"Türkiye'de Ötekileştirme ve Ayrımcılık" araştırmasının sonuçlarına göre, mutlak işkence yasağına, yani "işlediği iddia edilen suç ne olursa olsun kimseye işkence yapılmaması"na hayır diyenlerin oranı yüzde 27.
Araştırmayı yöneten Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Yılmaz'a göre bu bulgu araştırmanın en vahim sonuçlarından biri.
İşkence mağdurlarının rehabilitasyonu ve işkenceyi önlemek için çalışan Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'ysa, 100 kişiden 73'ünün mutlak işkence yasağını önemsemesini olumlu buluyor. bianet'in görüştüğü Korur Fincancı "Eğitim verdiğimiz 3 bin 500'ü aşkın hekim arasında, 'bazı durumlarda işkence yapılabilir' diyenlerin oranı yüzde 34'tü" diyor.
İşkencenin cezasızlığının da bu algıda payının olduğunu söyleyen Korur Fincancı "Yargının da işkence suçuna bakışıyla ilgili değişim gerek" diyor.
Korur Fincancı, özellikle 11 Eylül 2001'de ABD'deki İkiz Kuleler'e saldırıdan sonra yaygınlaşan "terörle mücadele" söyleminin işkenceyi meşrulaştırmaya yönelik olduğunu, bunun TV dizilerinden yasalara kadar görüldüğünü söylüyor.
"İşkenceye dair mutlak yasak delindiğinde, kimsenin bundan uzak kalamayacağını anlamak gerekiyor. Herhangi bir zamanda, yerde, herkes işkenceyle karşılaşabilir. 'Bazı durumlarda işkence yapılabilir' diyenlerin işkence mağdurlarıyla empati kurmasını sağlamamız gerekiyor."
Korur Fincancı, işkencecilerin de hasar gördüğünü anımsatıyor. "Örseleniyorlar. Depresyon, intihar yaygın. Kendilerine ve çevrelerine şiddet uyguluyorlar. İşkence işkenceciyi de kurbanlaştırıyor."
Korur Fincancı gazetecilerin de yapabilecekleri olduğunu söylüyor:
"Gazeteciler işkenceyi doğru bilgiyle görünür kılmalı. İşkenceyi meşrulaştıracak anlatımdan, dilden uzak durmalı. En yaygın örnek, gözaltına alınmış kişilerden suçluymuş ve işkenceyi hak ediyormuş gibi bahsetmek. Bu işkencenin bir cezalandırma türü olarak algılanmasına yol açıyor.
"Gazetecilerin işkencenin her koşulda yasak olduğunu, işkencenin tanımını sürekli anımsatması da çok önemli."
TİHV ve İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) raporuna göre, Türkiye'de 2009'da gözaltında 305, resmi mekan dışında 358 işkence vakası var. Köy korucularınca yapılan işkence vakası 34. Cezaevlerinde işkence vakası sayısı 397. Özel güvenlik kuvvetlerinin işkence vaka sayısı 10.
İşkencenin tanımı
İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nde işkencenin tanımı şöyle:
"İşkence, bir kimseye karşı, kendisinden itiraf almak veya üçüncü kişi hakkında bilgi edinmek, kendisinin veya üçüncü kişinin yaptığı veya yaptığından kuşkulanılan bir eylem nedeniyle cezalandırmak veya kendisini veya üçüncü kişiyi korkutmak veya zorlamak amacıyla veya ayrımcılığa dayanan herhangi bir sebeple, bir kamu görevlisi veya resmi sıfatla hareket eden bir başka kişi tarafından veya bu görevlinin veya kişinin teşviki veya rızası veya muvafakatiyle işlenen ve işlendiği kimseye fiziksel veya ruhsal olarak ağır acı veya ıstırap veren herhangi bir edimdir." (TK)