Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 28 Kasım 2015 tarihinde yaptığı basın açıklaması sonrası çıkan silahlı çatışmada başından vurularak öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin hayatı belgesel oluyor.
Gazeteci Rabia Çetin ve Sinem Babul’a ait belgeselin çekimleri Ankara, İstanbul, Şırnak ve Cizre’de gerçekleştiriliyor. Yoğunluklu olarak Temmuz ve Ağustos aylarında çekimlerinin yapılması planlanan belgesel ilk kez ölümünün birinci yılında Diyarbakır’daki Tahir Elçi Anma Etkinliği’nde gösterilecek.
Belgeselin proje sahibi Rabia Çetin ve Sinem Babul ile Tahir Elçi’yi unutmak İstemeyenlerin Filmi’ni konuştuk.
Tahir Elçi belgeseli nasıl ortaya çıktı?
Rabia Çetin (RÇ): Tahir Elçi bölgede sevilen bir insandı, iyi bir avukat, iyi bir insan hakları savunucusuydu ve dengeyi kuran bir adamdı. Yeri geldiğinde PKK’ye de laf söylüyordu, yeri geldiğinde devlete de. Tahir Elçi, tanısın tanımasın orada ki herkesin avukatıydı. Cenaze görüntülerinde de ortaya çıktı; onu hiç tanımayan insanlar bile ağladı. Son yılların en kalabalık cenaze töreniydi. İlk benim aklıma cenaze töreninde gelmişti, oradaydım. Böyle bir insan kesinlikle unutulmamalı diyerek böyle bir şey yapsak mı diye düşündüm. Sonra Sinem’le konuştuk.
Bu belgeseli yapmaktaki amacınız nedir?
R.Ç: Hafıza kaydı oluşturmak. Böyle bir adam vardı, yaşadı, çok güzel işler yaptı ve unutulmamalı.
Belgesel de neler göreceğiz?
R.Ç: Mahkeme salonlarındaki, basın açıklaması ve duyarlılık çağrısı yapan Tahir Elçi’yi elbette göreceğiz, biz zaten Tahir Elçi’yi hep böyle gördük. Fakat evdeki, iş yerindeki, ofisteki Tahir Elçi nasıldı ya da sokaktaki, onu da göreceğiz. Çünkü Ahmet Hakan’ın programına çıkması ve gözaltına alınmasından sonra batıda, özellikle sosyal medyada bir linç başladı. Buna karşılık olarak Diyarbakır’da olağanüstü bir destek de başladı. Diyarbakır’da Tahir Elçi nasıl biliniyordu. Ayakkabı boyacısını da, berberini de, şoförünü de göreceğiz. Sadece avukatlar üzerinden yürümeyecek bu iş.
Başlarda korkularınız nelerdi?
Sinem Babul (SB): Başlarken çocuklarla ne konuşacağımıza dair bir korku yaşadık. Ben aslında Türkan Elçi’nin yanına giderken de büyük bir korku yaşadım. Çünkü çok yeniydi. Ekranda çok güçlü bir kadın görüyoruz ama acısı tahmin edilemez. Fakat kapıda görünce bizi karşıladı ve içeri girdiğimizde sanki yıllardır onu tanıyormuşuz, sadece uzun süredir görüşmüyormuşuz gibi çok sıcaktı ve çok destek oldu. Fikir açısından da bize çok şey kattı.
İnsanlar bu belgesel projesini nasıl karşıladı?
S.B: Diyarbakır’da bir esnafın yanına gidiyoruz mesela, atıyorum çay içeceğiz. Ben Diyarbakırlı değilim. Dolayısıyla benim orda bir yabancı olduğumu anlıyorlar hemen bakar bakmaz. Sonra konuşmaya başlıyorlar; ablam nerelisin, ne için geldin, ne yapıyorsun burada. ‘Biz buraya Tahir Elçi belgeseli yapmaya geldik’ cümlemi bitirmeden konuşmanın ve samimiyetin seyri değişiyor. Bambaşka bir kapı açılıyor oradan. Başka bir boyuta geçiyor insanlar söz konusu Tahir Elçi olduğu zaman. Zaten çok yardımseverler her konuda fakat 10’a katlıyorlar mesela bu durumu. Çünkü ilgili ilgisiz herkes bir şey yapmaya çalışıyor orada. Çok enteresan, böyle bir şey beklemiyordum giderken.
