Genelkurmay Başkanlığı'nın Cemil Kırbayır'ın avukatlarına gönderdiği ayrıntılı rapor, 13 Eylül 1980'de gözaltına alınıp kaybedilen, Kırbayır'ın resmi makamlarca bugüne kadar iddia edildiği gibi "firar etmediğini" ortaya koydu. Raporda, "Kırbayır'ın firar ettiğine ilişkin herhangi bir kayıt ya da soruşturma yok" dendi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), bugün gerçekleştirdiği basın açıklamasında konuşan Kırbayır Ailesi'nin avukatı Eren Keskin, Kırbayır'ın "gözetim altında iken firar ettiği" iddiasına ilişkin soruşturma açılıp açılmadığını 8 Eylül 2010 tarihinde Adalet Bakanlığı'na sorduklarını ve cevabın üç ay sonra Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan geldiğini, yanıtta başsavcılıkta böyle bir firar olmadığı ve konuyu Genelkurmay Başkanlığı'na sormaları gerektiği cevabını aldıklarını söyledi.
Avukat Keskin: Firara ilişkin soruşturma yok
Keskin'in 4 Ocak 2011'de Genelkurmay Başkanlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı'na firar olayına ilişkin bir soruşturma evrakının olup olmadığını sorduğu dilekçesine yanıt dört gün önce geldi. Avukat ortaya çıkan durumu şöyle aktarıyor:
"Cemil Kırbayır'ın firar ettiği iddiasına ilişkin hiçbir soruşturma yok. Kırbayır'ın firar ettiğine ilişkin aileye verilen bilgilerin yalan olduğu ortaya çıktı. Öte yandan öyle anlaşılıyor ki, 'firar etmiş' bir kişiyi yargılamaya devam etmişler. Bu durumda duruşmalarda 'firari sanık' denmesi gerekirken bu ifade kullanılmamış."
Mikail Kırbayır: O dönem beni Kars'tan sürdüler
Basın açıklamasında konuşan Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır da, 31 yıldır süregelen belirsizlikle mücadele etmeye devam ettiklerini ifade etti.
"Cemil 13 eylül 1980'de gözaltına alındı. Bu demektir ki o devletin zimmetindeydi, vardı. 8 Ekim 1980'de asker evimizi bastı, Cemil firar etti diye. Ben cezaevine gitmiştim. Orası kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdi, kaçması imkansızdı. Gittim cezaevinden Cemil'i soruşturdum. Bu işin üzerine gidebilecek tek kişi olduğumu bildikleri için, o dönem vergi memuru olarak çalıştığım Kars'ın Göle ilçesinden 1402 sıkıyönetim yayası kapsamında zorunlu ikamet ile beni Karaman'a sürdüler."
Kırbayır'ın annesi Berfo Kırbayır da, "Benim evladım gelir diye kapıyı bacayı açık bıraktım. Ay geçti, gün geçti, sene geçti benim çocuğum gelmedi. Benim çocuğum ölmüşse cenazesini bana versinler. Ben bu yollara kadar düştüm, acaba soran var mıdır ki Cemal Kırbayır'ın anası buralara nasıl geldi" diyerek çektiği acıyı anlattı. (EG/EÖ)