Cumartesi Anneleri/İnsanları bu hafta Galatasaray Meydanı’nda, 588’incisini gerçekleştirdikleri adalet arayışlarını Hasan Gülünay ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter’e adadı.
Açıklamada, 37 gün önce gözaltında kaybedilen Hurşit Külter’in annesi Kerime Külter’in ses kaydı dinletildi.
Külter dinleti ardından Türkçe’si okunan konuşmasında Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın yanında olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Kimsenin çoluğu çocuğu kaybolmasın diye bizim ve sizin mücadeleniz.”
Gözaltında 24 yıl önce kaybedilen Hasan Gülünay’ın oğlu söz aldıktan sonra, buluşmaya katılmayan kızı Deniz Gülünay’ın mektubu okundu: “Soruyorum kendime; eğer babam devlet tarafından katledilmeseydi devrimci olacak mıydım acaba?”
Cumartesi İnsanları’ndan Hepgül Bozoğlu’nun okuduğu basın açıklamasında ise şu ifadeler yer aldı:
“Bu topraklarda 37 gündür genç bir Kürt siyasetçi olan Hurşit Külter'den haber alınamıyor. 37 gündür, Hurşit Külter'in yaşam hakkını kayıtsız şartsız korumakla görevli devlet yetkililerinden ses yok. Bir tek susmayan, Kerime Külter'in "Oğlumu istiyorum!" diyen sesi ve "Bütün anneler sorsun, Hurşit Külter nerede" çağrısı. Bu çağrı insanlığadır."
Hasan Gülünay ailesine teslim edilmeli
Açıklamada 24 yıl önce gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay'ın hikayesi paylaşıldı:
* Ailesine bir süredir polis tarafından takip edildiğini söyleyen 32 yaşındaki Hasan Gülünay, 20 Temmuz 1992 günü Tarabya'daki evinden iş yerine gitmek üzere çıktı ve bir daha geri dönmedi. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorguda olan bir kişi Hasan’ın işkencede, "Ben Hasan Gülünay, beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar." diye bağırdığını açıkladı. Bu açıklamanın ardından tanığın evi polisler tarafından basıldı ve tehdit edildi.
* Memleketlileri olan İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ'a ulaşan aile, Kocadağ'dan: “Hasan Gülünay sağ, içeride işkence yaraları iyileştikten sonra gözaltına alındığını açıklayacaklar.” cevabı aldı ve bu bilgiyi bir basın açıklaması ile kamuoyuna duyurdu.
* Gülünay ailesi Cumhurbaşkanı Demirel, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu başta olmak üzere tüm mercilere başvurdu. Af Örgütü ve İnsan Hakları Derneği kampanyalar düzenledi ama Hasan Gülünay'dan haber alınamadı.
* Hasan Gülünay'ın eşi için İstanbul Emniyeti, "emniyet teşkilatını karalamak maksadıyla birçok kez dilekçelerle çeşitli mercilere başvuruda bulunduğu" açıklamasını yaptı.
* Kaybedenlerden hesap sormayan yargı, eşini arayan Birsen Gülünay’ı hapse mahkûm etti. Gülünay Ailesinin ve İHD'nin yaptığı bütün başvurular sonuçsuz kaldı. Hukuk işletilmedi, tanıkları dinlemeyen savcılar, şüpheli konumunda olan İstanbul Emniyeti'nin “Böyle bir gözaltı kaydı yok” açıklaması ile yetindi.
AYM ihlal dedi
* 31.10.2012 tarihinde uluslararası hukuka aykırı bir biçimde 20 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Karara yapılan itiraz reddedildi. Dosya 08.04.2013 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.
* Anayasa Mahkemesi’ndeki davaya görüş bildiren Adalet Bakanlığı, Gülünay’ın gözaltına alındığının ispatlanamadığını savundu. Bakanlık, etkin soruşturma yapılamamasını Hasan'ı aramak için bir ömür tüketen ailesinin ‘hareketsiz kalmasına’ bağladı.
* Anayasa Mahkemesi 21 Nisan 2016 tarihinde “yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine” hükmetti. Hasan Gülünay'ın ailesine teslim edilmesini istiyoruz.
Açıklamada Cizre ve Yüksekova’daki Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın bölgenin şartları yüzünden kayıplarını anamadıklarını, bu yüzden onların adına da burada olunduğu söylendi.
Ölümünün üzerinden 31 hafta geçen, ve faili meçhullerin avukatı Tahir Elçi de unutulmadı. (GNU/NV))