Şili’den Avustralya’ya, İngiltere’den Brezilya’ya, Suudi Arabistan’dan Hindistan’a, Türkiye’den Amerika’ya uzanan ekolojik yıkım panaroması karşınızda…
Greta nasıl dönecek?
Şili’de ulaşım ücretlerine yapılan zamları protesto ile başlayıp toplumun birçok alanındaki adaletsizliğe gösterilen tepki olarak devam eden toplumsal gösteriler devam ediyor. Protestolar ile baş edemeyen devlet başkanı - aynı zamanda ülkenin en zengin isimlerinden biri olan - Sebastián Piñera Şili'de yapılması planlanan COP25 İklim Değişikliği Konferansını iptal ettiğini açıkladı.
Fakat Greta Thunberg’in Atlantik yolculuğunu takip eden gemiler dolusu iklim aktivisti bu karar sonrası toplantıya ev sahipliği yapacak yeni adrese yani Madrid’e nasıl gideceklerini düşünüyor.
Greta attığı Tweet’de bu isteğini şu sözlerle dile getirdi:
As #COP25 has officially been moved from Santiago to Madrid I’ll need some help.
— Greta Thunberg (@GretaThunberg) November 1, 2019
It turns out I’ve traveled half around the world, the wrong way:)
Now I need to find a way to cross the Atlantic in November... If anyone could help me find transport I would be so grateful.
-> https://t.co/vFQQcLTh2U
"COP25 resmen Santiago'dan Madrid'e taşındığı için biraz yardıma ihtiyacım olacak. Dünyanın yarısında yanlış yönde yolculuk yapmışım. Şimdi Kasım ayında Atlantik'i geçmenin bir yolunu bulmalıyım. Biri ulaşım konusunda bana yardım edebilirse minnettar olurum."
Bir diğer taraftan da Greta ve arkadaşlarının hareketi birçok insana ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Hollywood yıldızı ve çevre aktivisti Leonardo DiCaprio, Greta ile beraber çektirdiği bir fotoğrafını sosyal medyada paylaşıp,”Greta Thunberg zamanımızın lideri oldu" derken, 81 yaşındaki ünlü aktris Jane Fonda ise, iklim krizine karşı gerçekleştirdiği protestosunda dördüncü kez gözaltına alınırken, kendisine Greta ve iklim aktivistlerinin ilham kaynağı olduğunu söylüyordu.
İklim protestolara yasaklama tehditleri
James Ross/AAP)
Avustralya’da ise başbakan Scott Morrison, ülke genelinde iklim protestolarını yasaklayacağının sinyalini verdi.
Halihazırda Avustralya’da polisin iklim aktivistlerine takındığı tutum tartışma konusu olmaya devam ediyor. Başkenti Melbourne’de madencilik konferansını protesto eden insanlara atlar ve biber gazı ile saldıran polislerden birinin beyazların üstünlüğünü sembolize eden ırkçı bir işaret yapması, bir diğer polisin de yaka rozetinde hippilere karşı küfürlü bir slogan yazması dolayısıyla verilen tepkiler dinmiş değil.
Ayrıca yayınlanan son bir rapora göre, Avusturalya’nın en büyük 6 kömür şirketinin dünya genelinde saldığı karbon emisyonlarının, Avustralya ekonomisinin neden olduğu emisyonun tamamından daha fazla olduğu ortaya çıkması da protestolarla eşzamanlı olarak gündeme geldi.
Fakat protestoları yasaklamak o kadar kolay olmayabilir.
Zira geçtiğimiz ay Londra polisinin Extinction Rebellion’ın (Yokoluş İsyanı) eylemine getirdiği yasak İngiltere'de yüksek mahkemenin kararına göre, haksız bulundu. TRT’nin aktardığı üzere, kararda, "Tek bir grubun çatısı altında koordine edilseler bile hem zaman hem de mekan olarak farklı toplantılar, yasanın tanımladığı halk toplantıları değil" ifadesi kullanıldı.
Aktivistlerin hukuk yolunu kullanarak Londra polisinin bu kanunlara aykırı kararına karşı toplu dava açması bekleniyor.
Yasakların bir sonraki aşamasında ortaya çıkan fiziki saldırılarda ise aktivistler hayatlarını kaybetmeye devam ediyor.
