Saffet Alp 1949'da Kayseri'de doğdu. İlk ve ortaokulu ardından liseyi Kayseri'de okudu ağabeyim.
Hiç 9 almazdı, hep 10 alırdı. Babam emekli öğretmendi ve maddi imkanlarımız kısıtlı olduğundan, ağabeyim Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ni kazanmış olsa da parasız bir okul olması için Hava Harp Okulu'na girdi.
Pilotluğu alındı
Pilot olmak istiyordu. Okulu Türkiye ikincisi olarak bitirdi. Hava Harp Okulu Kültür Yıllığı 1968/ Göksenin'de çıkan "Türk Düşünüşünün Batılılaşma Eylemleri İçersinde Evrimi" adlı yazısındaki dinle ilgili bir paragraf nedeniyle pilot yapılmadı, hava yer subayı oldu, üsteğmendi.
Bu olay onun psikolojisini çok bozdu. Yapısı gereği bizimle iyi şeyleri paylaşmak isterdi hep. Kötü şeyleri anlatmazdı.
Pilotluğunun alındığını çok sonra öğrendik. Soldaki faaliyetlerinin yoğunluğunu Kızıldere olayından 10 ay önce hakkında arama başlatılmasıyla öğrendik.
Siyasi örgütlülüğünü bilmezdik
Babam demokrat birisiydi, emekten yanaydı Evimizde sohbetler olurdu. Böyle bir ortamda soldan baktık biz de dünyaya.
O daha zeki ve aktifti bu konularda. Ama siyasi örgütlülüğünü çok bilmezdik. Onu kaybedeceğimiz telaşını yaşatmak istemedi bize.
Hem öldüğünde 23 yaşındaydı, anlatacak ne yaşamış olabilirdi ki.
Orkestrada ut çalarmış
Hava Harp Okulu'nda iken, geceleri orkestrada ut çalarmış mesela, ayrıca sportif de biriydi. Sosyal yönü güçlüydü. Sorun çözücü bir yapıya sahipti.
Yavaş, sessiz yaklaşırdı soruna ama söylediğini mutlaka dinletirdi.
Ben öğretmen okuluna gitmek istememiştim. Ağabeyim öğretmen olmamı, beni okutacağını söyledi ve ben hiç itirazsız gittim okula.
Saffet nasıl öldü?
Nihat Erim, yayımlanan anılarında, telefonda konuştuğu dönemin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç'tan jandarmanın eve girdiğinde sağ kalanları öldürdüğünü öğrendiğini yazıyor.
Ertuğrul Kürkçü de bu bilginin kendisi için yeni olmadığını gazetecilere açıklamıştı. Kürkçü, kendisini yakalayan astsubay ve erlerin Saffet'i dışarıya canlı çıkardıklarını, kafasına kurşun sıktıklarını söylediğini aktarıyor.
Bu gerçeklerin ortaya çıkarılmasını istiyorum.
Kızıldere operasyonuna katılan ve ağabeyim Saffet Alp'le birlikte diğer kişilerin öldürülmesinde rol alan güvenlik ve istihbarat görevlilerinin kimliklerinin açıklanmasını istiyorum.
Kızıldere'nin aydınlatılmasını hala bekliyoruz. (FAK/EY)
Yarın: Cihan Alptekin
_______________________________________________________
BAŞBAKAN NİHAT ERİM'İN GÜNLÜKLERİNDE KIZILDERE
'İngilizleri ölü bulmuşlar, ötekilerden sağ kalanları öldürmüşler...'
31 Mart 1972
Dün sabah MİT müsteşarı ve İçişleri bakanı telefon ettiler. İngilizleri kaçıranlar Niksar'ın Kızıldere köyünde muhtarın evinde imişler. Jandarma köyü çevirmiş, İngilizlerin diri kurtarılması için pazarlık yapılıyormuş. Ben de talimat verdim, "Diri kurtarmak için her gayret gösterilsin" diye. İçişleri bakanı Ünye'de anarşistlerle işbirliği yapan Avukat Sadi Şener'i yanına alıp olay yerine gidiyor. Avukat "Ben onları teslim olmaya razı ederim" demiş.
Öğleye kadar teslim olmamışlar. Ateş etmişler. Öğleden sonra Tağmaç telefon etti. Jandarma Genel Komutanı, "Geceye bırakmak tehlikelidir" diyormuş. Tünel kazıp kaçabilirler. İçlerinde askeri üniformalılar da var. Gece evden çıkıp askeri şaşırtılabilir, aralarına karışabilirler" diyormuş. "Onlar olay yerinde durumun gereğini daha iyi takdir ederler" dedim.
Akşam saat 18'de Tağmaç telefon etti. Hepsi ölü olarak ele geçmiş. Saat 16.30'da nasihatin etkisi olmadığını ve devamlı bomba ve silah attıklarını görünce, jandarma da ateş açmış. Eve sokulup girmişler, İngilizleri ölü bulmuşlar, ötekilerden sağ kalanları öldürmüşler.
Gece A. İ. Göğüş telefon etti. Sıkıyönetim resmi tebliğ dışında haber ve resim yayınını yasak etmiş. Tağmaç'ı buldum. "Resim yasağı doğru değil. Gerçeğin gizlendiği sanılır" dedim. Soruşturdu, yanlışlık olmuş. Resim yayınlanacak.
Bu sabah Bakanlar Kurulu'nu topladım. İçişleri bakanı dönmüştü. İzahat verdirdim. Öğleden sonra da Millet Meclisi'nde izahat verdi. Grup sözcüleri de konuştu. Güvenlik kuvvetlerini tebrik ettiler. Günlükler, Nihat Erim, 1925-1979, II. Cilt, Yapı Kredi Yayınları, 2005. (EY)