Hem iktidar hem de muhalefet yeni çözüm sürecinin siyasal ve yasal zemini için TBMM'yi işaret ediyor. Bunun için komisyon kurulması tartışılırken gözaltında kaybettirilenlerin akıbetinin araştırılmasına ilişkin önerge AKP, MHP ve İYİ Parti oylarıyla reddedildi. Kaybedilenlerin yakınları ve insan hakları savunucuları karara tepkili.

DEM Parti ile görüşen Özgür Özel: Komisyon fikrinin sahibiyiz
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şırnak Milletvekili Newroz Uysal Aslan, “Kayıplar Haftası” dolayısıyla Meclis Başkanlığı’na Hakikat ve Adalet Araştırma Komisyonu kurulması için önerge sundu. Zorla kaybetme ve faili meçhul cinayetlerin tüm yönleriyle araştırılmasını ve devletin bu vakalardaki hukuki-siyasi sorumluluğunun açığa çıkarılmasını istedi. Önerge AKP, MHP ve İYİ Parti oylarıyla reddedildi.

KAYIPLAR HAFTASI (17-31 MAYIS)
İHD İstanbul Şubesi Kayıplar Haftası etkinlik programını duyurdu

"Reddeden taraf adım atmalı"
31 yıldır oğlu Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini soran Menekşe Aydınlar, "Cüneyt’in sesi susturuldu ama bizim yüreğimiz konuşmaya devam etti. Her gece bir umutla bekledik, belki gelir diye. Ama gelmedi. Ne de bir vedamız oldu ne bir mezarı oldu. Türkiye’de bir gerçek barışın ilk adımı annelerin, babaların, kardeşlerin, evlatların yıllardır taşımak zorunda bırakıldığı bu büyük acının tanınmasıyla başlamalıdır. Barış istiyoruz, evet ama eksiksiz, dürüst ve adil bir barış. Reddeden tarafın barış için bu adımları atması gerekir" çağrısı yaptı.
"Yüzleşmeden barışmak mümkün mü?"
Türkiye'de yeniden başlayan barış görüşmelerine dikkat çeken Menekşe Aydınlar, "Barış ancak adaletle mümkün. Adalet ise susarak, unutarak değil; konuşarak ve hatırlayarak gelir. Biz unutmadık, affetmedik. Yıllardır gerçeğin peşinde koşan bir anne olarak, geçmişin karanlıkta kalmış hakikatleri ortaya çıkar diye içimizde az da olsa bir kıpırtı oluştu. Hala adaletin geleceğine inanmak istiyoruz. Gerçek bir barış, geçmişle yüzleşmeden mümkün değil. Kayıplarımızın hesabı sorulmadan, acılarımız dindirilmeden kalıcı barış mümkün mü?" diye sordu.
"Berfo Ana'ya verilen söz tutulmadı"

İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin de yeni süreçte ılımlı bir barış iklimi yaratıldığını vurgulayarak "Bu tabii olumlu ama barış süreci de olsa kimse gözaltında kaybedilen insanlarını aramaktan vazgeçmeyecektir. Failler açıklanmadan gerçek anlamda bir demokrasi ve barış gerçekleşemez" dedi.
Erdoğan'a Berfo Ana'ya verdiği sözü hatırlatan Keskin, müvekkili Cüneyt Aydınlar'ın 'bu coğrafyada kayıtlı ilk gözaltı' olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
"Genel olarak gözaltında kaybedilen insanlar resmi kayıtlara geçilmiyor ama Cüneyt Aydınlar resmi olarak gözaltına alındığı belgelenmiş bir gençti. Biz Aydınlar'ın aynı operasyonda gözaltına alınan arkadaşlarının verdiği bilgiler doğrultusunda korkunç bir işkenceya maruz kaldığını öğrendik. Yer gösterilmeye götürüldüğü Beyoğlu'nda yaptığımız araştırma sonucu yürümeyecek bir halde buraya getirildiğini ve yer gösterme sırasında bir inşaata götürüldüğünü ve oradan bir silah sesi geldiğini öğrendik. Bir daha da Cüneyt Aydınlar'ı kimse görmedi. Bütün bu olayların hepsi gözaltında zorla kaybetme aslında işkenceyle katletmedir."
"Sistem değişmeden demokrasi gelmez"
Birleşmiş Milletlerin 'zorla kaybetmelere' karşı sözleşmesini imzalama çağrısı yapan Keskin, davaların takipsizlikle sonuçlanmasına neden olan mekanizmayı ilişkin şöyle konuştu:
"Türkiye bunu imzalamadığı için de gözaltında kayıp suçunda cinayet suçunda zaman aşımı uyguluyor ve 20 yıl içinde bütün dosyaları tüm talepleri reddederek savcılar takipsizlikle sonlandırıyor. Bu bir mekanizma bu bir devlet politikası bu mekanizmanın içerisinde işkenceyi yapan polisler, katleden resmi görevliler, soruşturmayı yapmayan savcılar, dava açılsa bile beraat kararı veren hakimler, adli tıp hekimleri. Hepsi sitematiğin parçaları. Bu sistematik değişmeden de bir demokratik değişmeden söz etmek mümkün değil."
(AB)









