Ben de okul sütü ve okul fındığı projelerinde bolca fındık yemiş, bolca süt içmiş bir insanım. Beynimde ara sıra arıza oluşmasının muhtemel sebebi o fındıklar. Zira Çernobil faciasının ardından yapılmıştı o güzel uygulama.
Biliyorsunuz, dün "okul sütü" projesi kapsamında çocuklarımıza süt dağıtımına başlandı ve daha ilk günden zehirlenme haberleri ardı ardına geldi.
Diyarbakır, Sivas, Edirne, Sakarya, Samsun , Kırıkkale, Adana, Antalya'da rahatsızlanan çocukların bazıları ayakta tedavi edildi, bazılarına ise serum takıldı. Zehirlenme vakaları ile ilgili haberler çoğalmaya devam ederken, yetkililer beklenen açıklamaları yapmaya başladılar bile.
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, sütten şüphelenmediğini belirtti ama yine de numunelerin inceleneceğini ifade etti. Valini açıklamaları incelenmeye değer.
Sevgili Valimiz çocukların süte karşı alerjileri olabileceğini söylemiş, varsayalım bu doğru. Haklıdır, olabilir. Başka ne söylemiş bakın; çocukların ciddi manada aç olabileceklerini söylemiş.
İşte sosyal devlet, işte sorumluluk sahibi güzide vali! "Aç olan çocuklara süt veriyoruz, açlıklarını bastırsın diyoruz. Daha ne istiyorsunuz bizden, edep yahu!"
Bir açıklaması daha var Valinin, birkaç çocuk mide bulantısı şikâyetiyle hastaneye kaldırılmış da "Psikolojik olarak diğer çocuklar da bundan etkilendi" diyor kendisi. Yalnız bir şeyi unutuyor Vali. Şu an itibarıyla yurdun dört bir yanından zehirlenme haberleri geliyor. Nasıl oluyor da Edirne'den bir çocuk Diyarbakır'dan bir çocuğun psikolojisinden etkileniyor. Nasıl bir psikolojidir bu!
Hayır korkarım yarın "bunlar komplo, hükümeti eleştirmek için çocukları kullanıyorlar" diye haber çıkacak. Neyse ki Sakarya'da bile zehirlenme var! Yani sadece Kürt çocukları ya da Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) 1. Parti çıkmayı başaramadığı Edirne'den gelmiyor haberler.
Sivas Valisi'nin açıklaması da şöyle "Zehirlenme değil de arkadaşlar sanıyorum süt herhalde biraz bozuk! Lütfen ama 'zehirlenme' demeyelim" diyor sayın vali. Hem süt "herhalde biraz" bozuk. Çok değil, endişeye hacet yok! Ama bak "zehirlenme" değil!
Sakarya Valisi de bir açıklama yaparak durumun alerjik olabileceğini ifade etmiş, hatta hayatlarında hiç süt içmemiş öğrencilerin olabileceğini eklemiş.
Nasıl güzel bir memlekette yaşıyoruz aman tanrım. Valiler kendilerinin sorumluluğunda olan çocukların, "zehirlenme" tanımına uymasınlar diye "ciddi manada aç" olduklarını, hayatlarında "hiç" süt içmediklerini söyleyerek kendilerini temize çıkarıyor. Peki ilköğretim çağındaki bir çocuğun okula ciddi manada aç gelmiş olmasını nasıl açıklayabiliriz.
Diyelim ki çocuklar gerçekten "aç", bunun bilincinde olan valiler bunun için nasıl önlemler alıyorlar! Çocuklara "tablet" bilgisayar dağıtacağını söyleyen, hatta proje kapsamında çalışmalara başlayan Başbakan, Diyarbakır'da çocukların Vali'nin deyimiyle "aç" olduklarından bihaber mi? Bir yerlerde hata yok mu sizce de!
"Okul Sütü Akıl Küpü" projesi kapsamında öncelikle büyüklere süt içirilmesi gerekiyor zannımca. Akıl hepimize gerekli! Ama dağıtılacak sütlerin üzerine uyarı yazıları eklensin, dileyen içsin; Dikkat "okul sütü"dür, zehirler!
Dün 1 Mayıs'ı kutladık alanlarda. Bugün herkes emeklerinin sömürüldüğü işlerine geri döndü. Belki de çocuklar, yurdun dört bir yanında bizim yapamadığımızı yapıp örgütlenmiş ve otoriteye karşı gelmeye karar vermişlerdir. Toplu eylem yaparak, bizim içimizdeki öfkeyi "devlet sütü " ile dışarı çıkarmaya, kusmaya karar vermişlerdir!
Mümkündür!
Yakalayın onları da! (SK/HK)