R.Ç: İlk gittiğimizde Tahir Elçi’nin evine gidecektik. Sinem'le çiçekçide konuşuyorduk "nasıl bir çiçek alsak" diye. Çiçekçi "Nereye götüreceksiniz" diye sordu. Biz de "Tahir Elçi’nin evine götüreceğiz" deyince direk beyaz bir çiçek verdi. "Bu çiçeğin ismi barış çiçeği, bu çiçeği alın" dedi. Başka bir seçme şansı bırakmadan direk "götüreceğiniz çiçek budur" deyip çiçekleri hazırlamaya başladı. Yani insanlar böyle karşılıyor. Haberlerden ya da bizim arkadaş çevremizden duyanlar genelde ya sosyal medyadan ya da telefondan ulaşıp işte “Çok iyi bir fikir, iyi ki yapıyorsunuz, elimizden ne gelirse destek olacağız diyor herkes. Zaten bu belgesel şöyle ilerliyor; ben ve Sinem bu belgeselin projesini yazdık ama bu bizim değil, herkes bir yerinden tutmaya çalışıyor. Yani duvar örmek gibi bir şey.
Ailesinin belgeseldeki rolü nedir?
S.B: Türkan Elçi’nin çok fazla desteği oldu. Bu belgeseli çok benimsedi. İyi olması için de çok fazla emek sarf ediyor. Çünkü o da sevdiği insan, hayat arkadaşının doğru anlatılmasını istiyor.
Belgeselde bizi bir de bir sürpriz bekliyor.
R.Ç: Belgeselde kullanacağımız müziklere biz karar vermedik. Hiç beklemediğimiz bir anda bir mesaj geldi ve bir sanatçı Tahir Elçi için şarkı bestelemiş eğer kabul ederseniz belgeselde hediyemiz olsun dedi. (GNU/EA)
Tahir Elçi kimdir? |
1966 yılında Şırnak’ın Cizre İlçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Cizre’de tamamladı. Elçi, 1991 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1992 yılından itibaren Diyarbakır da serbest avukatlık yapan Elçi, daha sonraları ise 1998-2006 arası Diyarbakır Barosu’nda yönetici olarak görev yapmış ve Diyarbakır Barosu Başkanlığı yanı sıra Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyesi olarak da görev yapıyordu. Türkan Elçi ile evli olan ve iki çocuğu olan Tahir Elçi, Almanya’da bulunan Avrupa Hukuku Akademisinde (ERA) uluslararası ceza hukuku ve ceza yargılaması eğitimi görmüş, bir çok ulusal ve uluslararası toplantı ve konferansa konuşmacı olarak yer almış, tebliğ sunmuştur. 1998-2006 yılları arasında Diyarbakır Barosunda yöneticilik yapmıştır. Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyesi de olan Elçi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Kurucular Kurulu üyesi ve bir çok sivil toplum örgütünün kuruluşu ve çalışmalarında yer almıştı. TIKLAYIN - TAHİR ELÇİ, KUŞKONAR'DAN ROBOSKİ'YE MAĞDURLARIN AVUKATI İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) kurucularından Avukat Tahir Elçi, 90’lı yıllardaki yargısız infaz, faili meçhul cinayetler, köy yakma davalarında mağdur avukatlığı yaparken, Diyarbakır ve bölgedeki hak ihlalleriyle ilgili de çalışmalarını sürdürüyordu. Elçi, Lice davası – Temizöz davası - Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin bombalanması ve Roboski katliamı davalarının da aralarında olduğu pek çok davada hak savunuculuğu yaptı. Tahir Elçi, 15 Ekim 2015 tarihinde CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın sunduğu “Tarafsız Bölge” programında “PKK terör örgütü değildir” demişti. Bunun üstüne kanala 700 bin lira para cezası kesilirken, Tahir Elçi 20 Kasım günü Diyarbakır’da gözaltına alınarak İstanbul’a getirilmişti. Elçi, savcılığın tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etmesine karşın Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Elçi hakkında, "terör örgütü propagandası" suçundan 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmış, yurtdışına çıkış yasağı da konulmuştu. |