“Genel olarak Türkiye devleti zorla kaybetmelerine ilişkin BM Sözleşmesi’ne imza atmadığı için gözaltında kayıplara ilişkin 20 yıllık zamanaşımı uygulanıyor. Ama Cemil Kırbayır dosyasının bir özelliği var. Bu dosya, Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nca incelendi ve komisyon açıkça Kırbayır’ın gözaltındayken işkence ile öldürüldüğüne dair rapor hazırladı.
“O talihlerde barış süreci içindeydik, dönemin Başbakanı Erdoğan, Berfo Anne’ye söz verdi ‘Ben bu dosyanın takipçisi olacağım’ dedi. Bunun üzerine bizim de başvurularımızın sonucunda soruşturma yeniden başlatıldı.
“Ancak gelinen noktada aradan dokuz yıl geçti, süreç değiştiği için devlet aklı yeniden 90’lara döndüğü için, bu kez farklı bir yaklaşım içine girdiler.
“Bu dosyada 12 Eylül’le ilgili darbecilerin yargılanmasına ilişkin Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi önceki takipsizlik kararını kaldırmıştı. Şimdi Kars Savcılığı, Adalet Bakanlığı’na dosyası görüş almak üzere göndermiş ve ‘sonuna kadar gideceğiz’ sözünü verdikleri Ardahan Ağır Ceza takipsizlik kararının kaldırılması yönündeki kararının kanun yararına bozulmasını talep ediyor. Yani Adalet Bakanlığı, 'bu dosyayı kapatın’ diyor. Kendi verdikleri sözlerinden döndüklerinden bir kanıtı bu talep.”
İnsan Hakları Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin, 12 Eylül 1980 Darbesi’nin ardından gözaltına alınan Cemil Kırbayır'ın kaybedilmesine ilişkin açılan dosyanın kapatılmak istenmesine böyle tepki gösteriyor.
TIKLAYIN - Devlet, Kırbayır'ın Gözaltında Öldürüldüğünü Kabul Etti
TIKLAYIN - Darbeden Sonra Kaybedildi, Meclis Kabul Etti, 36 Yıldır Adım Atılmadı
Kırbayır ailesi ve İnsan Hakları Derneği, Adalet Bakanlığı'nın Cemil Kırbayır Dosyası'na dair Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği "takipsizlik kararının kaldırılması" yönündeki kararın "kanun yararına bozulmasına" ilişkin Yargıtay'a yaptığı başvuru hakkında detaylı bir bilgilendirme yaptı.
“Cemil Kırbayır dosyasının TBMM Raporu’na, delillere, belgelere, tanıklara rağmen kapatılmasına izin vermeyelim” denilen açıklamada, zamanaşımı tehlikesine dikkat çekildi.
Erdoğan talimat verdi, Araştırma Komisyonu kuruldu
Açıklamada Kırbayır Ailesi’nin adalet arama süreci şöyle anlatıldı:
*Hatırlanacağı üzere: 05.02.2011'de Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe Sarayı’na davet ederek görüştüğü Cumartesi Anneleri içinde Cemil Kırbayır’ın annesi 103 yaşındaki Berfo Kırbayır da vardı. Berfo Anne’yi dinleyen Erdoğan’ın talimatı sonucu, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nun 9 Şubat 2011 tarihli toplantısında 'gözaltında iken kayboldukları iddia edilen kişilerin akıbetinin araştırılması' amacıyla bir alt komisyon kurulması kararı alındı.
*Mersin milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül başkanlığında Çorum milletvekili Murat Yıldırım, İzmir milletvekili Erdal Kalkan, İstanbul milletvekili Çetin Soysal’dan oluşan alt komisyon çalışmalarına Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Firik, Adalet Müfettişi Mecit Gürsoy ve Komisyon Uzmanı Kenan Altaş eşlik etti. Söz konusu Komisyon, 13 Eylül 1980 tarihinde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Cemil Kırbayır’ın akıbetini araştırdı.
*Komisyon, döneme ait belgelere ulaştı. Cemil Kırbayır’ı sorguda gören çok sayıda tanık ve sorgulamayı yapan emniyet ve MİT mensuplarıyla görüştü. Titiz bir çalışma sonucunda 350 sayfalık bir rapor hazırladı.
