Rusya tarım ürünleri denetim ajansı Rosselhoznadzor, Türkiye'de süt ve süt ürünleri sektörünün en önemli firmalarından biri olan Sütaş’tan ürün alımını yasakladı. Ajans SÜTAŞ firmasından ithal edilen süttozlarında antibiyotik kalıntılarına rastlandığını belirtti.
Konu hakkında SÜTAŞ tarafından da bir açıklama yapılarak Rusya'ya gönderilen ürünlerde tespit edilen kalıntı miktarının mevzuatta belirtilen üst limitlerden daha düşük olmasına rağmen yasaklama kararı alındığı belirtildi. Bu açıklama ile birlikte çeşitli haber portallarında Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüğü’nce SÜTAŞ ürününde yapılan antibiyotik kalıntı analiz raporu da bütün ayrıntıları ile yer aldı. Raporda ürünlerde bir sorun olmadığı dile getiriliyor.
Bu raporları görmek sade vatandaş için olanaksız. Ama bir şirketin çıkarlarını korumak söz konusu olduğunda raporlar derhal yayınlanabiliyor.
Enstitü tarafından düzenlenen analiz raporu aşağıda yer alıyor. Raporda Yer alan MRL ve Tespit Limiti ifadelerinin ne anlama geldiğini merak edenler şu yazılara bakabilir: Tıklayın Link1 ve Link2
Büyütmek için tıklayın. |
Bu analiz güvenilir mi?
Gıda güvenliğini sağlamaya yönelik çalışmaların sonuçları hakkındaki bu tip analiz raporlarının tamamına erişmek mümkün olsa keşke. Kamu kurumlarının faaliyetlerini değerlendirmek için çok kıymetli bilgiler sağlardı.
Tarım Bakanlığı ya da firma tarafından alelacele açıklanan bu rapor bile akla pek çok soruyu getiriyor çünkü. Örneğin: Raporda Rusya’nın yasak kararına da esas olan sadece üç antibiyotiğe ait (raporda ARANAN PARAMETRE kısmında yer alıyor) analiz sonucu raporda yer alıyor. Oysa bu üç antibiyotik dışında süt hayvancılığında kullanılması muhtemel ve sütlerde kalıntı bırakabilecek pek çok kimyasal madde var. Diğer antibiyotiklerin kalıntı analizleri neden yapılmadı sorusu yanıt bekliyor. Belki Rusya istememiştir; bilmiyoruz.
Analizde kullanılan analiz yöntemi akredite bir yöntem mi? Rapora göre öyle olmadığı anlaşılıyor. Bu durumda yapılan analiz işleminin doğruluk ve kesinliği hangi yöntemle kontrol edilmektedir? Laboratuvar içi kalite kontrol çalışmaları yapılmakta ve uluslararası yeterlilik testlerine katılım sağlanmakta mıdır? Bu çalışmalar yapılmıyorsa laboratuvar analizlerinden elde edilen sonuçların güvenilirliği nasıl sağlanmaktadır? Bu soruların yanıtları bakanlık çalışmalarının nasıl yürütüldüğünü gözler önüne serecektir.
Şaibe yaratmak ya da bir şirketi karalamak niyetinde değilim. Amacım kamusal çıkarları korumakla yükümlü tarım bakanlığı gibi bir kamu kurumundan kamu çıkarlarını ilgilendiren konularda bilgi edinmenin neden bu kadar zor olduğunu gözler önüne sermek. Ve SÜTAŞ olayında açıklanan rapor buna çok güzel bir örnek teşkil ediyor.
Analiz sonuçları bize açık değil
Çerçeveyi daraltıp somut bir konu üzerinden meseleye bakarak kamusal çıkarları korumaktan neyi kastettiğime açıklık getirmeye çalışacağım.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın pek çok ilde gıda kontrol laboratuvarı var. Her ilde üretilen gıda ürünleri Türkiye'de geçerli gıda mevzuatına göre belli analizlere tabi tutulmak zorunda. Özetle gıdalarda sorun yaratacak çeşitli unsurları dikkate alınarak ve belli sayıda analiz örneği tespit edilerek tüm yıl boyunca süren kontrol çalışmaları yapılıyor.
