Haberin İngilizcesi için tıklayın
CHP Milletvekili Dr. Candan Yüceer “Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi” isimli kanser raporunun akıbetini Sağlık Bakanlığı’na sordu. Bakan Koca, Çevre Bakanlığı’nı işaret etti.
Yüceer de bu kez Çevre Bakanlığı’na sordu: "Raporu açıklayacak mısınız?"
Hatırlanacağı üzere, Türkiye’deki en kapsamlı kanser araştırması Sağlık Bakanlığı’nca 2011-2016 yılları arasında yapıldı. Araştırma sonucunda halk ve çevre sağlığı açısından çok önemli bulgular elde edildi.
Çalışma ile Ergene Havzası ve Kocaeli (Dilovası) bölgesindeki binlerce yerleşim bölgesinden alınan toprak, su, gıda ve hava, akarsu ve deniz suyu gibi örneklerin analizi sonucu ciddi bir kimyasal kirlenme olduğu tespit edildi. Ergene nehrini kirleten kimyasal maddelerin nehre hangi noktalarda karıştığı da belirlendi.
“Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi” ana başlığını taşıyan araştırmayı, Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık, 2018 yılı Nisan ayında açıkladı diye yargılandı.
Şık, bu bulguları açıkladığında, bakanlık, “Raporun yazım aşamasında olduğunu” belirtti, önümüzdeki günlerde duyurulacağını açıkladı.
Ancak aradan geçen 4,5 yıla rağmen henüz rapor açıklanmadı. Üstelik, araştırmanın yapıldığı illerde normalde açıklanan kanser istatistikleri ve ölüm istatistikleri de artık açıklanmıyor.
Verilerin ve ilgili raporun açıklanmaması, insan sağlığına zarar veren maddelerin korkutucu boyutlarda olduğu yönündeki şüpheleri arttırıyor.
Yüceer: Derhal açıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ milletvekili doktor Candan Yüceer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya, sonuçları yıllardır açıklanmayan ‘Kanser Raporu’nu sordu.
Yüceer, “7 yıl geçmesine rağmen bu araştırmanın sonuçlarını neden halka açıklamıyorsunuz” dedi.
Bakan Koca, söz konusu raporu 2,5 yıl önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na ilettiklerini söyledi. Yüceer de konuyu bu kez Çevre Bakanlığı'nın gündemine taşıdı.
Doktor Yüceer, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a şu soruları iletti:
*Bakanlığınız söz konusu raporun sonuçlarını kamuoyuna açıklamayı planlıyor mu? Konuyla ilgili bir açıklama yapılması planlanıyor mu?
*Söz konusu raporun sonuçlarına ilişkin önlem alındı mı? Alındıysa bu önlemler nelerdir?
*Rapor, Bakanlığınıza hangi tarihte bildirildi?
*Raporun hazırlandığı tarihten itibaren çok uzun zaman geçti. Yeni bir rapor hazırlamayı düşünüyor musunuz?
Çevre Bakanlığı’nın kendisine bir bilgi verip vermediğini sorduğumuz Yüceer, bianet’e rapora ilişkin şu bilgileri paylaştı:
*Bu raporu ilk olarak bilim insanı Bülent Şık, gündeme getirdi. Hatta yargılandı ve Şık bunu açıkladıktan sonra, Sağlık Bakanlığı bu raporu açıklayacağını belirtti. Raporun aradan geçen bunca yıla rağmen açıklanmaması, zehir boyutunun çok yüksek olduğu yönündeki şüphelerimizi arttırıyor.
*Üstelik rapora dair, bir iyileştirme de yapılmadı. Ergene Havzası’ndaki kirlilik toprak, su, hava kirliliği olarak artarak devam ediyor.
*2011’de Ergene’nin temizlenmesi için bir eylem planı yapıldı ancak eylem planı sözde kaldı, somut olarak bir temizleme işlemi yapılmadı.
*Bölgedeki zehirli atıklar direkt olarak Marmara’yı da etkiliyor.
*Bölge zehirlendikçe tüm coğrafya zehirleniyor.