TIKLAYIN - Komisyon raporunun tamamı
*Raporun sonuç bölümünde “Komisyonumuz, Cemil Kırbayır’ın gözaltında iken işkence gördüğüne, bu işkence sonucunda hayatını kaybettiğine ve cesedinin ölümüne sebebiyet veren sorgulamaları yapan kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığına inanmaktadır” yazıldı.
*Komisyon, Cemil Kırbayır’ın gözaltında iken işkence ile öldürüldüğü iddiası ile ilgili olarak, sorgulamayı yapan üç birim olan Emniyet, MİT ve Sıkıyönetim Komutanlığının o dönemdeki görevlileri ve yetkilileri ile dönemin sıkıyönetim komutanı hakkında, Kars Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak elindeki tüm bilgi, beyan ve belgeleri Adalet Bakanlığı aracılığı ile Savcılığa gönderdi.
Soruşturmada takipsizlik kararı verildi
*Bunun üzerine Kars Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011/899 nolu yeni bir soruşturma başlattı. Soruşturma sırasında arşivde 2002/911 no’lu takipsizlik kararı bulundu.
Anlaşıldı ki, Cemil Kırbayır’ın gözaltında kaybedilmesinden 6 yıl sonra, Kars Savcılığı bir soruşturma başlatmış (1986/1279 no) ancak soruşturmada 2002 yılında takipsizlik kararı vermişti. Söz konusu 2002/911 nolu takipsizlik kararı ise aileye tebliğ dahi edilmemiş, dosya böylece kapatılmıştı.
*Bu karar 2014 yılında aileye tebliğ edildi. Aile hemen Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak söz konusu takipsizlik kararının kaldırılmasını talep etti. Mahkeme takipsizlik kararını kaldırdı.
Dosya Yargıtay’da
*Ancak aradan 9 yıl geçtiği halde soruşturmayı sonuçlandırmayan, davayı açmayan Kars Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı 14 Kasım 2019’da “kanun yararına bozma” talebiyle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdürlüğü’ne gönderdi ve Cumhuriyet Savcılığınca 2002 yılında zaman aşımı nedeniyle verilmiş olan (2002/ 911) takipsizlik kararını kaldıran Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2014 tarihli kararının kaldırılmasını istedi.
*Bakanlık, 25 Şubat 2020’de Yargıtay’a başvurarak dosyada zamanaşımı bakımından “kanun yararına bozma” kararı verilmesini talep etti.
*Dosya halen Yargıtay 8. Ceza Dairesi’inde inceleme aşamasında bulunuyor. Yargıtay’ın “kanun yararına bozma” kararı vermesi halinde dosyanın zamanaşımından kapatılması mümkün hale gelecek.
“Zamanaşımı olamaz”
İnsan hakları savunucuları açıklamalarında şu noktaya dikkat çekti:
“Oysa zorla kaybetme suçunda zamanaşımından söz edilemez. Bu suç, ilk olarak, bir insanlığa karşı suç olması nedeniyle zamanaşımına tabi tutulamaz. İkinci olarak suçun devamlılık arz eden özgün niteliği gereği zamanaşımının ne zaman başladığı belirlenemediğinden otomatik olarak zamanaşımı işletilemez. Nitekim iç hukukta insanlığa karşı suç olarak tanımlanmadığı durumlarda, bu suçun kişinin gözaltına alınması ile başladığı iddia edilse de, bu suç kaybedilen kişinin akıbeti ortaya çıkarılana, kemikleri bulunana kadar devam eder.
"Kayıp halinin ne zaman başladığı tam olarak belirlenemediğinden, kaybedilenin akıbetine ilişkin belirsizlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin her gün yeniden başladığı var sayılır ve teknik olarak zamanaşımı süresinin dolduğu söylenemez.
“40 yıldır akıbeti karanlıkta bırakılan Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken kamu görevlileri tarafından işkence ile öldürüldüğü ve bedeninin kaybedildiği kuşkuya yer bırakmayacak kadar açıktır ve bu durum TBMM raporu ile de sabittir. Kamu davası açmak yerine dosyanın “zamanaşımı” gerekçesi ile kapatılmak istenmesi Cemil Kırbayır’ın akıbetinin açığa çıkarılmasını ve bu suçu işleyenlerin hesap vermesini engelleme girişimidir.
