Diyarbakır Barosu eski Başkanı Tahir Elçi'nin katledilmesine dair açılan davanın 7'nci duruşması Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. "Bilinçli taksirle öldürme" suçundan tutuksuz yargılanan polisler S.T., F.T. ve M.S. görev yaptıkları kentlerden SEGBİS'le duruşmaya katıldı.
Elçi'nin yakınlarının yanı sıra Yeşil Sol Parti ve CHP milletvekilleri, Türkiye Barolar Birliği ve şubeleri, Paris, Rotterdam, Lion ve Paris barolarından avukatlar ile AB Türkiye Delegasyonu üyeleri duruşmaya katıldı.
Mahkeme başkanı, "Elçi'yi olası kastla öldürmek" ve olaydan önce "iki polisi kasten öldürmekten" ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan Uğur Yakışır'a yönelik yakalama kararının henüz gerçekleşmediğini belirtti. Ayrıca, olay yerini gören Mardin Kapı Kebapevi'nin kamerasının görüntülerinin neden açılmadığına dair TÜBİTAK'tan istenilen raporun henüz gelmediği belirtildi.
'Keşif günü intihar etti'
Avukat Tuğce Duygu Köksal, tanığın işyerlerindeki kameraların dışarıyı görmediğini beyan ettiğini, ancak dava dosyasında bulunan kameranın sokağı gördüğünün sabit olduğuna dikkat çekti.
Av. Köksal, bu durumun çelişkili olduğuna işaret etti. Köksal, tanık Elhakan'ın ağabeyi İhsan Elhakan'ın Mart 2016'da intihar ettiğini, bu tarihin aynı zamanda söz konusu olay yerinde keşif incelemesinin yapıldığı tarih olduğunun altını çizdi.
Köksal, "İhsan Elhakan'ın bir video çektiği dosyada sabittir. Mart 2016'da intihar etmesi şüpheli bir ölümdür. Olaya ilişkin soruşturma raporunun ve otopsi raporunun dosyaya alınmasını talep ediyoruz" dedi.
Yeniden keşif talebi
Köksal, mülkiye müfettişlerinin olaya ilişkin düzenlediği raporlarda geçen ve örgüt mensupları Mahsun Gürkan ve Uğur Yakışır'ı takip eden istihbaratçıların dinlenmesini istedi. Köksal, olay yeri keşif talebini de yineledi.
Kendilerinin dinlenmesini istediği tanıkların dinlenmediği, olayla alakası olmayan tanıkların dinlendiğine dikkati çeken Köksal, olay yerinde sorumlu polis amiri Vedat Gönen, Güvenlik Şube Müdürlüğünde görevli komiser Halil Doğan'ın, yine polis amirlerinden Ümit Mardin'in dinlenmesini talep etti.
Kayıp 12 saniye
Olay yeri keşfi sırasında bir çatışma görüntüsü yaratılarak, delillerin karartıldığını ifade eden avukat Mehmet Emin Aktar da, "Olay yerine gidişimiz engellendi. 12 saniyelik görüntü kaybı orada yaşandı. Deniliyor; 12 saniyede görüntün çekilmemiş, buna inanmamızı beklemeyin" ifadesini kullandı.
Mahkeme, tanık Cihan Elhakan ifadelerinin kamera görüntüleri için TÜBİTAK'A gönderilmesine, TÜBİTAK'tan hazırlanmasının istenildiği raporun akıbetinin sorulmasına, sanıklar hakkındaki adli tedbir kontrolünün devamına, keşif talebi ve olay yerindeki polis amirlerinin ifadesinin alınma talebinin TÜBİTAK'tan gelecek rapor üzerine yeniden değerlendirilmesine, istihbaratçıların dinlenmesinin reddine karar verdi.
Mahkeme bir sonraki duruşmayı 29 Kasım'a bıraktı.
"Gerçekler ortaya çıkarılana kadar..."
Duruşması sonrası adliye önünde açıklama yapan avukatlardan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, "Bu dava bütün yönleriyle açığa çıkana kadar, arkadaşındaki bütün karanlık odalar sanık kürsüsüne oturtulana kadar bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.
Tahir Elçi Vakfı avukatlarından Murat Timur ise, "Ömrünü cezasızlıkla mücadeleye adayan Tahir Elçi'nin duruşmasında da cezasızlığı görmekteyiz" diye konuştu.
Ne olmuştu?
Tahir Elçi, 15 Ekim 2015 tarihinde CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu "Tarafsız Bölge" programında "PKK terör örgütü değildir" demişti.
Bunun üstüne kanala 700 bin lira para cezası kesilirken, Tahir Elçi 20 Kasım günü Diyarbakır'da gözaltına alınarak İstanbul'a getirilmişti.
Elçi, savcılığın tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk etmesine karşın Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Elçi hakkında, "terör örgütü propagandası" suçundan 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmış, yurtdışına çıkış yasağı da konulmuştu.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015'te ölümlerin, çatışmaların, sokağa çıkma yasaklarının son bulması için yaptıkları basın açıklaması sırasında çıkan çatışmada vurularak öldürülmüştü.
Tahir Elçi hakkında1966 yılında Şırnak'ın Cizre İlçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Cizre'de tamamladı. Elçi, 1991 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1992 yılından itibaren Diyarbakır da serbest avukatlık yapan Elçi, daha sonraları ise 1998-2006 arası Diyarbakır Barosu'nda yönetici olarak görev yapmış ve Diyarbakır Barosu Başkanlığı yanı sıra Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyesi olarak da görev yapıyordu. Türkan Elçi ile evli olan ve iki çocuğu olan Tahir Elçi, Almanya'da bulunan Avrupa Hukuku Akademisinde (ERA) uluslararası ceza hukuku ve ceza yargılaması eğitimi görmüş, bir çok ulusal ve uluslararası toplantı ve konferansa konuşmacı olarak yer almış, tebliğ sunmuştu. 1998 yılından beri staj eğitimi ve meslek içi eğitimlerde ceza ve insan hakları hukuku alanında seminerler vermekteydi. 1998-2006 yılları arasında Diyarbakır Barosunda yöneticilik yapmıştır. Türkiye Barolar Birliği (TBB) İnsan Hakları Merkezi Bilim Danışma Kurulu üyesi de olan Elçi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Kurucular Kurulu üyesi ve bir çok sivil toplum örgütünün kuruluşu ve çalışmalarında yer almıştı. TIKLAYIN - TAHİR ELÇİ, KUŞKONAR'DAN ROBOSKİ'YE MAĞDURLARIN AVUKATI İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) kurucularından Avukat Tahir Elçi, 90'lı yıllardaki yargısız infaz, faili meçhul cinayetler, köy yakma davalarında mağdur avukatlığı yaparken, Diyarbakır ve bölgedeki hak ihlalleriyle ilgili de çalışmalarını sürdürüyordu. Elçi, Lice davası – Temizöz davası - Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin bombalanması ve Roboski katliamı davalarının da aralarında olduğu pek çok davada hak savunuculuğu yaptı. Diyarbakır Barosu 43. Olağan Genel Kurulunda, Baro Başkanı seçildiğinde bianet'e yaptığı açıklamada "kendisini onurlu ve zor bir görevin ve yoğun bir gündemin beklediğini" söylemişti. Tahir Elçi, bianet'e verdiği son söyleşide İdil'de özel timin tekbir getirerek havaya ateş açması ve Silvan'da özel tim tarafından duvarlara yapılan yazılamaları değerlendirendirmiş ve ""Özel Timde Dini Radikalizm Milliyetçilikle Bütünleşiyor" demişti. |