( Karla Mendes/Mongabay)
Brezilya’da yangınlar, kaçak kerestecilik ve tarım alanları için yok edilen Amazon ormanlarını korumak için gruplar oluşturan Amazon yerlileri kaçak keresteciler tarafından hedef alınmaya devam ediyor.
Ülkenin kuzeydoğusundaki Maranhao eyaletinde yerli halkların korunması için Ulusal Yerli Vakfı (FUNAI) adına çalışmalar yürüten Paulo Paulino Guajajara kaçak avcılar tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü.
Hürriyet gazetesinin aktardığı üzere, ormanların koruyucuları uzun süredir bölgede yasadışı ağaç kesen ve hayvancılık yapan kişiler tarafından tehdit ediliyordu. Ülkenin batısındaki Amazonas eyaletinde eylül ayında da bir savunucu daha suikast sonucu yaşamını yitirmişti.
Brezilya, 2017’de çevre aktivistlerinin en fazla suikasta uğradığı ülke oldu. Dünya genelinde 201 suikastın 57’si Brezilya’da yaşandı.
Brezilya ve Suudi Arabistan yakınlaşması
Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro'nun milletvekili oğlu Eduardo Bolsonaro da Avustralya başbakanı ve Londra polisine öykünerek hükümete sokak gösterilerinin önüne geçilmesi önerilerinde bulunudu.
Oğul Bolsanaro’nun sokak gösterilerini kontrol etmek için gerekirse hükümetin askeri diktatörlük dönemi taktikleri benimsemesi önerisinde bulunması ülkede tartışmaya yol açtı.
Baba Bolsonaro ise, geçtiğimiz hafta Riyad'daki bir yatırım toplantısında, ülkesinin Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'ne (OPEC) katılmak istediğini açıkladı ve aynı zamanda dünyanın en baskıcı ülkelerinden biri olan Suudi Arabistan ile savunma başta olmak üzere çeşitli konularda iş birliği konularını görüştü.
Gelecek Yatırım Girişimi fuarının diğer konukları arasında, Ürdün Kralı Abdullah, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Danışmanı ve damadı Jared Kushner ve Dünya Bankası Başkanı David Malpass vardı.
Suudi Arabistan’da ise ayrı bir telaş daha var.
ABD merkezli İklim Hesap Verilebilirliği Enstitüsü'nün verilerine göre, küresel karbon emisyonlarının üçte birinden fazlasından sorumlu olan 20 şirketin başında gelen Suudi Arabistan petrol şirketi Aramco halka arza hazırlanıyor. Şirketin piyasa değerinin 1,5-2 trilyon dolar olması bekleniyor.
Madde 45 tekrar karşınızda (isim değiştirerek)
Arkadaşlar dikkat!! Geçen Şubat ayındakömürlü termik santrallere havayı kirletme izni veren ve meclisteki tüm partilerin ortak kararıyla geri çekilen yasal düzenleme yeniden Meclis gündemine geliyor. Bu olmamalı! @fff_ankara @FFF_izmir @fffeskisehir @fff_bursa @fffkonya pic.twitter.com/rInEIBdyCr
— Fridays For Future Turkey (@FridaysTurkey) November 7, 2019
14 Şubat 2019’da Tükiye Büyük Millet Meclisi’ndeki tüm partilerin ortak kararıyla geri çekilen yasal düzenlemenin (eski Madde45) yeniden meclis gündemine gelmesi bekleniyor. 15 adet kömürlü termik santrale 4. kez havayı kirletme izni verilmek isteniyor.
“TBMM Sözünü Tut, Havayı Kirletme İzni Verme” #temizhavahaktır #TBMMsözünütut başlığı ile change.org’da başlatılan imza kampanyasını 77.375 kişi imzaladı.
Kampanya metninde belirtildiği gibi, eğer bu yasa geçerse Türkiye’nin en eski ve kirli santralleri 2,5 yıl daha havayı kirletmeye ve halk sağlığını tehdit etmeye devam edecek. Bu da yılda 1100 erken ölüm, 800 kronik bronşit vakası ve 1500 hastaneye yatışın yanı sıra, her gün 170 çocukta astım atağı demek!
Tıpkı şu anda Yeni Delhi’de olanlar gibi.
Euronews’in haberine göre Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de hava kirliliği perşembe günü çok sağlıksız olarak tanımlanan seviyelere çıktı, Yamuna nehri de kirlilik nedeniyle oluşan köpükle kaplandı, anıtlar ve kamu binaları görülmeyecek duruma geldi, okullar tatil edildi, rafikte tek-çift plaka uygulamasına geçildi.
