Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda bilinen ismiyle "Kobanî" veya "6-8 Ekim olayları" gerekçe gösterilerek tutuklanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski milletvekili Hüda Kaya’nın, ‘tutuklanmasının hukuki olmaması’ ve ‘soruşturma dosyasına erişiminin kısıtlanması’ nedeniyle hak ihlaline uğradığına hükmetti.
Kaya, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında 1 Kasım 2023’te tutuklanmış, 237 gün sonra 25 Haziran 2024’te de tahliye edilmişti.
Kuvvetli şüphe yok, illiyet bağı kurulamadı
Anayasa Mahkemesi, tutuklama kararının hukuki gerekçelerinin yetersiz olduğunu belirtti. Mahkeme, Kaya'nın MYK üyesi olması dışında olaylarla doğrudan bağlantısını kuracak somut delil sunulmadığını, suçların işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunmadığı savundu. Yüksek Mahkeme ayrıca, 6-8 Ekim olaylarıyla Kaya’nın eylemleri arasında illiyet bağı kurulamadığını ifade etti:
“…Meydana gelen şiddet olayları ve ölümler ile başvurucunun herhangi bir eylemi arasında illiyet bağı bulunduğunu gösteren bir delil ortaya konulmamıştır. Başvurucunun söz konusu şiddet eylemlerini azmettirdiği veya bu eylemleri yönettiği ya da böylesi suç oluşturan davranışları desteklediği konusunda bir delil bulunmamaktadır. Başvurucunun üzerine atılı suçlara ilişkin muhtemel cezai sorumluluğunun hangi olay/olguya veya suç teşkil eden eyleme dayandığı açık şekilde belirtilmemiştir. Söz konusu olaylar ile başvurucunun tutukluluğu arasında yaklaşık on yıl geçmesine rağmen başvurucu aleyhindeki suçlamaları destekleyen kuvvetli bir şüphenin var olduğuna objektif bir gözlemciyi ikna edebilecek yeni bir delil de ortaya konulmamıştır.
Tutuklama kararında kuvvetli şüphe bulunduğunu belirtmek sadedinde başvurucunun 17/9/2014 tarihi öncesi ve sonrasına ait terör örgütü PKK/KCK faaliyetlerine dair Emniyet Araştırma Tutanağı'na atıf yapılmıştır. Ancak bu Araştırma Tutanağı ile başvurucuya isnat edilen suçlamalar arasında herhangi bir bağ ortaya konulamamıştır.
Son olarak soruşturmada başvurucuyla ilgili HTS verilerinin de suçlama konusu yapıldığı anlaşılmıştır. Bu HTS kayıtlarının dokuz yıllık bir süreye ilişkin olduğu görülmüştür. Bu zaman zarfında bir siyasetçinin onlarca farklı kişi ile görüşmesi olağan bir durumdur. Pek çok kişinin çeşitli sebeplerle irtibat kurmak isteyeceği bir siyasetçinin kendisini arayan kişilerin kim olduğunu bilmemesi dahi mümkündür. Bu durumda somut olayın koşulları itibarıyla -içeriği belli olmayan- bu telefon görüşme kayıtlarının başvurucuya isnat edilen suçlar bakımından kuvvetli suç belirtisi olarak kabulü mümkün görülmemiştir.”
Soruşturma dosyasına erişim engeli de hak ihlali
Mahkeme, soruşturma sürecinde müdafinin dosya inceleme hakkının kısıtlanmasının da silahların eşitliği ve adil yargılanma ilkelerine aykırı olduğunu belirtti. Kararda, dosya kısıtlama kararlarının gerekçesiz, soyut ifadelerle alındığına dikkat çekildi.
"Somut olayda başvurucu, soruşturma dosyasına erişimin engellenmesine ilişkin karara, böyle bir kararın kendisine sunulmadığını belirterek tutuklama kararına yaptığı itirazla birlikte itiraz etmiştir. Ankara 47. Asliye Ceza Mahkemesi başvurucunun soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanmasına ilişkin talepleriyle ilgili bir değerlendirme yapmadan itirazın reddine karar vermiştir. Buna göre başvurucunun olağan kanun yollarını tükettiği ve başvurunun bu kısmının diğer kabul edilemezlik kriterleri yönünden incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan soruşturma dosyasına erişimin kısıtlandığına ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir."
AYM iki suçlamada ‘ihlal yok’ dedi
Başvuruda yer alan diğer iddialar ise Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmedi. Mahkeme, aynı eylemlerden iki ayrı soruşturma yürütülmesine rağmen bu dosyaların birleştirilmiş olması nedeniyle "mükerrer yargılama" yapılmadığını belirtti. Masumiyet karinesinin ihlali iddiası da, yeterli kanıt sunulmadığı gerekçesiyle reddedildi.
200 bin TL manevi tazminat ödenecek
Anayasa Mahkemesi, Kaya'nın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmesi nedeniyle uğradığı manevi zararların sadece ihlal kararıyla giderilemeyeceğine hükmederek 200 bin TL tazminata hükmetti.
Ne olmuştu?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Kaya hakkında 2023 yılında kaçaklık kararı verildi, ardından yurt dışından dönerken 1 Kasım 2023’te gözaltına alınarak tutuklandı. Tutuklama kararına Kobanî olayları sırasında yaşanan ölümler gerekçe gösterildi.
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma gibi ağır suçlamalar yönelitildi. Kaya'nın "PKK güdümünde hareket ettiği" suçlamasının delili olarak milletvekili olarak katıldığı 33 etkinlik gösteriliyordu.
Hakkında 37 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" iddiasıyla da bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, hakkındaki diğer suçlamalardan da 19 bin 680'er yıl hapis cezası talep edildi. 25 Haziran 2024'teki ilk duruşmada tahliye edildi.
Kaya, 18 Haziran 2025'te görülen duruşmada ise tüm suçlamalardan beraat etti.

HDP eski milletvekili Hüda Kaya Kobanê davasından tutuklandı

HDP’li siyasetçilere ikinci Kobanî davası

6-8 EKİM PROTESTOLARINA İKİNCİ DAVA
HDP eski milletvekili Hüda Kaya ilk duruşma sonunda serbest bırakıldı
(HA)