Yıllardır da yapılıyor. Ama yapılan analizlerin sonuçları hiç açıklanmıyor. Ne yapılıyor bilmiyoruz.
Halk sağlığını korumak için herhangi bir ilde hangi gıda ürünlerinde hangi analizlerin yapıldığı, ne gibi sonuçlar elde edildiği ve elde edilen sonuçlarla ne yapıldığı bilgisine sade bir vatandaş ya da konu ile ilgili bir bilim insanı olarak ulaşmak imkânsız.
Mecliste verilecek bir soru önergesi ile bile analiz rapor sonuçlarını elde etmek olanaksız. Genellikle soru önergelerine hiçbir somut yanıt gelmiyor.
Kanımca, bu sessizliğin en önemli nedeni bakanlıkça yapılacak herhangi bir açıklamanın mevcut durumun ne kadar sorunlu olduğunu net bir şekilde gösterecek olması. Elimde somut herhangi bir belge olmadan sadece yılların deneyimine dayanarak söylüyorum bunu. Ama Tarım Bakanlığı örneğin Antalya ilinde yaptığı gıdalardaki, sulardaki nitrat kalıntılarını tespit etmeye yönelik çalışmalara dair analiz raporlarını açıklayarak hepimizi şaşırtabilir ve bu iddiamı da kolayca yalanlayabilir.
Sudaki nitrat meselesi
Bir açıklama yapılmasından geçtim; bu raporların muhafaza edildiği arşivler üzerinde çalışma yapmak isteyenlere bakanlık kapılarının açılması bile ne büyük bir olay olurdu. Mesela Antalya Gıda Kontrol Laboratuvarının arşivlerinde bundan 25 yıl önce ilin çeşitli yerleşim bölgelerindeki sulardan alınan örneklerde yapılmış nitrat kalıntısı analizlerine dair sonuçlar var. Yıllarca yürütüldü o çalışma. Şimdi aynı çalışmanın aynı yerleşim noktalarından alınacak sularda tekrarlanması ve geçen 25 yılda ülkemizin en fazla nitratlı gübre kullanılan illerinden birinde acaba sulardaki nitrat kirliliği ne durumda sorusuna yanıt aranması ne kadar gerekli. Gerekli çünkü Antalya’nın içinde yer aldığı coğrafi bölge hızla çölleşmeye doğru gidiyor. Su varlıklarını kirletmemek çok önemli yani.
Nitrat suları kirleten en önemli kimyasal maddelerden biri ve kirlilik belli bir eşik değeri geçtiğinde suları içilmez kılıyor. Dolayısıyla sulardaki nitrat miktarı arttı mı? Hangi bölgelerdeki sular daha fazla kirlendi? Bu kirliliğin daha fazla artmaması için neler yapılabilir? Bu gibi pek çok soruyu dikkate alarak kamu çıkarlarını korumak için önlemler almak, uzun vadeli planlar yapmak mümkün olurdu. Demokratik teamülleri sindirmiş, kamu kurumlarının kamuya karşı sorumlu olduğu bir ülkede bunların yapılması gerekirdi.
Halk veya çevre sağlığını koruma açısından düzenli kontrol ve izleme çalışmalarının yapılması bir gereklilik olduğu kadar bu çalışmalardan elde edilen sonuçların kamuoyu ile paylaşılması da esastır.
Şimdi bunları yazdım diye “Ne arşivi? Arşive girmek mi? Hangi ülkede yaşadığımızdan haberiniz yok galiba hocam!” mesajları yağacak biliyorum ama bendeki de araştırma hevesi işte. Bazen hangi ülkede yaşadığımızı unutturuyor...
Ama unutmamamız gereken en önemli soru şu: Tarım Bakanlığı’nca gıda ürünlerinde yapılan çalışmalara dair analiz sonuçlarının kamuoyuna açıklanmasının önündeki engel nedir? SÜTAŞ için tanınan ayrıcalıktan vatandaşlar neden yoksundur? (BŞ/HK)