Birgün’ün aktardığı üzere, başkentteki 37 hava kalitesi izleme istasyonunun tamamı hava kalitesi indeksini 400'ün üzerinde gösterdi, bazı bölgelerde bu seviye 700'ün üzerine çıkarak tehlikeli seviyeye geldi.
Düny’nın hava kirliliğinin en fazla olduğu 10 şehrine ev sahipliği yapan Hindistan'da bulunuyor. İktidardaki Bharatiya Janata Partisinin (BJP) yetkilileri ise, bu durumu "Pakistan ya da Çin, zehirli gazlarla havamızı kirletmiş olabilir" sözleri açıklıyor.
Gerçek ise tam bir toksik karşım olarak Yeni Delhililerin karşısına çıkıyor:
Anız, kömür yakıtlı termik santraller, bitmeyen inşaat faaliyetleri, fabrikalar ve gündelik hayat uğraşları içerisinde fosil yakıtların tüketilmesi...
Trump Paris Anlaşması’ndan çekiliyor
Donald Trump yönetimindeki ABD yönetimi Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesiyle ilgili işlemlere resmen başladığını Birleşmiş Milletler’e bildirdi.
Bianet’in aktardığı üzere, BM'ye sunulan bu talep bugün işleme alınırsa, ABD resmi olarak gelecek yıl, başkanlık seçiminden bir gün sonra 4 Kasım 2020 itibari ile artık Paris Anlaşması'nın tarafı olmayacak.
İyi haber
Trump’ın dünyanın canına yakacak bu hamlesine tepki ise, karbon emisyonlarının en büyük sebebi Çin’in devlet başkanı Şi Cinping ile 18. en büyük karbon salımı yapan ülke Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un katıldığı bir şarap tadımı etkinliğinde verildi. İki liderin antlaşmanın "geri çevrilemez" olduğuna vurgu yapan bir metni imzalamaya hazırlandığı açıklandı.
Kötü Haber
Universal Ecological Fund adlı kar amacı gütmeyen organizasyonun yaptığı araştırmaya göre, Paris iklim Anlaşmasında verilen sözler hem yetersiz hem de anlaşmaya imza atan ülkelerin büyük bir çoğunluğu verdikleri sözlere uymuyor.
Önemli haber
BioScience adlı bilimsel dergide ‘Bilim insanları iklim krizine karşı uyarıyor’ başlığı ile yayınlanan makalede, dünya genelinde 11 binden fazla bilim insanı gezegenin 'açık ve tartışmasız bir iklim kriziyle karşı karşıya olduğu’ konusunda uyarıda bulundu.
Bilim insanlarının, insanları felaketlere karşı uyarmak gibi bir ahlaki yükümlülüğü olduğunu söylenen çalışmada, “Bu yükümlülüğe dayanarak, dünya üzerinde 11 binden fazla bilim insanı olarak, gezegenimizin açık ve tartışmasız bir iklim kriziyle karşı karşıya olduğunu beyan ediyoruz” denildi.
Sputnik’in aktardığı habere göre, bilim insanları, son 40 yıldaki karbondioksit, metan, azot oksit, yüzey sıcaklığı değişimi, Kutup Denizi buz seviyesi, Grönland buz kitlesi, buzul kalınlığı, okyanus ısı içeriği, deniz seviyesi, yanan alanların yüzölçümü, şiddetli hava olayları gibi göstergelerin tümünde hızlı bir kötüye gidiş olduğunu tespit etti.
Cenevre'de 1979'da düzenlenen ve iklim değişikliğinin alarm verici seviyede olduğunu ortaya koyan İlk Dünya İklim Konferansı'ndan bu yana birçok kez benzer uyarılar yapıldığı ancak sera gazı salınımlarının hızlanarak arttığı vurgulandı.
Rüzgâr ve güneş enerjisinden elde edilen yenilenebilir enerji kullanımı gibi bazı alanlarda gelişme kaydedilse de 2018'de kullanılan fosil yakıtı enerjisinin bunlardan 28 kat fazla olduğu belirtildi.
Dünyanın dört bir yanında hem çocukların hem de büyüklerin iklim eylemlerinden feyz aldıklarını açıklayan bilim insanları çözüm için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini vurguladılar. (CT/DB)