya çalışanı tespit edilemedi. Geçen yılın aynı döneminde ise Cumhuriyet, TV100, Halk TV ve HaberTürk’ten beş gazeteci bu kapsamda işinden olmuştu.
Bu dönemde CHP; resmi ilan verilmemesi, abone olunmaması ve gazete alımı yapılmamasını öngördüğü için yerel medyada işsizliği dizginlenemez boyutlara taşıyacağı gerekçesiyle 7 Mayıs’ta yürürlüğe giren “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” konusunda uyardı.
CHP’den yerel medya için “işsizlik” uyarısı: CHP Isparta Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Hikmet Yalım Halıcı, 13 Mayıs 2024 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığınca açıklanan ve 17 Mayıs’ta yürürlüğe giren “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”nin tek geliri, gazete abone satışları, reklamlar ve Basın İlan Kurumu aracılığıyla alınan resmi ilanlar olan yerel medyada yıkıma neden olacağını duyurdu. Genelgenin ilgili bölümünün geri çekilmesini isteyen Halıcı, “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nde yer alan ‘Basın ve yayın organlarına ilan ve reklam verilmeyecek, kamu kurum ve kuruluşlarınca hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak, görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacak’ düzenlemeleri yerel basını yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacaktır. Birçok gazeteci ve çalışan bu nedenle işsiz kalacak” sözleriyle uyarı yaptı (31 Mayıs).
(EÖ/VC)