Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan yola çıkarak gözaltında kayıplar ve toplu mezarlarla ilgili soru önergelerine yanıt verildi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ imzalı yanıtta, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 77. maddesindeki insanlığa karşı suçlarda zamanaşımının işlemeyeceği belirtildi. Toplu mezarların ise “toplu mezar olarak tanımlanamayacağı” iddia edildi.
Dışişleir Bakanlığı ise “Roma Statüsü’nün metnindeki bazı tanım ve ifadelere çekinceleri olduğu nedeniyle” imzalanmadığını açıkladı.
TIKLAYIN - 600 HAFTADIR AYNI TALEP: KAYIPLARIN AKIBETİ AÇIKLANSIN, KAYBEDENLER YARGILANSIN
Tanrıkulu ne sormuştu?
Tanrıkulu’nun Ocak 2016’da verdiği önergede şu soruların yanıtlanmasını istemişti:
* Zorla kaybetme suçu TCK'da insanlığa karşı suçlar başlığında düzenlenecek mi? Suçun yargılanmasında devlet sırrı ve zamanaşımı engeli kaldırılacak mı?
* Başta AİHM'de hak ihlali ile sonuçlanmış kararlar olmak üzere gözaltında kayıplara dair soruşturmalar yeniden açılacak mı? Etkin soruşturmaların önündeki engeller kaldırılacak mı?
* Toplu mezarlardan çıkan kemikler üzerinde Adli Tıp Kurumu'nun yaptığı ki kiliklendirme çalışmasının makul sürede sonuçlandırılması için çalışma yapılacak mı?
* Toplu mezarların ve ölüm kuyularının açılmasında ve incelenmesinde bugüne kadar uygulanan delillerin karartılmasına neden olan ilkel yöntemler kaldırılacak mı? Birleşmiş Milletler Minnesota Sözleşmesi çerçevesinde bilimsel esaslara uygun çalışmalar yapılacak mı?
* Gözaltında kayıpların akıbetini araştıracak özel yasayla yetkilendirilmiş bağımsız bir araştırma komisyonu kurulacak mı?
* 8 Ekim 2004'te dönemin Başbakanının Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde taahhüt ettiği Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni kuran Roma Statüsü imzalanacak mıdır?
* Gözaltında kaybetmeyi yasaklayan ve ailelerinin kaybedilen yakınlarıyla ilgili gerçekleri öğrenmesini zorunlu bir hüküm olarak gören bütün kişilerin zorla kaybedilmesinden korunmasını zorunlu kılan uluslararası sözleşme imzalanacak mı?
Adalet Bakanı ne cevap verdi?
Soru önergesine, Adalet Bakanı Bozdağ imzalı tanıtta şu hususlar yer aldı:
* 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "İnsanlığa karşı suçlar" kenar başlıklı 77. maddesinin dördüncü fıkrasında, maddede sayılan suçlar bakımından zamanaşımının işlemeyeceği,
* 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar" kenar başlıklı 172. maddesine eklenen, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Haklan Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılacağı hükümlerine yer verilir.
Bakanlığın, Adli Tıp Kurumu Başkanlığıyla yapılan yazışmasına verilen cevapta ise “bahsi geçen mezarların toplu mezar olarak tanımlanamayacağı, kabirlerin katılımıyla adli tıp uzmanı doktorların kontrolünde açıldığı, delillerin güvenli şekilde kuruma ulaştırıldığı ve DNA testi yapıldığı” ifade edildi.
Roma Statüsü neden imzalanmadı?
Önergeye, Mevlüt Çavuşoğlu Dışişleri Bakanı imzalı verilen yanıt ise şöyle:
* Uluslararası Ceza Divanı [Mahkemesi] (UCD) kurucu belgesi olan Roma Statüsü'ne dair müzakerelere aktif katılım sağlanıldı. Öte yandan, terörizm ve sınır ötesi uyuşturucu kaçakçılığı suçlarının Divan'ın yargı yetkisine dahil edilmemiş olması ve Roma Statüsü'nde saldırı suçunun tanımı konusunda ortaya çıkan yazım önerilerinin ülkemiz açısından sakınca doğurabilecek unsurlar içermesi gibi bazı çekincelerimiz nedeniyle bugüne kadar Roma Statüsü'nü imzalamaktan imtina edildi.
* Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmesinden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme'ye taraf olunmasına ilişkin değerlendirmelerimiz devam ediyor. (AS)