Bir öğleden sonrası İstanbul’da Fatih Kadırga’dayım. Tarihi yarımadaya çokça gelmişliğim var ama ilk defa sahil yoluyla, tramvay caddesi arasında kalan yerleşim bölgesine geliyorum.
Trafik tam bir cehennem. İlerlemek imkansız. Semt parkının hemen köşesinde, iki tane yan yana kahvehane var. Hem çay içmek hem de soluklanmak için sol taraftakinde duruyorum.
Kahveci çayı getiriyor ama tek şekerli. “Ekonomik krizde şekeri de mi kestiniz” diye takılıyorum kahveciye. “Napalım” dercesine bana bakarken yandaki masayla sohbete başlıyoruz.
Karşımda oturan kişi Orhan Bağdagül. 35 yaşında. Bitlis Mutkili. Bir saya (ayakkabı) işçisi. Ancak muhtemelen bugün o kahvehanede oturan işsiz onlarca insandan birisi. Okey taşı gürültüsü içinde işsizliği o anlatıyor, ben dinliyorum:
TIKLAYIN - Konkordato gölgesinde İkitelli Ayakkabıcılar Sitesi
TÜİK’in bugün yayımladığı verilere göre Temmuz’da işsiz kişi sayısı Haziran’a oranla 113 bin kişi azaldı ve 3 milyon 445 bin kişi oldu. Yüzde 10,1. Ancak geniş tanımlı işsizlik Haziran’a oranla 2 puan artmış durumda. Yüzde 22,5. Ayrıca istihdam edilen kişi sayısında da 0,3 puanlık azalış var. Bu 148 bin kişiye denk geliyor. Yüzde 47,3. TIKLAYIN - İşsizlik TÜİK'e göre neredeyse tek haneli: Yüzde 10,1 |
Ne zamandır işsizsin?
Bizim iş dönemlik, sezonluk. İki, üç ay iş olur, sonra bir süre olmaz. Ama son işsizliğim 5-6 aydır var. Kriz başladı ya Ukrayna krizi. O zamandır işsizim.
Nerede çalışıyordun?
Burada, yukarıda Gedikpaşa’da (Fatih) ya da İkitelli’de atölyelerde.
İş için sezonluk dedin. Neden bir sürekliliği yok sayacılığın?
Büyük firmalarda çalışırsan var. Ama oralara da girmek zor.
Sektörde sigorta oluyor mu?
Büyük firmalarda var. Ama ufak yerlerde, atölyelerde çalışıyorsan yok.
Nasıl geçiniyorsun 6 aydır?
Borç harç. Elimizdekini yiyerek.
Peki ya ev?
Bir yerde kirada kalıyorum.
Nasıl ödüyorsun kirayı?
Şu an vermiyorum işsiz olduğum için. İşe girersem toplu olarak vereceğim.
Kaç aydır vermiyorsun kirayı?
4 ay olmuştur.
Ne durumda bu muhitte kiralar?
Şu an burada bir tane ev bulamazsın. Bulursan da 6 bin liraya tek odalı bir ev dahi kiralayamazsın.
Faturalar…
Fatura artık kirayı geçiyor. Kendimden değil başkasından örnek vereyim. Evimin altında restoran var. 5 bin lira kira veriyor. 40 bin lira elektrik faturası gelmiş. Bu nasıl bir şey?
3 ekmek alsan günlük 12 lira. Önceden gidiyorduk 30-40 liraya üç çeşit yiyebiliyorduk. Şimdi bir pilav ye zaten o para. Az kuru az pilava 80 lira verip çıkarsın.
Son 4-5 ayda 6 kilo verdim. Yemek de yiyemiyoruz ki. Alıp yapsam bir türlü, dışarıda yesem bir türlü. Biz bir Avrupalı gibi beslenemiyoruz. Ne kahvaltı, ne öğlen yemeği, ne akşam yemeği. İnsan gibi hayat yaşayamıyoruz.
İnsan gibi nasıl yaşanır?
Bir kere çocukluktan başlar. İyi bir ailede yetişirsin, iyi bir toplumda yetişirsin. Ya da paran varsa insan gibi yaşarsın. Paran varsa bu ülkede insan gibi yaşarsın. Paran olmazsa, cebinde birkaç kuruş varsa onu da almaya çalışırlar senden.
Biz 9 kardeşiz. 9 kardeş böyle bir ortamda oturup da bir şey yememişiz şu zamana kadar. Yemek ya… En ufak şey.
İşsiz yaşam nasıl peki? Ne yapıyorsun bir gün içerisinde?
