CHP İstanbul Milletvekili Avukat Turan Aydoğan 13 Eylül 1980'de Ardahan’ın Okçu köyündeki evinden gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Cemil Kırbayır dosyasının süreçleri ve gelinen nokta hakkında açıklama yaptı.
TIKLAYIN - Berfo Anne'ye sözünüzü tutun....
TIKLAYIN - Darbeden Sonra Kaybedildi, Meclis Kabul Etti, 36 Yıldır Adım Atılmadı
"Yargı bağımsız çalışmadı”
Aydoğan, Cemil Kırbayır dosyası ile ilgili şunları söyledi:
“Bugün hem bir hukukçu hem bir vicdan sahibi insan, birey ve bu ülkenin yurttaşı olarak bu açıklamayı yapma ihtiyacı duyuyorum. Hukukçu olarak söyleyeceğim şudur ki; insanlığa karşı işlenmiş bir suçlar yani işkence ve zalimane muamele ile işlenmiş olan suçlarda zaman aşımı söz konusu değildir. Bunu hukuk fakültesi birinci sınıftaki öğrencilere bile sorsanız size bunu net olarak söyleyebilirler. Önümüzde bir olay var. Yıllardır aydınlatılamayan bir dosya var.
"Cemil Kırbayır dosyası. Hani hepimiz ekranlardan anımsıyoruz. Rahmetli Berfo Ana vardı. Berfo Ana'ya bütün insan hakları savunucuları gibi Sayın Cumhurbaşkanımız da olduğu ile ilgili dosyayı sonuçlandırılacağını ve akıbetini kendisine bildireceği söylemişti. Buradan başka yerlere varmak istemiyorum.
"Bizim kanaatimizce hukukun bağımsız ve tarafsız bırakılması, yargının bağımsız ve tarafsız çalışıyor olması zaten bütün bu dosyaların sonuçlandırılabilmesi açısından yeterlidir. Ama Cemil Kırbayır dosyasında süreç pek böyle gelişmedi.
‘Berfo Ana çocuğunu sordu’
“Cemil Kırbayır 12 Eylül 1980'de evinden alındı. Ardahan da köyünden alındı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Uzunca süre ne olduğu bilinemedi. Berfo Ana, Cumartesi Anneleri ile beraber defalarca ve defalarca ekranlarda, çeşitli alanlarda hepimizin önünde çocuğunun kemiklerini, ne olduğunu, kendisine dirisi verilemiyor ise bile ölüsünün verilmesini hepimizden talep etti. Yani bütün insan hakları savunucularından, bütün vicdan sahibi insanlardan, bütün hukukçulardan ve bütün siyasetçilerden talep etti.
'Adaletli olun vicdanlar kanamasın'
“Buradan yüksek yargıya, Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi'ne bir hukukçu, vicdan sahibi bir insan olarak çağrıda bulunuyorum; Berfo Ana dahil olmak üzere bu ülkede herkesin kendisini can güvenliği ve hukuk güvenliği altında hissedebilmesi için, hepimizin ortak olarak can güvenliğimizi ve hukuk güvenliğimizi teminat altına alan, özellikle işkenceye karşı, kötü muameleye karşı işlenmiş olan suçlardan kaynaklı zamanaşımının işlemeyeceği ve bu işin esastan itibaren soruşturulup sonuçlandırılması gerektiği yönünde bir karar verilmesi gerekir. Aksi halde Türkiye'de hukuk güvenliği açısından tartışma son bulmayacaktır ve vicdanlar sürekli kanamaya devam edecek.” (EMK)