10 Ekim Ankara Gar Katliamı davası, sanıklardan Erman Ekici hakkında "insanlığa karşı suç" yönünden verilen beraat kararına karşı 10 Ekim Avukat Komisyonu'nun istinaf talebi reddedildi.
10 Ekim 2025’te Ankara’da düzenlenen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’nde IŞİD bombalı saldırı düzenlemiş, 103 kişi hayatını kaybetmiş, 500’ü aşkın kişi yaralanmıştı. Katliama ilişkin davada 10 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmiş, Türkiye hukuk tarihinde ilk kez ‘insanlığa karşı suçtan’ hakkında iddianame hazırlanan Ekici bu suçtan beraat etmişti. 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu beraat kararını istinafa taşıdı.
Tek cümlelik karar
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22’nci Ceza Dairesi beraat kararını ‘hukuka uygun’ buldu ve istinaf talebini tek cümleyle reddetti. İstinaf, 10 Ekim katliamına tanıklık edenlerin, suçtan doğrudan doğruya zarar görmediklerine ve bu nedenle de mağdur sıfatlarının bulunmadığına hükmetti.
Ülkenin ilk ‘insanlığa karşı suç’ yargılaması
10 Ekim Ankara Katliamı Davası avukatlarından İlke Işık, karara tepki göstererek 'zamanaşımı' uyarısı yaptı:
“Bu ülkede insanlığa karşı işlenmiş suça ilişkin bir yasal düzenleme var ama şimdiye kadar hiç bu konuda bir dosya görülmemişti. 10 Ekim Ankara katliamı ülkenin en büyük katliamlarından biri. IŞİD'lilerin planladığı, örgütlediği ve onların bu katliam üzerine ceza aldığı bir dosya söz konusu. Ankara Bölge Adliye Ceza Mahkemesi, ülkenin ilk insanlığa karşı suç yargılamasında verilen kararı bu. Müvekkillerimizin, yani bu katliamda yaralananlar, hayatını kaybedenlerin aileleri, yakınları bu katliamı tanıklık eden yüzlerce kişinin suçtan doğrudan etkilenmediği kararı veriliyor.”

10 Ekim Davası ertelendi: "Sanıkları Suriye’den istemiyorlar"
Kararın hukukla açıklanabilecek bir tarafı olmadığını söyleyen Işık, “Müvekkillerimiz nasıl insanlığa karşı suçun doğrudan zarar gören tarafı kabul edilmezler. Bu katliam onların gerçekleştirdiği katliam sebebiyle bizzat zarar gördüler, bizzat yaralandılar, yakınlarını kaybettiler. İnsanlığa karşı suçun muhatabı kimdir, mağduru kimdir?” diye sorarak tepki gösterdi.
Zamanaşımı tehlikesi
Işık, dosyanın hala tamamlanmadığını ve firari sanıklarının olduğunu hatırlatarak, “İnsanlığa karşı suç kabul edilseydi zamanaşımı olmayacaktı. Ama şu an kabul etmiyorlar ve insan öldürmekten ve anayasal düzene karşı suç işlemekten yargılanıyorlar. Firari sanıklar açısından yargılama devam ediyor. Ama insanlığa karşı suç olsaydı bu yargılama sürecekti. Ama böyle kabul etmedikleri durumda zaman aşımından bir süre sonra firari sanıklar için de kapatılmış olacak” dedi.
"Hala ‘öfkeli çocuklar’"
Avukat İlke Işık tepkisini şu sözlerle sürdürdü:
İstinaf’ın karara bir cümle ile cevap vermesinin kabul edilemez olduğunu belirten Işık, “Bir cümleyle bunu geçiştirmelerinden zaman aşımına uğrasın istediklerini görüyoruz. Çünkü IŞİD'e 'insanlığa karşı suç işleyen bir örgüt' diyemiyorlar. Hani yıllar öncesine gidelim Davutoğlu 'öfkeli çocuklar' demişti ya bu örgütün mensuplarına. Bakın aradan 10 küsur yıl geçti hala aynı noktada, IŞİD'le ilgili bir tolerans aynen devam ediyor.