Ne yapacağım, kahveye geliyoruz, oturuyoruz. Akşam oldu mu da eve gidiyoruz.
İş arayışın var mı?
Var da her yerde de çalışamıyorsun ki. Hakkını vermiyor, sigorta yapmıyor. Hamallık yaparsan iş çok. Ama normalde desen ki ben haklarımı arayayım, bulamazsın.
Çalıştığın dönemde ne kadar kazanıyordun peki, asgari ücret mi?
Sayacılıkta çift (ayakkabı çifti) başı alıyoruz. Yaptığımız işe göre değişiyor. Ama çalıştığında asgari ücretten fazlasını kazınıyorsun.
İşsizlik maaşı alıyor musun?
Sigorta yok ki alalım.
Ne bekliyorsun peki hayattan?
Valla hiçbir şey beklediğim yok. İşsiz olunca insanın ruh halin değişiyor, psikolojin değişiyor. Ona göre yaşamaya başlıyorsun. Depresyonda.
Cepte para olmadığında nasıl yaşıyorsun?
Borçlanıyorsun. Sezon başlayınca ödüyorsun. Sonra iş bitti. Yine aynı filme dönüyorsun.
TÜİK’in işsizlik verilerine inanıyor musun?
Hayır tabii ki. Yalan. Bunların bütün açıklamaları yalan. Enflasyon da yalan.
Beklentin ne devletten, hükümetten?
Hiçbir beklentim kalmadı. Ancak gidip yalakalık yaparsın, ayaklarına kapanırsın, o zaman belki sana bir iş verirler. O yüzden bir beklentim filan yok. Memlekette her şey torpil olmuş. Torpil yoksa iş yok, ekmek yok.
Görüyorsundur, Türkiye’de bir kesim çok zengin. Altlarında lüks arabalar, villalar… Diğer kesim ise yoksul olanlar…
Farz et evlenmeye kalksan şimdi. Bir evdir, evliliktir… 1 milyondan fazla. Nasıl yapacaksın bunu? Çalışsan dahi yapamazsın.
Sonra çoluk çocuk sahibi olmak. Bela. Kendimi geçindiremiyorum ki, evlendiğimde, çocuğum olduğunda nasıl geçineyim? Geçinmek zor, çocuklara gelecekte bir hayat kurmak zor.
Sen nasıl kurdun hayatını?
Çocukluğumdan beri çekiyorum. 8-9 yaşından beri çalışıyorum.
Hep sayacılık mı yaptın?
Yoo, başka işler de yaptım. Market, tekstil…
Neden tekrar bu sektörlerde iş bakmıyorsun?
Ay sonunu zor getiriyorsun ki bu mesleklerde. Aldığın para ya ucu ucuna gelir ya da yetmez. Ancak karnını doyurursun.
Çok az maaş verdikleri için işsizliği mi tercih ediyorsun?
Evet, ha asgari ücretle çalışmışım ha çalışmamışım. Bir fark yok ki. İki şekilde de ancak karnımı doyuruyorum.
Düzelir mi? Ekonomik kriz, işsizlik nereye kadar böyle gidecek?
Burada düzelmez. Çünkü burada ahlaksızlık var. Yalan dolan üzerine kurulu her şey. Her şeyde yamukluk var. Sosyal adaletten, ekonomiye. Devlette de sıkıntı var. Daha kötü olacak. He ne olacak? Zengine bir şey olmayacak. Onlar yaşayacak yine refah içinde. Ezilen de ezilmeye devam edecek.
Çevremdeki herkes yurtdışına gitme çabası içinde. Özellikle benden daha genç ve işsiz olanlar. Sende yok mu böyle bir hayal, çaba?
Oraya da gitmek bir dünya para. Kenarında biraz para olacak ki gittiğinde seni biraz idare edebilsin. Ama elde avuçta yok. Gitsem nasıl hayatta kalacağım orada iş bulana kadar.
Gittiğinde neyle karşılaşacağın belli değil. Zaten o kadar idare edecek param olsa burada kalırım.
Türkiye’ye karşı hep mi inançsızdın yoksa sonradan mı gelişti bu durum?
2010’lardan önce inancım vardı. Her ne kadar yönetim kötü de olsa paranın değeri vardı. Tamam AKP çoğu şeyi değiştirdi ama hep millete yüklendiler.
Örneğin eskiden cep telefonu kullananlar için telsiz kullanım ücreti diye bir şey var mıydı? Artık var. Telefon, internet nereye bakarsan bak. Hep bir şeyin vergisini ödüyorsun.
