Yunanistan'ın Selanik şehrinde bu sene 19.kez düzenlenen uluslararası belgesel festivali 3 Mart Cuma gecesi yapılan gayet sade açılış töreniyle başladı.
Muhafazakârların tahammül edemediği, kentin "hedonist" belediye başkanı Yiannis Boutaris'in her sene olduğu gibi bu yıl da şereflendirdiği açılışta Selanikli mülti-enstrümantalist Nikos Diminakis'in performansı ilgi gördü.
Festivalde mevzubahis müzisyen Diminakis ile ilgili, Gina Georgiadou tarafından kotarılmış Beatbox and Winds adlı bir belgesel de gösterilecek.
Etkinliğin yeni sanat direktörü Élise Jalladeau'nun Yunanca okuduğu metinden de anlaşıldığı gibi, çok yönlü festival kentin kültür gündemine büyük katkıda bulunacağa benziyor.
Tarihî Olympion sinemasında gerçekleşen kalabalık açılışta, The Rolling Stones Olé Olé Olé!: A Trip Across Latin America ile yönetmen Paul Dugdale bizi bir kez daha Latin Amerika'nın sıcak ve coşkulu müzikseverleriyle buluşturdu.
Türkiye'den katılımlar
3-12 Mart arasında gerçekleşmekte olan festival'in Docs in Thessaloniki bölümünde, yönetmenliğini Ender Yeşildağ'ın yaptığı Vasilis adlı belgesel var. Yapımcı hanesinde Bingöl Elmas'ın adını ve ESR Prodüksiyonu gördüğümüz eser, tamamlanma aşamasında Selanik'te gösteriliyor.
Etkinliğin Doc Market bölümünde sektör temsilcileriyle buluşacak belgeseller arasında Mustafa Ünlü'nün Ah adlı eseri dikkat çekiyor. 2015 Ekim ayında Ankara'da meydana gelen ve 100'ü aşkın insanın ölümüne sebep olan saldırı hakkındaki film, Türkiye'de tırmandırılan şiddetin boyutlarını tanıklıklar aracılığıyla gözler önüne seriyor.
Yönetmenliğini Onur Bakır'la Panagiotis Charamis'in paylaştığı Hazır Ol! da Selanik'te sinema sektörünün dikkatine sunuluyor. İronik yaklaşımdan da güç alan belgesel, tabu halindeki askerliği masaya yatırıp konu hakkında beyin jimnastiği yapmamızı sağlıyor.
Sıra Dışı İnsanlar belgeselinin yönetmeni Orhan Tekeoğlu.
Belgeselde, Doğu Karadeniz coğrafyasının çetin şartlarında bölge insanları, pratik zekâlarını kullanarak içinden çıkılması gayet zor görünen durumlara ürettikleri çözümler yer alıyor.
Ceyda Torun'un Kedi adlı belgeseli hayat, sevgi ve insan olma üzerine meditatif bir film ve bize İstanbul'un 7 sokak kedisinin gözleri aracılığıyla aktarılıyor.
Kayıp Vatan Aydın Kapancık imzasını taşıyor ve vatanları İstanbul'dan koparılan Rumlar'ın acılarına odaklanıyor.
Mana Mou İstanbul adlı eserin yönetmen hanesinde Nihan Arısoy'un adını görüyoruz. Travmatik anıların davranışlarımız üzerindeki etkileri bir yana, bazı hatıra ve düşüncelerin topluma ayak uydurmak üzere bastırıldığına da tanık oluyoruz...
DOK Leipzig'den ödüllü Ayşe Polat'ın Ötekiler belgeseli de Selanik'te sektör temsilcilerinin beğenisine sunulmuş durumda. Van civarında Ermeni izleri irdelenirken nesiller boyunca inkâr edilse de gerçekler ister istemez su yüzüne çıkıyor.
Dokunuş adlı belgeselde Aziz Nesin'in görüntüleri sayesinde Sivas katliamına tekrar dönüyoruz. Yönetmen Ethem Özgüven 1993 yılında meşhur yazarla gerçekleştirilmiş röportajın da desteğiyle demokrasi, özgürlük ve barışa selam çakıyor.
Hakan Gürer imzalı İz adlı belgeselde 1980 darbesinin silinmeyen izleri irdelenirken, günümüzde demokrasinin niye aksadığına dair ipuçları da veriliyor.
Haymatloz
Geçtiğimiz aylarda gösterime girdiği Almanya'da büyük ilgiyle karşılanan Haymatloz adlı belgesel yükselişteki Nazi zulmünden kaçan Yahudiler'in Türkiye macerasına odaklanıyor. Yönetmen Eren Önsöz Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılırken Batılılaşma yolundaki bir ülkeye sonsuz katkıları olan akademisyen, bilim adamı ve sanatçıya saygı duruşunda bulunurken, belgeselde günümüzde tehdit altındaki değerlere de dikkat çekiliyor.
Coğrafyada yüzyıllardır yerleşik olan halklar dışında Almanya'dan gelen taze kan Türkiye'nin mozaik dokusunu zenginleştirmiş, farklı farklı kültürlerin içi içe yaşamasının getirdiği tüm zorluklara rağmen melez toplumun renkliliğini pekiştirmişti. (MT/AS)