"Dosyayı kapatalım istiyorlar"
Diğer tarafı da bu katliamı evet IŞİD'liler gerçekleştirdi ama tek başlarına gerçekleştirmediler. Her aşamada, katliamın gerçekleşmesinin her aşamasında çok sayıda sorumluluk var. Bu sorumluluklar devlet kurumlarına işaret ediyor. Bu sorumluluklar çeşitli biçimlerdeki kamu görevlilerine işaret ediyor ve çok fazla delil olmasına rağmen de halen tek bir kamu görevlisi hakkında bile bir işlem yapılmış değil. Bu nedenle de bu dosya ortadan kalksın istiyorlar. Yeni deliller, tartışmalar çıkmasın istiyorlar. Bu dosyayı bir grup IŞİD'liye ceza vererek kapatalım istiyorlar.
"Yargının IŞİD'le imtihanı"
Türkiye yargısının IŞİD'le yıllardır bir imtihan verdiğini söyleyen Işık, son olarak şunları söyledi:
"Bu dosyanın sanıkları, firari sanıkları, tutuklu sanıkları daha önce yıllarca izlenmişler ama yakalanmamışlar. Yakalanmışlar ama tahliye edilmişler. Sınırlar IŞİD'in kontrolüne bırakılmış ve bunlarla ilgili kimse cezalandırılmamış. Aslında IŞİD'e bir müsamaha gösteren bir yargı vardı bizim karşımızda. Bugün de 2025 Türkiye'sinde bir kez daha görüyoruz ki IŞİD'e insanlığa karşı suç işleyen, örgüt diyemeyen bir yargı karşımızdaki. Hem de bir cümleyle hem de içeriğe hiç girmeden, hukuki bir tartışma yürütmeden insanlığa karşı suçu görmezden gelmeye devam ediyorlar.
"Bugün hala katliam devam ediyor"
IŞİD'den bahsediyoruz. Bakın bugün hala Süveyda'daki Süryanilerin ve Dürzilerin yaşadığı katliamları konuşuyoruz. IŞİD hala katliamlar örgütleyip, hala insanlığa karşı suç işleyen bir örgüt ve Türkiye'de gerçekleştirdiği bu katliamın adı da buydu. Çünkü kendinden olmayanlara saldırdı, kendince dinsiz kabul ettiklerini, kendince yaşam görüşü ve hayat biçimiyle kendine uygun olmayan herkesi düşman kabul ederek onlara savaş açan bir örgütten bahsediyoruz. 10 Ekim Ankara katliamı için de o gün oraya gelen barış, demokrasi, özgürlük isteyen insanlara karşı gerçekleştirdiler. Bunun yok kabul edilmesi, bunun böyle değilmiş gibi kabul edilmesi hukuken de vicdanen de kabul edilebilir değil.”
Neler Yaşandı?
Avukat İlke Işık, İstif'a gelen süreçte yaşanan hukuki süreci şöyle özetledi:
2019 yılında sanıklardan Erman Ekici ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu katliamın insanlığa karşı suç saikiyle gerçekleştiğini ifade ederek bu konuda iddianame düzenledi. İddianame, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 2019'dan 2024 Temmuz'una kadar Erman Ekici açısından insanlığa karşı suç yargılaması sürdü. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi insanlığa karşı suçtan beraat kararı verdi.
Dosya Yargıtay'ın bozma kararıyla geldi. İlk karar 2018'de verildi. Sanıkların sanıklara ceza verildi. Erman Ekici için sadece örgüt üyeliği suçlaması vardı. Mahkeme, onunla ilgili dosyayı ayırdı. Daha sonra da onunla ilgili de yeniden bir iddianame düzenlenerek devam etti. Dosyada, 10 Ekim Avukatlar Grubunun pek çok itirazı Yargıtay tarafından görülmedi. 10 Ekim dosyası, tüm sorumluların yargılanmadığı, kamu görevlilerinin sorumluluğuna yok gözüyle bakıldığı, dosyadaki birçok delilin değerlendirilmediği bir dosya olarak kaldı.
2019'daki insanlığa karşı suç yargılaması da Yargıtay'daki ilk bozmadan sonra görülen aslında dosyanın ikinci aşamasıydı. Bu arada hala firariler için de devam ediyor. İki kez karar verdi Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi. Biri 2018'de, biri 2024'de. 2024'teki kararda da farklı olarak insanlığa karşı suçla ilgili bir değerlendirme yapıp insanlığa karşı suç kapsamında olmadığı yönünde beraat kararı verilmişti. Son olarak, İstinaf Mahkemesi de beraat kararını onaylayarak 10 Ekim Katliamının insanlığa karşı işlenmiş bir suç olmadığı yönünde kararı onamış oldu.
(AB)