*Kanser hastalığı oranı arttı, her evde bir hasta var ve bölgede tek bir onkoloji hastanesi yok.
*Biz bu raporun derhal açıklanmasını istiyoruz.
"Rapor, Bakanlığınıza hangi tarihte bildirildi?"
Yüceer’in Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un yanıtlaması talebiyle, ilettiği sorular şöyle:
*Bakanlığınız söz konusu raporun sonuçlarını kamuoyuna açıklamayı planlıyor mu? Konuyla ilgili bir açıklama yapılması planlanıyor mu?
*Söz konusu raporun sonuçlarına ilişkin önlem alındı mı? Alındıysa bu önlemler nelerdir?
*Rapor, Bakanlığınıza hangi tarihte bildirildi?
*Raporun hazırlandığı tarihten itibaren çok uzun zaman geçti. Yeni bir rapor hazırlamayı düşünüyor musunuz?
Şık: Önlem alınmaması kabul edilemez
Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık da konuya dair şu bilgileri verdi:
*Ben bu raporu açıklayınca "yasaklanan bilgileri ele geçirme, yasaklanan bilgileri açıklama ve göreve ilişkin bilgileri açıklama” suçlarından hakkımda dava açıldı. Yargılama süreci sonunda 15 ay hapis cezası aldım. Ancak bu karara itiraz ederek, davayı istinaf mahkemesine taşıdık ve istinaf mahkemesi geçen yıl beraat kararı verdi.
"Fakat Savcılık ve Sağlık Bakanlığı beraat kararına itiraz ettiler. Onların itirazı üzerine dava dosyası karar için Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay’dan çıkacak kararı bekliyoruz. Beraat edeceğimi umuyorum ama Yargıtay’ın verilen ceza kararını onama ihtimali de var tabi. Dava sürecinin üzerinden 3 yıldan fazla zaman geçti.
"Bu süreçte Bakanlık herhangi bir açıklama yapmadı, oysa Cumhuriyet gazetesindeki yazı dizisi çıktığında Sağlık Bakanlığı gazeteye bir yazı göndermiş ve “açıklamaktan kaçındığımız herhangi bir rapor söz konusu değildir” beyanında bulunmuştu. Ama aradan geçen zaman bunu yalanlıyor.
"Üstelik araştırma raporunun 2,5 yıl önce Çevre Bakanlığına gönderildiğini de bizzat Sağlık Bakanı söyledi. Araştırma biteli 6 yıl, gazetede yazılar çıkalı 4,5 yıl oldu.
"Bu süreç boyunca Sağlık Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı kanserojen maddelerden kaynaklanan kirliliği kontrol altına almak ve araştırmanı yapıldığı Tekirdağ, Kırklareli, Edirne ve Kocaeli illerinde yaşayan insanların sağlığını korumak için ne yaptıklarını açıklamak zorunda?
"Bir önlem alınmaması kabul edilemez bir durumdur ve insanları bilerek tehlikeye atmak anlamına gelir. Bu sorunların en fazla çocukları etkilediğini atlamamalıyız.
"Bebeklik ve çocukluk döneminde toksik kimyasal maddelere maruz kalmak ileride çeşitli hastalıklara" yakalanma riskini çok arttırıyor. Bu dört kentte yaklaşık dört milyon insan yaşıyor ve bu nüfusun bir milyonunu çocuklar oluşturuyor.
TIKLAYIN - Ergene ve Dilovası’nda Yapılan Kanser Araştırması Sonuçları Neden Açıklanmıyor?
"Açıklanmıyor, çünkü ciddi bir kirlilik tespiti var"
Şık, rapora dair de şu noktalara değindi:
"Araştırma çalışması çok kapsamlı olduğu için burada ayrıntılı bir bilgi vermem olanaksız. Sadece su ve gıda çalışmasının sonuçları bile 200 sayfaya yakın. Dolayısıyla özetleyerek, bazı önemli bilgilere yer vereceğim.
