Gezi davasında Mücella Yapıcı, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ile Yiğit Ali Ekmekçi ile birlikte 18 yıl hapse mahkum edilen Çiğdem Mater, Yargıtay’ın cezaları onama kararının ardından T24’ten Gökçer Tahincioğlu’na röportaj verdi.
Mater röportajında tutulduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nden “Bir buçuk yıldır zorunlu ikametgâhım” diye bahsetti.
Kendi Bakırköy’de bulana kadar adli tutuklu ve hükümlülerin koşullarına dair hiçbir şey bilmediğini ifade eden Mater, “Derin yoksulluğun, ‘suç isnadıyla’ birlikte ortaya çıkan kimsesizliğin, adli yardımdan yoksunluğun hayatları ne ölçüde etkilediğini burada ne yazık ki günbegün öğrenmeye devam ediyorum” diye konuştu.
“Mesele Bakırköy Kadın Cezaevi değil” diyen Mater, hapishanelerdeki 300 küsur bin tutuklu ve hükümlünün yaşam koşullarını eleştirdi. “Bu koşulları ancak her yerde dile getirerek, gündem yaparak çözmek mümkün bence” dedi.
"Çekilmemiş bir filmin ‘yokluğunu’ kanıtlamak epey zor oldu"
Mater, Gezi davasından “tuhaf ve saçma” diye bahsetti. “Davaya dair önümüze gelen her yeni hukuki metin bir öncekine rahmet okutuyor” diye konuştu:
“Ben 2019-2020 arasını, mahkemenin ‘çekildiğini’ iddia ettiği filmi çekmediğimi anlatmaya çalışarak geçirdim. Sonrasında da, ‘Gezi başarısız oldu, o yüzden filmden vazgeçtikleri değerlendirilmiştir’ tespitiyle uğraştım. Çekilmemiş bir filmin ‘yokluğunu’ kanıtlamak epey zor oldu.
Çekilmeyen filmden 18 yıl almayı da kendime anlatmam epey zor tabii. Suç örgütü liderlerinden tecavüz suçlularına, affedilenlere gelince; e tabii, suç var, suç var... Çekilmeyen filmle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni yıkmaya teşebbüs, anlaşılan Türkiye yargısının her kademesi için mümkün, kesin, tutarlı ve çelişiksiz...”
"Keşke gelmeseydim dediğim olmadı"
Mater, hüküm öncesinde yargılamanın beraatla sonuçlanacağını düşündüğünü söyledi.
“Tutuklanma endişem yoktu. Ama 25 Nisan 2022 günü, heyet karar için ara verdiğinde, Çağlayan Adliyesi koridorlarındaki polis kalabalığını görünce anladım tabii. ‘Karar için ara’nın oyunun bir parçası olduğu hepimizin malumu, karar o ‘ara’da verilmediği gibi, o salonda da verilmiyor” dedi.
Bakırköy’de ilk birkaç günün şaşkınlıkla geçtiğini anlatan Mater, daha sona kendilerine günlük bir rutin kurduklarını anlattı. Ayrıca Almanya’dan Türkiye’ye "Keşke gelmeseydim" dediğinin olmadığını ekledi. “Ama en altından en üstüne, devlet mekanizmasının tamamı Gezi davasından tutuklu yargılanan yedi kişi için her gün ‘Keşke gitselerdi’ diyor olabilir. Kanıtlayamam ama bence mümkün” diye konuştu.
"AYM için umudumu korumak istiyorum"
Mater, Yargıtay’ın onama kararı ve beklenen AYM başvurusuyla ilgili de şöyle konuştu:
"Bu davada yargılanan hiç kimsenin suçu yok, bunu bizi yargılayıp mahkûm edenler de gayet iyi biliyor; hâkimlere sormalı, adaletsiz davrandığınız duygusuyla nasıl baş ediyorsunuz?
Yargıtay tebliğnamesi açıklandığında, ‘Yargıtay’da hakimler olduğunu umuyorum’ demiştim, yokmuş. Şimdi, aynı cümleyi Anayasa Mahkemesi hakkında kuruyorum, umarım AYM’de bütün bu tuhaf ve saçma sürece ‘dur’ diyecek hakimler vardır. AYM için umudumu korumak istiyorum."
Röportajın tamamını okumak için tıklayın
GEZİ MAHPUSLARI 6 AYDIR HAPİSHANEDE
Çiğdem Mater: Başka bir dünya hapishanede de mümkün
(HA)