Gazete Vatan'ın cumartesi günü manşetten verdiği haber bir utancı daha ortaya çıkardı. Gazete, Hrant Dink'in ailesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvuruya hükümetin gönderdiği savunmada skandal ifadeler yer aldığını belgeliyordu.
An geldiğinde Ahmet Kaya'yı, Nazım Hikmet'i hatta Şivan Perver'i anan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazetenin manşetten haberi verdiği aynı gün, Sakarya'da, CHP'nin Dersim katliamından sorumlu olduğunu, katliam sözcüğünü ağzına almadan dile getiriyordu.
Kılıçdaroğlu'yla yeni bir misyon biçilen CHP'nin çizgisini "Dersim'iz Kemal" yazımızda anlatmaya çalışmıştık.
Erdoğan Sakarya'da konuşurken, yani 14 Ağustos günü, ANF'nin haberine göre, Dersim'de, Tunceli 4. Tugay Komutanlığı'ndan kalkan kobra ve skorski tipi helikopterler Zel Dağı, Kutu Deresi ve Dokuz Kayalıklar mıntıkasını bombalıyordu. Dersim'in Wenk ve Halbori mıntıkasına yapılan bombardıman sonucu ise çıkan yangın bu yazı kaleme alındığında hala sürüyordu. ANF kayıtlarına göre temmuz-ağustos gibi kısa zaman aralığında Türkiye ordusunun bombardımanları nedeniyle Dersim'de 61 alanda yangın çıkmıştı.
Türkiye kamuoyu önünde 12 Eylül'de idam edilenlere ağlamak, halka mal olmuş devrimci sanatçılarını anmak, "Her kesimi kucaklıyoruz", "Türkiye'nin partisiyiz" gibi iddialarda bulunmak, buna karşın AİHM'ye verilen savunmada "Hrant Dink öldürülmeyi hak etti" demeye varan cümleler kurmak, şovenizmi övmek ve katilleri savunmak ile Dersim katliamına atıf yaparken aynı gün Dersim'i bombalamak...
Ne demeli bütün bunlara?
Bu, amiyane tabiriyle halkı salak yerine koymaktır.
AİHM'ye verilen Hrant Dink savunması bize bir kez daha göstermiştir ki, kandırılmak isteniyoruz.
Devletin Hrant Dink için yaptığı AİHM savunması, aynı zamanda hükümetin demokratikleşme arzusunu ve samimiyetini de belgelemiştir. Savunmayı yapan zihniyetin, Kürt açılımında nasıl bir sahtekarlıkla yol aldığını ve nasıl bir samimiyette olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
Ulusal platformlarda 72 kavmin ismini anan, uluslararası arenada medeniyetlerin ittifakından, farklılıkların birlikteliğinden dem vuran, Diyarbakır'a kızan, Gazze'ye ağlayan Erdoğan'ın asli ve gerçek niyetini de ortaya çıkarmıştır. Hrant Dink savunması, devletin gerçek fikri ve zihniyetini belgelemiştir. Hrant Dink'i bir Nazi'yle bir tutan Erdoğan hükümeti, vicdanımızı bir kez daha kurşunlamıştır...
Vicdanımızla bir kez daha alay edilmiş, Hrant Dink'in cenazesi hâlâ vurulduğu kaldırımda, hâlâ kaldırılmamış...
Bunu bir kez daha anladık. (FA/TK)