"Çalışmada Ergene Havzası, Kocaeli Dilovası, Antalya Kumluca ilçesinde yeraltı ve yerüstü suları, atık sular, toprak, hava gibi ortamlarda ve çeşitli gıda ürünlerinde bulunması muhtemel pestisit ağır metal, uçucu organik bileşikler ve aldehitler, poliaromatik hidrokarbon kalıntıları (PAH’s) gibi yüzlerce farklı toksik kimyasal maddenin kalıntı analizleri yapıldı.
"Ayrıca İzmit, Saroz ve Antalya körfezindeki balıklarda, kabuklularda, deniz suyunda toksik kimyasal kalıntıları da araştırıldı.
"Arpa, Bakla, Bezelye, Biber, Buğday, Çilek, Dereotu, Domates, Erik, Havuç, Hıyar, Isırganotu, Karalahana, Kabak, Kanola, Karpuz, Kayısı, Kiraz, Marul, Mısır, Muz, Nohut, Patates, Pirinç, Roka, Sarımsak, Semizotu, Şeftali, Şeker Pancarı, Yer Fıstığı, Yeşil Soğan, Yumurta başta olmak üzere çeşitli gıda ürünleri analiz edildi.
"Araştırmada 1440 su örneği ve 1380 gıda örneği çalışıldı. Her bir örnek belli bir yerleşim yerinden alındı. Bu örneklerde toplam olarak 15 bin civarında analiz yapıldı. Çalışma esnasında İngiltere’de düzenlenen “Uluslararası Yeterlilik Testlerine” girilerek yapılan analiz çalışmalarının doğruluk ve kesinliği garanti altına alındı.
"Bütün gıda ve su örneklerinde ağır metaller başta olmak üzere çeşitli kirleticiler, poliaromatik hidrokarbon bileşikleri ve 330 farklı pestisitin kalıntı analizi yapıldı.
"Hormonal sistem bozucu olarak nitelenen pestisitlerin tamamı analiz kapsamındaydı örneğin ve bu çok önemli çünkü hormonal sistem bozucu kimyasal maddeler en büyük zararı çocuklara veriyor. Araştırma sonuçları bölge sakinlerinin gıdalar ve sular vasıtasıyla çeşitli toksik maddelere maruz kaldığını gösteriyordu.
"Yerleşim yerine göre çeşitli farklılıklar olduğunu da belirtmeliyim. Ancak genel olarak hava, toprak, akarsu, atık sular vb gibi diğer ortamlarda yapılan çalışmalar da dâhil edilerek hazırlanan araştırma genel raporunda bölgede yaygın bir toksik kimyasal madde kirliliği tespit edildiği sonucuna varıldığını düşünüyorum.
"Rapor neden açıklanmıyor sorusuna verebildiğim yanıtlardan biri de bu. Açıklanmıyor, çünkü ciddi bir kirlilik tespiti var. Nerede, hangi kimyasal maddelerden kaynaklanan ve ne düzeyde bir kirlilik olduğunu gösteren bilgiler ise bizi faillere götürür, yani kim kirletiyor ve neden göz yumuluyor sorularına yanıt buluruz.
"Öncelikle aradan geçen bunca zaman içinde hangi koruyucu önlemlerin alındığı, halk sağlığını, çevre sağlığını korumak için hangi faaliyetlerin yapıldığı sorularının peşine düşmek gerekiyor. İnsanların ve elbette diğer canlı türlerinin sağlığını önemsiyorsak, ama özellikle de çocukların sağlığını önemsiyorsak bunu yapmak zorundayız."
İzleme Önerisi*Gündöndü belgeseli. Yönetmen Nejla Demirci Ergene Nehri’nin uğradığı çevre felaketini Gündöndü belgeselinde gözler önüne seriyor. Belgeselde Ergene Nehri’ndeki kirliliğine sebep olan sanayileşmenin yanı sıra kirliliğin bölgelenin hem sosyal hem kültürel hem de ekonomik etkilerini röportajlarla uzmanların ve Trakyalıların ağzından anlatıyor. Aynı zamanda Ergene İnisiyatif’nin de üyesi olan Demirci’nin yönettiği Gündöndü’nün çekimleri 2010’dan beri biriktirilen görüntülerden oluşuyor. |
(EMK)