Ben çalışmıyorum şu anda değil mi? 10 bin lira devlet bana borç yazmış. Neymiş işsiz olduğum için Genel Sağlık Sigortası ödemeliymişim.
Hayu zaten ben çalışmıyorum. Bu süreçte bir kere hastaneye dahi gitmedim. Ama 10 bin lira borcum var devlete.
2-3 kere çağırdılar kaymakamlığa. ‘Gel durumunu izah et’ dediler. Onlara da anlattım durumu ama devam ediyor. Faiziyle beraber işliyor.
Peki sosyal yardım alıyor musun?
Bırak sosyal yardımı, sana diyorum ki 10 bin lira devlete borcum var. Sırf çalışmadığım için.
E hastanelik bir şeyim olsa bu sefer sıra yok. Hastaneye gitsem kendi cebimden giderim. Hiçbir şeyden faydalanamam. Özel sağlık sistemine mahkumum.
Devlet der ki bu insan zaten işsiz. Neye yazayım bu borcu? Zaten görüyorsun sistemde. Bana borç yazacağına bana bir şey sun değil mi? De ki gel sana şurada bir iş var. Ama yok.
İşkur’a başvurdun mu?
2016’da Şok Market’te çalışırken, sigortalıydım. Oradan ayrılınca başvurdum. Ama sonrasında hep sigortasız çalıştığım için işsizlik maaşı hiç alamadım.
Oradan niye ayrıldın?
Sevkiyat geliyor. 20 palet. Bir kadınla birlikte çalışıyorsun her zaman. 20 paleti içeri al. Tamam alayım ama gece 3’e 4’e kadar oradasın. E oradayım ama mesai? Mesai yok. Bir kılıfını bulup hakkını vermiyor. Hakkımı arayınca kapının önünde buldum kendimi.
En son ne zaman tatile gittin?
Bugüne kadar hiç gitmedim. Bir iki gittim ama o da tatil sayılmaz. Biz tatil yapamayız.
Neden sayılmaz?
Memlekete gittim çünkü. O da zar zor, kıtı kıtına gittik geldik. Zaten şimdi gitmeye kalksan 2 bin lira yol parası verirsin. Buradan Adana’ya olmuş 700-750 lira. Otobüs bileti o da. Nasıl olacak?
Önceden gidiyorduk. Maçlara da, konsere de, günübirlik deniz de. Ama şimdi yapamıyorsun. Paranın değeri kalmadı çünkü.
Köye bir fırsat olsa dönmek ister misin? Neden hala İstanbul’dasın?
Köy daha kötü. Ne iş yapacağım orada?
Emeklilik hayalin var mı?
Olsa ne olacak? 65 yaşını görebilecek miyiz acaba.
Yakında genel seçim var. AKP gitse başka parti gelse ya da tam tersi olsa?
Ben inançlı bir insanım ama şu içinde bulunduğumuz durum var ya, kime oy veririm biliyor musun? Komünist Parti’ye. Onlara vereceğim oyumu. En iyisi odur bence.
Fatih Mehmet Maçoğlu mu etkiledi seni?
Daha dürüstler. Tunceli’de görüyoruz. Adam neler yapıyor. Öğrencilere, halka. Demek yapan yapabiliyor.
Diğer tarafa da bakıyorsun, adam camiden çıkmıyor, 5 vakit namazında ama hayatı yalan. Hangisine inanacaksın?
Çevrendeki tek işsiz kişi sen değilsindir diye düşünüyorum. İşsiz arkadaşların da senin gibi mi düşünüyorlar?
Aynen öyle. Neden oy verirsin? Yoksulluğun ortadan kaldırılması için, sahip çıkılması için, mağdur insanların mağduriyetinin giderilmesi için, iş bulamayanlara iş bulunması için, istihdam için, sosyal hayatın gelişmesi için, refah için. Ama bu ülkede hiçbiri yok.
AKP’ye üye olsan daha rahat iş bulabileceğini düşünüyor musun?
Tabii ki bulurdum. Ki var. Benim arkadaşlarım arasında var. Adam ekmeğe muhtaçtı. Şimdi evini, arabasını almış. Yurtdışına gidiyor, geliyor. İçeride tanıdığın varsa, torpilin varsa her şey basit. Fakirlikten zenginliğe giden yolda…
Sahtekarlık yaparsan her şeyin olur ama, dürüstsen hiçbir yere gelemezsin.
TIKLAYIN - 11 soruda işsizlik sonrası sosyal haklar
(HA)