Kazakistan’dan Tacikistan’a, Doğu Türkistan’dan Tibet Altay Dağları'na kadar büyük bir coğrafyanın uzun yıllardır sakini olan, bugünkü evcil koyunların da atası olduğuna inanılan Argali koyunları Moğolistan batısında türü tehlike altında olan her türün yaptığı gibi tedirgin bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
Koyun avcıları için birinci sınıf ödül olan Argaliler, geleneksel Çin tıbbı için öldürülen diğer diğer canlılar ile -yani filler, pangolinler, jaguarlar, gergedanlar…- aynı kaderi paylaşıyor: Hem av hem de başka bir canlının sözde şifa kaynağı olarak "kurban" olmak.
Bu vahşi dağ koyunları yaşam alanlarının kaybına bağlı olarak, uzmanlar tarafından nesli tükenmekte olan türler arasında kabul ediliyorlar. Kış aylarında sıcaklık düştüğünde göbek kıllarını uzatıp, onları aşırı soğuklardan koruyan uzun kuyrukları ile birlikte yırtıcı avcılardan sakınarak yaşam mücadelelerine devam eden Argaliler, insanlar karşısında ise tamamen savunmasız haldeler.
Gece karanlığında, kırmızı ışık saçan lazer güdümlü keskin nişancı tüfeği ile mihmandarları geride kalmasını isteyen Donald Trump Jr gibilerin namlusu, mevcut siyaset, bağlantılar ve para karışında ise çok daha savunmasız durumdalar.
ProPublica’nın haberinde dayandırılan iddiaya göre, 31 Temmuz'da Beyaz Ev’de Moğolistan Cumhurbaşkanı Haltmaagiyn Battulga ile bir araya gelen ABD Başkanı Donald Trump, oğlunun nesli tehlike altında olan bir türü avlaması için bizzat ‘rica’da bulundu.
Sputnik’in aktardığı üzere, rehberlerden Khuandyg Akhbas’in ProPublica’ya yaptığı tanıklığa göre, Trump Jr., pusu kurduğu savunmasız canlının bedenini şu şekilde ele geçirdi; “Yerel av rehberlerinin, hayvanı öldürüldüğü yerde uzuvlarına ayırmasını da engelledi, bunun yerine alüminyum bir levhayla hayvanı taşıttı, boynuzlarına ve kürküne zarar gelmesin diye”.
Bu avından daha önce elinde leopar, fil, aslan, hindi, geyik, bizon ve timsah gibi savunmasız canlıları avlayan Trump Jr. Son avı hakkında açıklama yapmadı.
Trump JR, ProPublica’nın haberiyle aynı gün attığı tweet’inde ise, bu sefer hedefinde genç iklim aktivisti Greta Thunberg’i yılın kişisi ilan eden Times dergisi vardı.
TIME dergisinin her yılın sonunda kapağında belirdiği "yılın kişisini” ünvanına bu sene, tek başına başlattığı okul grevi tüm dünyaya yayılan 16 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg’i layık gördü.
Hong Kong’taki protestocular, Donald Trump, ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Nancy Pelosi ve Başkan Donald Trump'ın görevden azli için başlatılan soruşturmadaki delilleri ortaya çıkaran oyunbozanın da (whistleblower) içinde olduğu 5 aday arasından seçilen Greta Thunberg hem baba hem de oğul Trump’ın hoşuna gitmedi.
Türü yok olma tehlikesi altında olan türlerin avıcısı Trump Jr. attığı tweet de, Greta’nın yılın kişisi olarak seçilmesini “pazarlama numarası” olarak tanımlarken, baba Trump da, "Çok saçma. Greta asıl 'Öfke kontrol problemi' üzerine çalışmalı, sonra da bir arkadaşla iyi bir eski moda filme gitmeli! Rahatla Greta, rahatla!" sözleriyle kendisinin de aday olduğu seçimin sonuçlarına adeta isyan etti.
Vahşi avcılık hikayeleri ve siyasetçi kaprislerini barındıran tweetler bir yana dünyanın dengesi son hızla bozulmaya devam ediyor.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) yürüttüğü ve son dönemde bu alanda yapılan en kapsamlı çalışmalardan biri olduğu söylenen yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre, okyanuslardaki oksijen seviyeleri hızla düşüyor. BBC’nin haberine göre, ton balığı, kılıçbalığı ve köpekbalığı gibi birçok türün tehlike altına girmesine yol açan bu durumun sebebi olarak da iklim krizi ve gıda kirliliği gösteriliyor.
Dubai’de, Uganda’da, Kongo’da, Burundi’de seller yüzünden binlerce insan evlerinden olurken, Avustralya’da orman yangınları, Hindistan’da da kömür, çöp, fabrikaların yarattığı kirlilik yüzünden şehirler nefes alınamaz hale geliyor.
Yapılan yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre, 1.9 milyar insanı besleyen doğal su kaynağı Himalaya buzulları hızla eridiğinin ortaya çıktığı günlerde, Afrika’Nın en görkemli doğa harikasın Victoria Şelalesinin cılız akışı turistleri hayrete düşürmeye devam ediyor.
“Well I am telling you there is hope. I have seen it.
— Greta Thunberg (@GretaThunberg) December 11, 2019
But it does not come from governments or corporations.
It comes from the people.”
Here’s a small part from my speech today at the #cop25 in Madrid. pic.twitter.com/Dg8pz969yS
Sorumlu olmadıkları bu krizi durdurmak için harekete geçen Greta ve arkadaşlarının Madrid’te düzenlenen BM İklim zirvesinde güvenlik güçlerinin şiddetine dahi maruz kaldıkları mücadelesi devam ediyor.
Kara alıcıların iklim krizinin farkına varamadıklarını söyleyen genç aktivisti Greta halen umudun var olduğunu söylüyor:
“Şu anda en küçük umut kırıntısına aç durumdayız. Size söylüyorum umut var, gördüm. Ama bu hükümetlerden veya şirketlerden gelmez, insanlardan gelir. Farkında olmayan ama uyanmaya başlayan insanlardan. Bir kere farkına vardığımızda değişiriz. İnsanlar değişebilir. İnsanlar değişime hazır.”
Greta Thunberg’in de konuşmacı olarak katıldığı panelin sonunda sahneye çıkan genç iklim aktivistleri COP25 boyunca liderlerin etkili adımlar atmamasını protesto etti.
Genç iklim aktivistlerin ise yeni bir küresel çağrı var
Aktivistler, kendilerine yapılan kötü müdahaleyi ve COP 25’te karar alıcıların bir türlü alamadıkları kararları protesto ederek, konferansın sonuncu gününe denk gelen 13 Aralık'ta (bugün) herkesi küresel greve çağırdı.
Ayrıca sosyal medya üzerinden #NeverTrustACOP25 hashtagiyle bir kampanyaya başladılar.
İstanbul’daki aktivistler de, Taksim Odakule'de saat 19.00'da bir araya gelerek iklim krizine karşı somut ve etkili adımlar atmadaki yetersizliklerini ve COP25'de aktivistlere yönelik müdahaleyi protesto edeceklerini ilan ettiler.
Anlaşılan zaman ne tehlike altındaki türleri avlayarak, ne de eski moda filmleri izleyerek rahatlanacak bir halde değil.
Zaman çocukların dediği gibi eylem zamanı! (CT/DB)