Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
bianet yazarı, Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık hakkında Sağlık Bakanlığınca yürütülen projeye ilişkin bulguları kamuoyuyla paylaştığı gerekçesiyle açılan davanın üçüncü duruşması İstanbul Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Hakime Nursel Bedir, Şık'ın "yasaklanan bilgilerin temini" suçlamasından beraatine; "göreve ilişkin bilgilerin açıklanması" suçlamasından 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
"Sanığın pişmanlığı ilişkin bir beyanı bulunmadığı" gerekçesiyle hapis cezasında erteleme yapılmadı. Yerel mahkemenin kararı sanık ve avukatlarının itirazı yoluyla istinaf mahkemesine taşınacak, istinaf hükmünden sonra karar keşinleşecek.
Şık HAGB'yi kabul etmedi
Duruşmaya yoğun katılım olması ve 2. Asliye Ceza Mahkemesi salonunun küçüklüğü nedeniyle duruşma, 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonunda görüldü. Duruşmayı izleyenler arasında çok sayıda avukat, insan hakları savunucusu ve meslek örgütü temsilcilerinin yanı sıra RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, HDP milletvekilleri Ahmet Şık ile Oya Ersoy, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Barış İçin Akademisyenler yer aldı.
Esasa ilişkin savunmasını sunan Bülent Şık, hakime Bedir'in "Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) kabul ediyor musunuz" sorusuna karşılık HAGB'yi kabul etmediğini söyledi.
TIKLAYIN - Bülent Şık'ın Esasa İlişkin Beyanı
"Yayınlanması değil yayınlanmaması suç"
Şık'ın ardından savunma yapan avukatlardan Can Atalay, "Bülent Şık bir yurttaş ve bilim insanı olarak görevini yerine getirmiş, ifade özgürlüğü hakkını kullanmıştır" dedi. Atılı suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını belirterek müvekkilinin beraatine karar verilmesini istedi.
Avukat Tora Pekin ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ifade özgürlüğüne dair ilkelerine değinerek, "Demokratik toplumun gereklerine aykırı müdahale var. Kendisi bu dava ile uğraşmak yerine çok daha kıymetli bilimsel üretimine devam edebilirdi. Yayınladığı bilgiler halk sağlığını ilgilendiren bilimsel bilgilerdir. Yayınlanması değil yayınlanmaması kamu yararına aykırıdır" diye konuştu.
AİHM ve Yargıtay kararlarına da vurgu yapan Pekin, "Yüksek yargı da sanki ifade özgürlüğü konusundaki krize el atma niyetindeç Mahkemenizin de özgürlüklerin önünü açan bir karar vermesini bekliyoruz" dedi. Uluslararası ifade özgürlüğü kuruluşu olan Article 19'un uzman mütalaasını da mahkemeye sundu.
1 yıl 3 ay hapis cezası
Verilen aranın ardından kararını açıklayan Hakime Bedir, Şık'ın "yasaklanan bilgileri açıklama" suçundan "suçun unsurları oluşmadığı" gerekçesiyle beraatine; "göreve ilişkin bilgileri açıklama" suçundan "suçun işleniş şekli, suç konusunun önem ve değeri, sanığın kastının yoğunluğu" gerekçeleriyle 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Şık'ın duruşmadaki tutum ve davranışları nedeniyle cezada altıda bir oranında indirim yapılarak 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi. "Sanığın pişmanlığı yönünde herhangi bir beyanı bulunmaması" nedeniyle cezada erteleme yapılmadı.
Bülent Şık'ın yazıları ve soruşturma süreciBülent Şık'ın yazı dizisi "Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli İllerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi Projesi"nin açıklanmayan verileri üzerineydi. Çalışma, 2011-2016 yılları arasında Sağlık Bakanlığı'na Sağlık Bakanlığı'na bağlı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve bakanlık personelinin katkıları ile yürütülmüştü. Amaç Türkiye'de kanser vakalarının en fazla görüldüğü bölgeler olan Kocaeli (Dilovası) ile Ergene Nehri Havzasında yer alan Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerinde çevresel ortamlarda bulunan kanserojen (kanser yapıcı) kimyasalları tespit etmekti. 22 Kasım 2016'de yayınlanan 677 sayılı KHK ile Akdeniz üniversitesindeki görevinden ihraç edilen Bülent Şık, bu projede gıda ve su ile ilgili araştırma projelerinin organizasyonu, analizlerin yapılması ve sonuç raporlarının yazımında görev almıştı. Araştırma yapılan bölgelerdeki binlerce gıda ve su örneği Bülent Şık'ın 2010 - 2015 yılları arasında teknik müdür yardımcısı olarak görev aldığı Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi'nde analiz edildi. Araştırmanın sonuçlarını anlatan Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yazı dizisi "Türkiye'yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi" başlığıyla 15 Nisan 2018 günü başladı dört gün sürdü. Sağlık Bakanlığı yazı dizisinin ardından “Halkta infiale neden olduğu”, “dış alımları etkilediği” gerekçeleriyle Şık hakkında suç duyurusunda bulundu. Şık'ın 5 yıldan 12 yıla kadar hapsinin istendiği İddianameyi ilk olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu hazırladı. Ancak bu iddianame mahkemeden savcılığa geri gönderildi ve üzerinde değişiklik yapılmadan terör suçları bürosunca hazırlanarak mahkemeye tekrar iletildi. 7 Şubat 2019'da görülen ilk duruşmada araştırmada geçen illerin baro başkanları Bülent Şık'ı savunmak üzere duruşma salonunda hazır bulundu. Hakime Nursel Bedir, avukatların kovuşturmanın genişletilmesi ve derhal beraat kararı verilmesi yönündeki taleplerini reddetti. |
(TP)