Uluslararası Af Örgütü bugün yayımladığı açıklamada, İsrail ile Hizbullah arasında çatışmaların tırmandığı son üç günde, Lübnan’da can kayıplarının korkunç bir şekilde artmasının, çatışmanın tüm taraflarının uluslararası insancıl hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesine ilişkin önemli bir hatırlatma olduğunu belirtti.
Uluslararası Af Örgütü’nün incelediği videolara göre, son günlerde İsrail saldırılarıyla vurulan birçok bölge, yoğun yerleşim bölgeleriydi. Lübnan Sağlık Bakanı, sağlık merkezleri ve personelinin ateş altında kaldığını, dört sağlık çalışanının öldürüldüğünü ve en az 16’sının yaralandığını açıkladı.
Silah ve askeri yardımları durdurma çağrısı
Uluslararası Af Örgütü Araştırma, Savunuculuk, Politika ve Kampanyalar Kıdemli Direktörü Erika Guevara Rosas konu hakkındaki açıklamasında şunları söyledi:
“23 Eylül Pazartesi günü Lübnan, ülkedeki iç savaşın 1990 yılında bitmesinden bu yana en ölümcül gününü yaşadı. Tek bir gündeki akıl almaz can kayıplarından -bunlar hâlâ artmaya devam ediyor- ve sivillere yönelik yıkıcı etkilerden büyük bir endişe duyuyoruz. Yoğun bombardıman altında kalan güney Lübnan, Bekaa ve diğer bölgelerden yaklaşık 500 bin kişi yerinden edildi.
İsrail’in kuzeyinde ise geçen Ekim ayından bu yana Lübnan’dan gelen saldırılar nedeniyle yaklaşık 63 bin kişi yerinden edildi. İsrail’in bombardımanlarını artırmaya ve genişletmeye devam ettiği, Hizbullah’ın da İsrail’e saldırılarını sürdürdüğü bir dönemde çatışmanın tüm tarafları uluslararası insancıl hukuka saygı göstermeli ve sivilleri korumak için mümkün olan tüm tedbirleri almalıdır.
Geçmişte, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların temel niteliği uluslararası insancıl hukuka yönelik ciddi ihlallerdi. Bu durum, çatışmaların tırmanmasının bir kez daha kaçınılmaz olarak sivil ölümlerine, yaralanmalarına ve Lübnan ve İsrail’de geniş çaplı tahribata yol açacağı konusunda ciddi endişe yaratıyor. Tüm devletleri, transfer edilen silahların savaş suçları dahil ciddi uluslararası insancıl hukuk ihlalleri işlemekte veya bunları kolaylaştırmakta kullanılabileceğine dair önemli risk nedeniyle, İsrail ve Hizbullah’a tüm silah ve diğer türde askeri yardım transferlerini durdurmaya çağırıyoruz.
İsrail ordu sözcüsü 25 Eylül’de kamuya açık olarak Arapça yayımladığı uyarıda, sivillere ‘bir sonraki duyuruya kadar’ evlerine geri dönmemelerini tavsiye etti ve ‘hava saldırının devam ettiğini’ belirtti. Bu tür uyarılar İsrail’in, askeri hedeflerle siviller arasında ayrım yapmak ve sivillere yönelik hasarı en aza indirmek üzere mümkün olan tüm tedbirleri almak konusundaki uluslararası insancıl hukuk yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz. Uluslararası hukuka göre, uyarılar, yeterli sürenin tanınmasını sağlamak zorundadır. Böyle olduğunda dahi tahliye çağrıları, etkilenen bölgeleri ateş hattı dışına çıkarmamaktadır.
Son bir yıldır, İsrail’in Gazze’ye yönelik aralıksız saldırılarında halihazırda 42 binden fazla Filistinli öldürüldü. Lübnan’ı hedef alan son saldırı, daha geniş bölgede yeni bir dehşet dalgası yarattı. İsrail yetkilileri ile Hizbullah ve diğer silahlı gruplar, çatışmanın nedeni her ne olursa olsun, uluslararası insancıl hukuk kurallarının her koşulda geçerli olduğunu anlamalıdır. Sivillerin hukuka aykırı olarak öldürülmesi ve yaralanmasını hiçbir sebep mazur gösteremez.”
(AS)