‘Cemil Kırbayır Raporu’na sahip çıkın’
“Yargıtay, Cemil Kırbayır dosyasında hukuki sürecin insan hakları ve evrensel hukuk değerleri ışığında ilerlemesini sağlama konusunda sorumluluğunu yerine getirmeli, Adalet Bakanlığının “kanun yararına bozma” başvurusunu reddetmelidir. Yargıtay’ı, görevini yerine getirmeye çağırıyoruz.
“TBMM Başkanı ve tüm meclis üyelerini, Meclisin saygınlığını koruma görevini yerine getirmeye, TBMM tarafından hazırlanan Cemil Kırbayır Raporu’na sahip çıkarak takipçisi olmaya çağırıyoruz.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, 9 yıl önce kamuoyu huzurunda devlet adına Berfo Anne’ye verdiği sözün gereğini yerine getirmeye çağırıyoruz.
“Baroları, aydınları, vicdan sahibi yurttaşları ve tüm demokrasi güçlerini Cemil Kırbayır dosyasında 40 yıldır süren bu hukuksuzluğun son bulması için, gerçek adaletin tecelli etmesi için harekete geçmeye çağırıyoruz.”
Cemil Kırbayır.. Cemil Kırbayır 13 Eylül 1980'de Kars, Göle'deki evinden gözaltına alındı. 8 Ekim'de işkenceyle öldürülerek bedeni kaybedildi. Bugüne kadar tüm girişimlere rağmen Kırbayır'ın katledilmesiyle ilgili olarak kimse yargı önüne çıkarılmadı, cezalandırılmadı, Kırbayır'ın mezarı için bir girişimde bulunulmadı. Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır kardeşinin akıbetini araştırdığı için tehdit ve idari baskıya maruz kaldı; görev yeri değiştirildi, bu yolla olay yerinden uzaklaştırılarak zorunlu ikametgaha tabi tutuldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu Cemil Kırbayır'la ilgili olarak yürüttüğü soruşturmada "gözaltında işkence gördüğünü, işkence sonucu hayatını kaybettiğini ve cesedinin sorgulamaları yapan kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığını" belirlemişti. Komisyonun incelemeleri sırasında onca yıl boyunca soruşturma açılmadığı ortaya çıktı. Komisyon, resmi makamların Cemil Kırbayır'ın "firar ettiği" yönündeki iddiaları nedeniyle de bir soruşturma açılmadığını tespit etti. TBMM Komisyonu Başbakan'ın Cumartesi Anneleri'yle yaptığı bir toplantıda, Kırbayır'ın annesi Berfo Ana'nın talebinin ardından oluşturulmuştu. Komisyon raporunu 2011 Mayıs ayında yayınladı. Rapora göre, Cemil Kırbayır, darbenin gerçekleşmesinden bir gün sonra evinden alındı, önce 247. Piyade Alayı'na, bir hafta sonra da Kars Askeri Gözetimevi'ne gönderildi. 8 Ekim 1980'de işkencede hayatını kaybetti. Berfo Ana, 30 yıl önce gözaltında kaybolan oğlu Cemil için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. 5 Şubat 2011'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Dolmabahçe'deki ofisine gelen 'Cumartesi Anneleri' arasındaydı. "31 yıldır evimin kapısını kilitlemiyorum. Belki bir gün çıkar gelir, kapıyı kilitli bulmasın diye açık tutuyorum. Oğlumun tek bir kemiğine bile razıyım. Senden oğlumun mezarını istiyorum" demişti. Erdoğan, Berfo Ana'ya oğluna ne olduğunu öğreneceğine dair söz vermişti Kars Eğitim Enstitüsü öğrencisi Cemil Kırbayır; 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin ardından 13 Eylül 1980 tarihinde Göle (Okçu) köyündeki evinden gözaltına alındı. Kars Askeri Gözetim Evi'ne getirilen Cemil'i işkencede koma halinde gören çok sayıda tanık vardı ama ailesine "Firar etti, bir daha bize sormayın" denildi. 2011 yılında dönemin Başbakan'ı Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla kurulan TBMM İnsan Hakları Komisyonu hazırladığı raporda; Cemil Kırbayır'ın gözaltında işkenceyle öldürüldüğü ve bedeninin bilinmeyen bir şekilde yok edildiği tespitini yaparak, Kars Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen sorumlular hakkında dava açılmadı. İç hukuktan sonuç alamayan Cemil Kırbayır ailesi, İHD avukatları aracılığıyla davayı AİHM'e taşıdı. |
(EMK)