Saffet Alp'in 7 Aralık 1968'de İzmir'den kızkardeşi Fikret Alp'e yazdığı mektubu aynen yayımlıyoruz.
Biricik kardeşim,
Mektubuna geç cevap verdiğim için kızmadın ya. Çok ama çok meşgulüm bu günlerde. Seni de öylesine özledim ki; şuanda Kayseri'de olmak isterdim. Ümidimin sen olduğunu biliyorsun değil mi sevgilim.
Her şeyde başarılı olacaksın. İlk önce talebelikte. Sonra sosyal insan kişiliğinde. Ruhun için kitap okuyacaksın, ama sistemli. Seninle yakında bir anlaşma yapacağım zaten.
Sana her gün pardon her ay bir kitap alacağım. Ve okuyacaksın. İki kitap almıştım senin için, fakat gönderemedim. Onları getiririm yakında.
Burada sabahtan akşama kadar İngilizce görüyorum. Bir de İngiliz arkadaşlarla tanıştık. Kız değil canım, erkek. İngilizce'yi iyi öğrenmek için. Şimdilik anlaşıyoruz.
Her gün altı saat İngilizcemiz var ayrıca her gün bir de İngilizce film seyrediyoruz. Bu gidişle herhalde öğrenebilirim. Sonra da sana öğretebilirim.
Seni öğretmen okulundan sonra üniversitede okutacağımı biliyorsun herhalde. Bundan vazgeçmek veya ... yok. Bir gün babam ağabeylerimle bana söz verdirmiş ve imzamızı almıştı bir daha sınıfta kalmayacağımız hakkında. Onu ben hala hatırlarım. Çünkü söz vermiştim babama. Sen de unutmayacaksın.
Derslerinde her zaman başarılı olacağını biliyorum. Ayrıca arkadaşlarının arasında çok dikkatli, efendi ve ağırlığını onlar üzerinde hissettirerek arkadaşlık yapacaksın. Herhangi bir mevzu olduğu zaman senin fikrini almak ihtiyacında kalmaları lazım. anlıyorsun değil mi?
Fikretçiğim şu anda geniş bir muhite sahibim. Başta bütün üniversite gençliği, gazeteciler ve yazarlar. Benim Göksenin'le olan basit ilgimden dolayı oldu. Yaz gelsin zaten seninle bir Ege gezisine çıkacağım.
Ama o zamana kadar en az 60 kg.a düşmen lazım. Çünkü beni biliyorsun yakışıklıyım. Senin de öyle olmaz lazım, denize gireriz, sonra gülerler sana, ona göre. Şimdi kilonla nasılsın. Şişman olmanın cezalarını arkadaşlar arasında çekiyorsundur.
Hikmet'e söyle ben gelene kadar bol kitap okusun, gelince soracağım. Geleceğimi eve söylemeyin sakın. Mektubu için ona teşekkür ettiğimi söyle, ayrıca bir mektup yazmayacağım.
Ağabeyime ve anneme, ebeme, dedeme de bol bol selam söyle. Anneme de yazı yazmayı öğret hafta sonlarında da mektuplaşalım onunla da.
Evleneceğiz falan tabi bunu özel olarak yazmak konuşmak lazım ama öğrenmiyor yazı yazmayı. Sonra sormadan evlenirim o zaman suç kalkar benden. Ona göre.
Sana her şeyde başarılar diler gözlerinden doya doya öperim.
Saffet (EY)