Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yaklaşık 9 aydır tutuklu olan Dicle Müftüoğlu yarın (18 Ocak) görülecek duruşması öncesinde bir açıklama yaptı.
7 Aralık’taki ilk duruşmada tahliye edilmeyen Müftüoğlu’nun serbest bırakılmasını istedi. Ayrıca duruşmaya katılım çağrısı yaptı.
Müftüoğlu’nun adı konulmamış bir cezalandırmaya tabi tutulduğunu belirten meslek örgütleri “Yargılanan Dicle değil, gazetecilik” dedi. Müftüoğlu’nun tutukluluğunun Türkiye’deki bütün gazetecilere, özelde de Kürt gazetecilere yönelik yaklaşımı ve ülkede basın özgürlüğünün geldiği noktayı gösterdiğini savundu.
Meslek örgütlerinin Müftüoğlu için yaptığı açıklama şu şekilde:
Absürt denebilecek iddialarla suçlanıyor
Dicle Müftüoğlu’nun tutukluluğunun üzerinden 8 buçuk ayı aşkın süre geçti. Tam 264 gündür Dicle özgürlüğünden mahrum bırakılmış, adı konulmamış bir cezalandırmaya tabi tutulmuş durumda.
Dicle Müftüoğlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında 29 Nisan 2023 tarihinde Diyarbakır’da gözaltına alınıp, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklandı. Yaklaşık 9 aydır Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Müftüoğlu hakkında, ‘örgüte üye olmak’ ve ‘örgüt kurmak ve yönetmek’ iddialarıyla iddianame hazırlandı.
43 sayfadan oluşan iddianamenin 41 sayfasında Dicle’ye dair tek suçlama yoktu. Bu haliyle 7 Aralık 2023 tarihinde Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkarıldı. İlk duruşmada hep birlikte gördük; Dicle’nin yaptığı haberlerden tutalım, babasıyla birlikte İstanbul’da bir otelde kalışına kadar, absürt denebilecek iddialarla suçlanıyordu. MASAK raporuyla ailesi ile dahi yaptığı para alışverişi suçmuş gibi gösteriliyordu.
Müftüoğlu’nun yurt dışı gezileri, meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinin yanı sıra sosyal yaşantısı dahi suç delili olarak iddianameye eklenmişti. Gizli tanık beyanlarıyla yapılan hukuksuzluk örtbas edilmeye, yaptığı gazetecilik faaliyetleri kriminalize edilmeye çalışılıyordu. Gizli tanık daha önce Ankara’da tutuklanan 10 gazetecinin dosyasında dinlenmiş, kendisine yöneltilen bir soru üzerine devletle çalıştığını dile getirmişti. Yani devlet adına çalışan ajan niteliğinde birinden bahsediyoruz.
Müftüoğlu’nun avukatlarının da dile getirdiği üzere, ya bu kişi polistir, ya da polis değilse zaten böyle bir görevlendirme biçimi yasaya uygun değildir. Yani kısacası iddianamede yer alan tüm iddialar ve tanıkların iftiraları çökmüştür. Zaten bu iddialar bizler açısından yok hükmündedir.
Kamuoyunda Dicle’nin tahliye edilmesi beklentisi yüksekti çünkü iddianamedeki suçlamalar bir kişiyi, hele bu tanınmış bir gazeteci ise hapiste tutmaya yetecek türden değildi. Ancak mahkeme, tanıkların dinlenmemesini gerekçe gösterdi ve Müftüoğlu’nu tahliye etmedi. Bu karar öyle apar topar alındı ki avukatların savunma yapmasına dahi müsaade edilmedi. Gözaltı ve tutuklama ve yedi aylık tutukluluktan sonra hukuksuzluk ilk duruşmada da katmerleşerek sürdü. Duruşmada Dicle kendisini savunmadı; hepimizi, daha doğrusu bir bütün olarak gazeteciliği savundu.
Şimdi Dicle, 18 Ocak’ta ikinci kez hâkim karşısına çıkacak. İlk duruşmada Dicle Müftüoğlu’nun gazetecilik faaliyetleri dışında dosya kapsamında herhangi bir eylem ve faaliyetinin olmadığı açık bir şekilde görülmüştür. Burada yargılanan Dicle değil, gazeteciliktir. Açıktır ki, bu uzun tutukluluk artık bir tedbirin ötesine geçip cezalandırmaya dönüşmüştür. Aslında Dicle’ye reva görülen muamele, bir bütünen gazetecilere, özelde de Kürt gazetecilere yönelik yaklaşımı ve ülkede basın özgürlüğünün geldiği noktayı açıklar nitelikte.
Bu nedenle bizler, geçtiğimiz yıl Hollanda merkezli Free Press Unlimited tarafından “En Dirençli Gazeteci” ödülüne layık görülen Dicle Müftüoğlu’nun bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz. Ayrıca 18 Ocak’ta saat 11.50’de herkesi Diyarbakır adliyesine, Dicle ile dayanışmaya bekliyoruz. Unutmayalım ki, tıpkı Dicle gibi bizler de gazeteciliği savunuyoruz ve bir daha hiç kimsenin yaptığı haberler nedeniyle, düşünceleri nedeniyle bu muameleye maruz kalmamasını istiyoruz. Bir kez daha özgür basın susturulamaz diyor, gazetecilere özgürlük talep ediyoruz.
Mahkeme, tutuklu gazeteci Dicle Müftüoğlu'nu tahliye etmedi
(HA)