"Kürt sorunu, eşittir PKK sorunu" değildir. Kürt sorunu, sadece siyasal-etnik bir sorun değildir, çok çetrefilli bir sosyal ve ekonomik eşitsizlik yumağıdır. Irak petrollerini sağmaya hazırlanan Batı'nın Irak'ı PKK'dan sterilize etme ihtiyacı ile el atılan "çözüm", hiçbir zaman gerçek "çözüm olmayacaktır. Çünkü, sorun "Dağdakiler"in indirilmesi, 200'ünün İsveç'e gönderilmesi, kalanın düze indirilmesiyle "çözülmez"... O düzlükteki yoksulluğun,işsizliğin,hastalığın çığlıklarına kulak kabartılmadıkça, acılar dindirilmedikçe, "dağ" yine orada, her zaman çıkılacak yer olarak durmaktadır ve duracaktır...
Önce samimiyet lazım... "Anayasal vatandaşlık" diyordu Milliyet'te, Devrim Sevimay'ın dizisinde boy gösteren Dengir Mir Mehmet Fırat... Anayasal vatandaşlık lafla olmaz. Batıda, burjuva devriminde "Anayasal vatandaşlık" vaadine köylünün karnı toktu, "toprak" istedi ve öyle oldu "anayasal vatandaş"... Anayasal vatandaş olacaksa Kürtler, onlara, en muhtaçlarından başlayarak, sosyal haklarını vererek başlayacaksınız... En başta da açlık sorunlarını halledeceksiniz...
En ezilenimiz, en muhtacımız, yoksul Kürt kadınlarımız, genç kızlarımız, kız çocuklarımız... Onlar 72 milyonluk Türkiye'nin her anlamda en ezileni, en acı çekenleridir. Samimi iseniz, onlardan başlarsınız.
***
Otuz küsur yıldır Güneydoğu'da kırlarda yaşanan çatışmalı ortam, köylerin boşaltılması ile sonuçlandı, köyde, hayvancılıkla, toprakla çocuklarının kıt kanaat karnını doyuran kadınlar, ortalama 6-7 sayıdaki çocukları ile kentlere yığıldı. Dayanılmaz bir yoksulluk!... Alın size 2008'e ait bir bölge fotoğrafı; Yaklaşık 6,5 milyon kadın nüfus var bölgede. Bunların 4,1 milyonu 15 yaşın üzerinde. Eli ayağı iş tutar. Peki kaçının işi var? Her 100'ünden ancak 14'ünün..Hatta köyde çiftle çubukla, hayvanla uğraşanı dışarıda tutarsanız, kentlerde her 100 kadından ancak 3'ünün işi var!...
***
Dehşetli bir ötekileştirme, dışlama, dehşetli bir yabancılaşma. Zaten bunun sonucudur ki, Türkiye genelinde kayıtlara "intihar" olarak geçen vakaların yüzde 20'si Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde... İntiharların kadın- erkek bileşimine bakıldığında, ülke genelinde kadınların payının yüzde 37 olmasına karşılık, Doğu ve Güneydoğu'daki intiharlarda kadının payı yüzde 51...
***
Öyle, "yatırım yapılır, iş yaratılır" masalları filan anlatmasın kimse. Ortadaki acil sorunlar, "yatırım-istihdam" vaatlerini, yılan hikayelerini kaldırmıyor, acil sosyal hamleler istiyor. Hem de, hemen, şimdi...
Nedir onlar? Önce gerçeklerle yüzleşin; Bu ülkede, resmi makamlarla aylık gelirinin asgari ücretin üçte birine bile yaklaşmadığını kanıtlayan yoksullara "yeşil kart" veriyorlar ve 9,5 milyonu bulan bu kapsamdaki yoksulların neredeyse yarısı, yüzde 46'sı Doğu ve Güneydoğu'da yaşıyor.
Ama yeşil kart, sadece hastane kapısında iş görüyor, karın doyurmuyor. Bölge'ye acil gıda yardımı gerekiyor. Bunun için de, "Cemaat Cumhuriyetçisi" AKP'nin sadaka politikalarıyla filan değil, TBMM'nin kararıyla "çağdaş sosyal devlet" olmanın gereği, bütçeye şu madde konulmalı; Bölgedeki 1 milyona yakın yoksul aileye her ay, net asgari ücretin yarısı kadar maaş bağlanacak ve bu ödeme , evdeki anneye, mutfak maaşı olarak verilecek. Bölgedeki 1 milyon yoksul aile başına ayda kabaca net 250 TL'lik bir destek maaşı bağlanması, toplam bütçe harcamalarının yüzde 1'inden biraz fazla değildir. Aynı görevi, Bölge dışındaki diğer 1 milyon yoksul yeşil kartlılar için de yapın. Bütçeye maliyeti varsın yüzde 2 olsun. Çok mu? Sadece bütçede görünen asker-polis harcamaları yüzde 15'e yaklaşıyor. Soruyorum; Zor mu bu kadarcık bir sosyal yardımı yapmak?
***
Haydi bakalım, açılımınızı buradan başlatın da samimiyetinizi görelim. Önce yoksul Kürt kadınlarına, çocuklarının karnını doyurmaları için "vatandaşlık geliri" verin.
Dedim ya... "Anayasal vatandaşlık" diyordu Dengir Mir Mehmet Fırat Bey...
Aç karnına Anayasal vatandaşlık olur mu? Önce açlığa karşı, " asgari vatandaşlık maaşı"ndan başlasanıza açılıma... Yapabilir misiniz? Hiç sanmıyorum... (MS/TK)