Başta Aleviler olmak üzere, solcu, demokrat, aydın, hatta kendisine insanım diyen vicdan sahibi herkes için bugün kara kelimesinin eksik kalacağı bir gün. İnsanların canice yakıldığı Madımak Oteli'nin savurduğu kül bulutu hala semalarımızda ve hiç geçmeyecek bir utançla öylece duruyor.
Bu saldırıda rol alanlar kimlerdi, neden yaptılar, kimler bu provokasyonu örgütledi? Türkiye Cumhuriyeti, kendi yurttaşlarının yaşam hakkına ne kadar sahip çıktığını 2 Temmuz'dan önce olduğu gibi, sırasında ve sonrasında da, bugün ülkenin dört bir yanında bir kez daha gösterdi. Tarih, bu aşağılık eyleme imza atanları asla affetmeyecek. Affetmemeli de.
Ancak, Alevilerin, 1514 Çaldıran Savaşı'yla Yavuz Selim döneminde başlayan Türk egemenliğinden sonra uğradıkları sayısız katliam ve baskıya rağmen, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini aynen sürdüren, resmi ideolojinin bekçiliğini yapan, statükonun savunuculuğunu kimseye bırakmayan, kendisi dışındaki partileri dışlayan, reformlara çeşitli yaftalarla karşı çıkan, evrensel hukuk ve devrimlerine direnen, toplumu laik-şeriatçı, bölücü-misaki millici eksenlerinde kutuplaştırmaya çalışan, "Laiklik elden gidiyor!" "Şeriat geliyor!" korkusuna kapılan tüm kesimleri, kendi burjuva siyasetinin kuyruğuna takmak isteyen, vakt-i zamanında 301'i savunan bir partiye sarılmaları da sorgulanmalıdır.
Salt AKP muhalifliği ve laiklik ekseni, şeriat ve din korkusu gibi gerekçelerle bu partiye Alevilerin tahminlerin de ötesinde destek vermesi başlı başına bir tez konusu.
Düşünün, bir siyasi otorite size baskının daniskasını yapacak, şiddet ve silahla sizi yok etmeye çalışacak, inançlarınıza bırakın saygı göstermeyi, etik olmayan aşağılık rivayetlerle kültürünüzü lanetleyecek, sizi bir kaşık suda boğmaya çalışacak ve siz kalkıp bu anlayışa destek vereceksiniz!
Bunu nasıl açıklayacağız?
Bu anlaşılır bir şey değil...
İşte asıl sorgulanması gereken Stockholm Sendromu benzeri bu paradokstur.
Aleviler bu paradoksu aşamadıkları sürece de özgürleşmeleri maalesef imkansızdır.
Onun için 2 Temmuz günü sadece bir anmayla geçiştirilmemeli. Alevilerin kendi içinde ciddi bir sorgulama yapmaları da kaçınılmazdır.
Çünkü, Dersim'de analar hâlâ ağlamaya devam ediyor... (FA/TK)