27 Ağustos 2014 tarihinde Başbakan Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) 1. Olağanüstü Büyük Kurultayı‘nda yaptığı konuşmanın tam metni, AKP web sitesinde yayımlandı. O tarihte Başbakan, şimdi Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın bu konuşmasının bir bölümü, yargı, HSYK ve Yargıtay Başkanlar Kurulu ile ilgilidir.
Bu konuşmada; "Devlet içindeki paralel yapı"nın ve destekçilerinin siyaseten mahkûm ve tasfiye olduklarını ve "Siyasetin önündeki mesele, bu yapıyı hukuken de tasfiye etmektir. Güvenlik kurumlarının ve yargının demokratik meşruiyet temelinde yeniden yapılandırılması son derece önemlidir" denildi. Bu sözler basında az yazıldı ama söylendi, herkes duydu.
Başbakan/Cumhurbaşkanı’na göre; "siyaseten" tasfiye edilen "paralel yapının", hukuken tasfiye edilmesi ve güvenlik kurumları ile yargının ise "demokratik meşruiyet temelinde" yeniden yapılandırılması son derece önemli.
Demek ki; paralel yapı var, biliniyor ve siyaseten tasfiye edilmiş. Şimdi sıra hukuken tasfiyesinde... Ve bu yüzden güvenlik ile yargı yeniden yapılandırılacak… Sonra da Yeni Türkiye’de "son derece önemli" bu sorunlar, yeniden yapılandırma sayesinde çözülecek.
İster inanın ister inanmayın! Bir önceki Başbakan ve seçilmiş Cumhurbaşkanı böyle diyor.
1 Eylül 2014 tarihinde, bugün Yargıtay’da yeni Adli Yıl açılışı yapılacak.
Yargıtay Başkanlığı tarafından bu tespite yanıt verilecek mi, verilmeyecek mi?
Yargının demokratik meşruiyet temelinde yeniden yapılandırılması son derece önemli görüldüğüne göre; yargı, acaba demokratik meşruiyet çizgisinden uzaklaşmış ve sapma göstermiş midir? Veya demokratik meşruiyet çizgisinden neden ve ne zaman uzaklaşmıştır?
1 Eylül 2014 yeni Adli yıl açılış konuşmasında acaba bu sorunun yanıtını Yargıtay Başkanı verecek midir? Yanıtlanması gerekiyor ve böylece bilgi edinmiş oluruz.
Başbakan /Cumhurbaşkanının konuşmasının devamını okuyalım:
"…Yargıtay Başkanlar Kurulunun düşünebiliyor musunuz, bu ülkede kalkıp da hem siyasete, hem de halkın doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanına karşı son derece nezaketsiz tavırları, eski Türkiye’nin bir alışkanlığıdır. Hukuk sistemi bir avuç Haşhaşi’nin şantajına mahkûm bırakılamaz, bunu ifade etmek istiyorum. Kime çalıştığı, kimin çıkarları adına ülkesine ihanet ettiği artık belli olan Pensilvanya hukuk sistemine emir veremez, talimat veremez. Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk sistemi Hasan Sabbah benzeri tehlikeli meczupların oyuncağı asla olamaz. Bu ülkenin hâkim ve savcıları, vicdanıyla hareket eden, ülkesine, milletine ve bayrağına bağlı vatanseverlerdir. Vatansever hâkim ve savcılar inanıyorum ki aralarındaki Haşhaşileri temizleyecek, hukuk sistemi üzerindeki gölgeleri de kaldıracaktır."
Bunları Başbakan/Cumhurbaşkanı söyledi. Yargı penceresinden bakınca, -kendi bildiklerimiz dışında- yapılan bu tespitleri ve son derece önemli olan bu sözleri ciddiye almak gerekmez mi? Mutlaka gerekir. Hedef alınan Yargıtay Başkanlar Kurulu olduğuna göre, yani Yargıtay olduğuna göre bazı sorular mı soralım acaba? Soralım ve 1 Eylül 2014 Adli yıl Açılış konuşmasında Yargıtay Başkanından vereceği yanıtı bekleyelim…
Görüşüme göre aşağıdaki bazı soruların yanıtları Yargıtay tarafından verilmelidir.
Yargıtay Başkanlar Kurulu üyeleri, söylenenlere göre;
- Başbakan/Cumhurbaşkanına karşı son derece nezaketsiz misiniz?
- Eski Türkiye alışkanlığı denilen şey her ne ise, öyle misiniz?
- Hukuk sistemini bir avuç Haşhaşinin şantajına mahkûm mu ettiniz?
- Kimler kastediliyor? İçinizde bir avuç Haşhaşi mi var?
- Kimin çıkarları adına ülkesine ihanet ettiği belli olanlar var ise eğer, kimlerdir?
- Pensilvanya hukuk sistemi ne demektir?
- "Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk sistemi Hasan Sabbah benzeri tehlikeli meczupların oyuncağı asla olamaz," denildiğine göre; hukuk sistemini oyuncak eden benzeri tehlikeli meczuplar mı var? Eğer varsa kimlerdir?
- "Bu ülkenin hâkim ve savcıları, vicdanıyla hareket eden, ülkesine, milletine ve bayrağına bağlı vatanseverlerdir" denildiğine göre; sizler vatansever misiniz?
- Hâkim ve savcının "vatansever" olup olmadığı nasıl anlaşılır?
- Vatansever hâkim ve savcılar olarak; aranızdaki (öyle söyleniyor) Haşhaşileri temizleyecek misiniz?
- Böylece "hukuk sistemi üzerindeki gölgeleri" kaldıracağınıza göre; gölgeler ne zaman geldi, görmediniz mi? Ve hukuk sisteminin gölgelerini biliyor musunuz?
Yargıçlar nasıl görev yapmalıdır? “Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye”nin “Fasl-ı Evvel” bölümü madde 1792’ye göre, “Hâkim, hakîm, fehim, müstakim ve emin, mekin, metin olmalıdır.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Skalka-Polonya kararına göre; “Adaletin güvencesi olan ve hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir devlette temel bir işlevi olan mahkemelerin çalışmaları, kamunun güvenine sahip olmalarını gerektirir. Bu nedenle mahkemeler, temelsiz saldırılara karşı korunmalıdır” (AİHM 3. Daire Kararı 27.05.2003-43425/98).
Ve dahi Mecelleye göre bile; Başbakan/Cumhurbaşkanı’nın 27 ağustos tarihindeki sözlerine, Yargıtay Başkanı 1 Eylül 2014 Adli yıl açılış töreninde yapacağı konuşmasında mutlaka yanıt vermelidir.
Hem de sözü hiç dolandırmadan, açıkça… (Fİ/HK)