Fotoğraf: Wolfgang Rattay/Reuters
Geçtiğimiz Mart ayında 1.7 milyon gencin 123 ülkenin sokaklarına çıkarak iklim krizini durdurulmasına dair yüksek sesle dile getirdikleri talepleri çoğalarak devam ediyor.
Fosil yakıtlarının paylaşılamamasından ötürü Hürmüz Boğazı’nda ve Kıbrıs açıklarında gerginlik ve savaş endişesi devam ediyor.
Bilim insanları, Grönland ve Antartika'daki erimenin hızlanması nedeniyle küresel deniz seviyelerinin tahmin edilenden daha çok artabileceğini söylüyor.
Daha önce rahat rahat, dünya denizlerinin 2100 yılına kadar bir metreden daha az yükseleceği yönünde yapılan açıklamalar inandırıcılığını kaybediyor.
Umut Ölüyor
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 2013 yılında beşinci değerlendirme raporunun en tartışmalı konusu olan “deniz seviyelerinin yükselmesi” konusunda açıklanan yeni rapor adeta tüyleri diken ediyor.
Araştırmacıların görüşüne göre; eğer emisyonlar mevcut eksende devam ederse, dünya denizlerinin 2100 yılına kadar 62 cm ile 238 cm arasında yükselmesinin çok muhtemel olduğu yönünde.
BBC Türkçe’nin haberine göre, bu durum 5 derece civarında ısınmış bir dünyanın küresel olarak yaşadığı iklim krizi açısından en kötü senaryolardan biri.
Raporu hazırlayan uzmanlara göre, bu senaryonun gezegen için çok büyük etkileri olacak.
Dünyanın 1.79 milyon kilometrekareye eşit bir alanını kaybedeceğini, yani Türkiye’nin yüzölçümünün iki katına eşit olacağını hesaplıyorlar.
Arazi kayıplarının çoğu, Nil Deltası gibi önemli gıda üretim alanlarında olacak. Bangladeş'in büyük bir kısmında yaşamaya devam etmek çok zorlaşacak. Londra, New York ve Şangay gibi büyük şehirler tehdit altında olacak.
Prof. Bamber, "Bunu belli bir perspektife oturtmak gerekirse; Suriye mülteci krizi Avrupa'ya yaklaşık bir milyon mültecinin gelmesine neden oldu. Bu, 2 metre deniz seviyesindeki bir yükselişle yerinden edilecek kişilerin sayısından yaklaşık 200 kat daha küçük” diyor.
Eylem başlıyor
Foto: Twitter - @FutureKyoto
Hikaye dünyanın en büyük iklim protestosunun ardından da bitmedi. ABD’den Rusya’ya, Türkiye’den Moğolistan’a kadar birçok ülkede çocuklar yürüyüşler, konuşmalar, toplu protestolar ve iklim için okul grevleri yapmaya devam ettiler.
Bugün 114 ülkede, 1400 şehir ve kasabada ikinci defa iklim grevine çıkılıyor.
İngiltere’de Yokoluş İsyanı ile başlayan iklim değişikliği protestolarının ardından da bu mücadeleye yeni bir hareketlik ile birlikte yeni bir çok terim de girmiş oldu.
Artık fiziksel bir olay olarak gösterilmeye çalışan “İklim Değişikliği”nin yıkıcı ve toplumsal boyutuna vurgu yapmak için kullanılan “iklim krizi” terimine daha sık rastlanıyor.
İklim eylem planlarının ardından iklim için acil durum çağrıları ortaya çıkmaya başladı. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağla ilgili endişelerin karşısında umut verici Yeşil Siyaset ön plana çıkmaya başladı.
Türkiye’deki sermaye çevresi de iklim krizi ile mücadelenin sürdürülebilir bir imkan kapısı olduğunu görmeye başlamışa benziyor.
"Türkiye'nin Enerji Ekseni" başlıklı toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski şunları diyor;
"İklim değişikliği düşük karbonlu bir enerji sistemine geçişi gerektirirken iş dünyasında birçok fırsatın da önünü açıyor. Türkiye gibi iklim değişikliğiyle ilgili risklere çok açık bir ülke olarak, sağlam bir altyapı yatırımı yapmamız gerekirken karbonsuzlaşmayı, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğini de önceliklendirmeliyiz. Bu bağlamda, enerji tedarik güvenliği düşük karbon perspektifiyle birlikte düşünülmeli. Türkiye'nin yüksek yenilenebilir enerji potansiyeli de bu doğrultuda yatırıma dönüştürülmeli."
#BreakFreeFromPlastic (#PlastiktenKurtul) hareketinde yer alan çok sayıda kuruluşla birlikte plastik kirliliği sorununu kaynağında durdurmak için global bir kampanya yürüten Greenpeace’in Rainbow Warrior adlı yüzen efsanesi 3 yıl sonra İstanbul’a geliyor.
Bir de küçük bir haber daha
Greta’dan yeni bir çağrı var. Çocuklar büyükleri ile buluşuyor. 20 Eylül 2019 tarihinde dünya genelinde herkes iklim için greve çıkıyor. Bir hafta sürecek olan küresel eylem haftası 27 Eylül’de son bulacak. (CT/EKN)