İstanbul Beyoğlu’nda yaşayan yaklaşık 20 trans kadın dün akşam (31 Temmuz), yolda yürürken, markete giderken ya da kafede otururken “Genel Bilgi Toplama” (GBT) uygulaması gerekçesiyle polisler tarafından Taksim Şehit Haşim Usta Polis Merkezi’ne götürüldü.
Haklarında herhangi bir gözaltı gerekçesi olmamasına rağmen karakolda ve karakolun sokağında tutulan trans kadınlar, GBT uygulamasının ardından serbest bırakıldı.
“Kolundan tuttuklarını getirmişler”
“Yeni yasa tasarısı henüz yürürlüğe girmedi; ama bizim üzerimizde uyguluyorlar,” diyen kadınlardan Samira, maruz kaldıkları hukuksuzlukları şöyle anlattı:
“Sokakta yürürken aniden üç-dört sivil polis yanımıza geldi. Hepimiz farklı bir yerdeydik; ama kimse yürümek ya da mekânlarda oturmak dışında bir şey yapmıyordu. Beni durduklarında haliyle neden durdurduklarını sordum. Ekip gelip sizi karakola götürecek, dediler. Nedenini sorunca hiçbir gerekçe sunamadılar ve kısa bir tartışma yaşadık. Baktım hiçbir sonuç çıkmayacak ‘Tamam, ekip gelsin,’ dedim.
“Polis arabasındayken telefonla avukatlarla iletişim kuruyordum. Telefonumu kapatmamı istediler. Ben de gözaltında olmadığımı ve telefonumu istediğim gibi kullanabileceğimi söyledim. Sonra karakola götürüldük. Polis arabasında üç kişiydik. Karakola varınca şoka girdim, aralarında yaşlı transların da olduğu 15-20 kadın daha vardı. Kolundan tuttuklarını getirmişlerdi yani.”

Beyoğlu’nda trans kadınlara drone’lu baskın: “Korkuyoruz, çalışamıyoruz”
“Fişlendik”
Kendilerine, önceki süreçlerde olduğu gibi Kabahatler Kanunu kapsamında para cezası kesilmediğini; ancak fişlendiklerini söyleyen Samira, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Özellikle yaşı ilerleyen trans kadınlar çok zorlandı. Tuvalete gitmelerine bile izin vermediler. ‘Siz tuvaletinizi kapının önüne mi yapıyorsunuz? Siz nereyi kullanıyorsanız, onları da oraya sokacaksınız. Madem alıkoydunuz, bari daha fazla hakkımızı gasbetmeyin. Bizim yerimize sapıkları toplayın,’ diyerek tepki gösterince onları tuvalete götürmek zorunda kaldılar. Bizi resmen alıkoydular çünkü. Serbest bırakılmak isteyince de ‘Memur gelecek,’ dediler ama biz hemen bırakılmak istedik.
“Alkışlayınca ve haklarımıza sahip çıkınca daha fazla tutamadılar; isim ve soyisimlerimizi alıp bizi bıraktılar. Bu da hukuksuzdu, çünkü bize herhangi bir ceza yazmasalar da fişlediler. Yeni yasa tasarısı henüz yürürlüğe girmedi; ama bizim üzerimizde uyguluyorlar.”

İktidardan LGBTİ+ haklarına yeni sınırlamalar
“Yaşam alanlarımızı terk etmeyeceğiz”
Keyfi uygulamaya dair açıklama yapan 11. İstanbul Trans+ Onur Haftası ise transların barınma alanlarından zorla uzaklaştırılmak istendiklerini söyleyerek şöyle dedi:
“Beyoğlu’ndaki trans kadınlar, günlerdir süregelen polis şiddeti, sivil takip, yaşam alanlarındaki drone uçuşları ve gözaltı tehdidiyle kuşatılmaya çalışılıyordu. Bugün, yaşam alanlarının drone ve yunus polis ekipleriyle çevrilmesiyle birlikte translar barınma alanlarından zorla uzaklaştırılmak isteniyor.
“Kabahatler Kanunu adı altında asıl kabahatlinin kim olduğunu örten sistematik devlet şiddetinin uzantısı kanunla karakola getirilen trans kadınlar, seslerimizin uydurma kanunlarla ve devlet baskısıyla susturulamayacağını, yaşam alanlarımızdan baskılarla gönderilemeyeceğimizi belirtmek için ‘hak, hukuk adalet’ sloganları eşliğinde alkışlarla varoluşumuzu tekrar haykırdılar.
“Dronelar, gözaltılar, tehdit, işkence… Evlerimize, bedenlerimize, hayatlarımıza yönelik sistematik nefret polikalarının ürünü olan saldırılar sürüyor. Ancak biz burada olmaya ve işkencelerinize direnmeye devam edeceğiz. Trans dayanışması, zorla yerinden edilmeyi yenecek. Translar susmayacak, susmuyoruz. Korkmuyoruz. Dağılmıyoruz. Yaşam alanlarımızı terk etmeyeceğiz.” (TY)









