Yaklaşık 9 aylık tutukluluğun sonunda 18 Ocak’ta çıktığı ikinci duruşmada da tahliye edilmeyen Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu, mahkemenin ara kararıyla ilgili konuştu.
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nden bir mektup kaleme alan Müftüoğlu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un gazetecilerle ilgili açıklamasına değindi.
Müftüoğlu “Tutuklu bir gazeteci olduğumu söylesem de, bakan ‘Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle, cezaevinde tutuklu gazeteci yok’ diyor. AKP iktidarının genel siyaset anlayışının bir sürdürücüsü bakan da kendi cephesinden haklıydı. Olguyu değiştiremiyorsan, algıyı değiştirirsin! Türkiye’deki tutuklu gazeteci gerçeği, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskının boyutu ‘kör göze parmak’ düzeyine gelmişken, ‘Avrupa Türkiye’yi kıskanıyor’ diyen, ‘Basın hiç bu kadar özgür olmamıştı’ diyen bir zihniyet, siyasi akıl, elbette tutuklu gazeteciler gerçeğini görmeyecekti” dedi.
Vakalar, “Gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklu olan yok” diyen Adalet Bakanını yalanlıyor
“Hazır kararla hapislik süremi uzattılar”
Müftüoğlu ardından davanın ikinci duruşmasında kendisini tahliye etmeyen mahkeme heyetini eleştirdi. Hazır bir kararla tutukluluk süresinin uzatıldığını söyledi.
Müftüoğlu, “İddianamede hakkımda isnat edilen her şey mesleki faaliyetlerimin ‘örgütsel’ gösterilmeye çalışılmasından ibaret. Buna ses olarak da iki tanık ifadesi konulmuş. İlk duruşmada tanıklar dinlenmediği için ‘tutukluluk devam’ kararı veren mahkeme, bu kez buna bir gerekçe dahi bulamadan, ellerinde getirdikleri hazır kararla hapislik süremi uzattılar. İddianamenin temelini oluşturdukları tanıklar ne diyordu? Kobanê Davası’nın omurgasını oluşturan açık tanık, emniyete verdiği ifade de bana bir 1 aylık eğitim verdiğini, yanımda 25 kişinin olduğunu söylüyordu. Mahkemeye geldiğinde ise verilen eğitimde beni gördüğünü ‘anımsıyordu’! Eğitimin ne kadar sürdüğü sorulduğunda ise, oraya ‘eğitmen’ sıfatıyla katıldığını, detay bilmediğini, ne yapıp ettiğimi bilmediğini söylüyordu” diye konuştu.
Meslek örgütlerine çağrı yaptı
Mesleki faaliyetlerinin gizli tanık beyanlarıyla “örgütsel kılıfa” büründürüldüğünü dile getiren Müftüoğlu, verilen kararın gazeteciliği yargılamaktan öte bir durum olmadığını söyledi.
Müftüoğlu, “Açık tanığı dinleyeceğinden habersiz, SEGBİS’te yanımda avukat bulunmasına karşı çıkan bir mahkeme heyeti, yapılan savunmalar ve tanıkların çelişkili ifadelerine rağmen bu zulüm politikasını sürdürmekte kararlı. Biz Kürt gazeteciler de hakikati açığa çıkarmakta kararlıyız. 30 yıldır baş eğmeyen, kalemi bükmeden gerçekleri açığa çıkartmaya çalışan geleneğin devamcıları olarak, sözümüzü söylemeye, görülmeyeni göstermeye, yazılmayanı yazmaya devam edeceğiz. Söylenecek söz çok olsa da, asıl olan mücadeledir diyerek; tüm demokratik kamuoyuna, meslek örgütlerine ve gazetecilere de gazeteciliği, basın ve ifade özgürlüğünü savunmak için ortak mücadeleyi büyütmeye çağırıyorum” ifadelerini kullandı.
Dicle Müftüoğlu’na ikinci duruşmada da tahliye yok
(HA)