Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), kuruluş amacı itibarıyla yayıncılık alanında düzenleme ve denetleme görevini üstlenen bir kurum olarak tanımlansa da, günümüzde siyasi iktidarın toplumu tek sesli bir yapıya dönüştürmesi adına en işlevsel araçlarından biri olarak öne çıkıyor.
Son yıllarda RTÜK’ün aldığı kararlar ve uyguladığı cezalar, çoğunlukla iktidara muhalif yayın organlarını hedef alarak, medya kuruluşlarının yayın içerikleri üzerinde baskı oluşturuyor. Bu yetkilerin sansür aracı olarak kullanılması, ifade ve basın özgürlüğüne tehdit oluştururken halkın haber alma hakkını da ciddi biçimde kısıtlıyor.
Açık Radyo: Evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda yayın hayatına devam edeceğiz
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan ile RTÜK’ün işleyişini, basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki etkilerini ve medyada özdenetim konusunu konuştuk.
“İfade ve haber alma özgürlüğü ortadan kaldırılıyor”
Siyasi iktidarın kamuoyu üzerindeki kontrol mekanizmasının önemli bir parçası olarak RTÜK nasıl işlev görüyor? Kurulun yapısal olarak sistemdeki rolü nedir?
RTÜK aslında bir ihtiyaçtan doğru. Özel radyo ve televizyonların 1990’lı yılların başlarında Anayasa’ya da aykırı olarak yayın hayatına başlamaları yayıncılık alanında bir kaosa yol açtı.
1982 Anayasası’na göre radyo ve televizyon yayıncılığında devlet tekeli söz konusuydu ve sadece TRT kurumuna yayın yapma izni verilmişti. Uydu teknolojilerindeki gelişmeler bu tekeli işlevsiz kıldı ve özel yayıncılık başladı. RTÜK, radyo ve televizyon yayınlarına çekidüzen vermek amacıyla 1994 yılında kuruldu. Her ne kadar RTÜK üyeleri TBMM’de grubu bulunan siyasal partilerin adayları olarak seçiliyorlarsa da yasa gereği tarafsız olmak zorundalar. Ancak maalesef yasalar ne kadar iyi niyetle hazırlanırsa hazırlansınlar pratikte farklı uygulanabiliyorlar. Radyo Televizyon Üst Kurulu yapısı da bunun bir örneği.
RTÜK Kanunu’nun 37. maddesinin (a) bendi RTÜK’ün görevini şöyle tanımlıyor: “Yayın hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğünün, düşünce çeşitliliğinin, Rekabet Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla rekabet ortamının ve çoğulculuğun güvence altına alınması, yoğunlaşmanın önlenmesi ve kamu menfaatinin korunması amacıyla gerekli tedbirleri almak.” Görüldüğü gibi bu ifadeye itiraz edebilmek pek mümkün değil. Ama uygulamada RTÜK’ün son derece tarafgir kararlar aldığını, ifade ve haber alma özgürlüğünü güvenceye almak yerine ortadan kaldırmaya çalıştığını görüyoruz.
TGC: RTÜK tek tip aile, tek tip yayıncılık için faaliyetlerini sürdürüyor
“Asıl sorun uygulamada ortaya çıkıyor”
Avrupa’daki benzer medya denetleme kurumları ile RTÜK’ü karşılaştırdığınızda ne gibi farklar görüyorsunuz?
Yasa anlamında çok ciddi farklar olmadığını görüyoruz. Asıl sorun uygulamada ortaya çıkıyor. Bizde RTÜK en baştan itibaren baskıcı ve otoriter bir politika izledi. Uzunca bir süre ekran karartmalar söz konusuydu. Bu uygulamanın iyi bir görüntü vermediği kararına ulaşılınca bu kez ağır para cezaları ile program durdurma cezaları devreye girdi. Uygulamada RTÜK, yayıncılık alanını düzenleyen ve denetleyen bir kurum olmaktan çıkıp sürekli ceza veren bir kuruma dönüştü.
“Hükümlerin çoğu yoruma açık”
RTÜK’ün yetkilerini belirleyen yasal çerçeve basın ve ifade özgürlüğünü ne şekilde etkiliyor?
RTÜK Yasası, RTÜK üyelerine yayın denetimi konusunda çok geniş yetkiler tanımlamış durumda. Örneğin 8. maddede sayılan ‘Yayın Hizmeti İlkeleri’ tam 24 yasaklayıcı hüküm içeriyor. Bu hükümlerin çoğu yoruma açık, istenildiği şekilde yorumlanabilecek hükümler. Zaten RTÜK’ün kanallara verdiği cezalara bakılırsa madde hükümlerinin nasıl yorumlandığı da görülecektir.
Kuruluşundan bu yana geçen süreçte RTÜK’ün yasayı özgürlükçü olarak yorumladığı dönemler olduğu gibi, son derece baskıcı ve yasakçı uyguladığı dönemler de oldu. Son dönem, RTÜK’ün en baskıcı ve tarafgir davrandığı dönem oldu maalesef. RTÜK 2023 yılında en çok Halk TV, Tele 1, Fox TV (Now TV) gibi muhalif kanalları cezalandırdı.
RTÜK en çok cezayı Halk TV, TELE 1 ve Now TV’ye kesti
“İnsan hakları ve özgürlükleri temel alınmalı”
RTÜK’ün daha özerk ve hesap verebilir bir kurum olması için ne tür yapısal değişiklikler gerekiyor?
Tabii ki ilk önce, yasanın lafzına uygun olarak Radyo Televizyon Üst Kurulu üyelerinin tarafsız ve bağımsız olmalarını sağlayacak yeni bir mekanizma kurmak gerekiyor. Üst Kurul üyelerini partiler değil, meslek kuruluşları belirlemeli.
Partiler, en uygun kişileri değil, kendilerine siyasi olarak en yakın kişileri aday gösteriyorlar. Bu kişiler de görev yaparken partili gibi davranıyorlar. Önce bu yapısal sorunu çözmek gerekir. Ardından yayın ilkelerini demokratik ve özgürlükçü bir bakış açısıyla yeniden ele almak ve yasakçı uygulamalara son vermek gerekir. İnsan hakları ve özgürlükleri temel alınmalıdır.
AÇIK RADYO'YA VERİLEN 'ERMENİ SOYKIRIMI' CEZASI
Yaman Akdeniz: AKP, ifade özgürlüğünü sürekli daha fazla baskı altına alma derdinde
“Yayıncılıkta tekelleşme engellenmeli”
Basın Konseyi, medyanın kendi özdenetimini sağlaması gerektiğini düşünüyor. Türkiye’de medyanın sürdürülebilir bir özdenetim mekanizması geliştirmesi mümkün mü? Bu mekanizmaların güçlendirilmesi için neler yapılabilir?
Etik ilkeler bağlamında özdenetimin elbette medyanın kendisi tarafından yapılması beklenir. Özdenetim zaten bu anlama gelmektedir. Radyo-televizyon yayıncılığı alanında da özdenetim mekanizmaları kurulabilir ve hatta kurulmalıdır. Ancak bunun için öncelikle RTÜK’ün görev ve yetkilerinin yeniden tanımlanması gerekiyor. Mesela RTÜK 1994’ten beri asli görevleri arasında olduğu halde bir türlü yapmadığı frekans ihalesini yapmalı, yayıncılıkta tekelleşmeyi engellemeli, özgür bir yayıncılık ortamı sağlamalıdır.
Gökyüzü Özelleştirilemez
İçerik denetimi ise özdenetim kurumları tarafından yapılmalıdır. Basın Konseyi benzeri bir Radyo Televizyon Etik Kurulu oluşturulabilir. Ancak bu kurulun işlevsel olması, kararlarının uygulanması gerekir. Bu da ancak özdenetim mekanizmalarına yasada yer verilirse mümkün olacaktır. Ticaret Bakanlığı altında yer alan Reklam Kurulu gibi bir özdenetim mekanizması örnek alınabilir. Ancak tekrar vurgulamak istiyorum, bu kurulun tarafsız ve bağımsız olması zorunludur.
CEREN SÖZERİ VE EROL ÖNDEROĞLU YORUMLADI
"RTÜK'ün Yapısı Değiştirilmeli, Özerk Bir Hal Kazandırılmalı"
(VC)