Sivil Toplum Geliştirme Merkezi’nin (STGM) bu yıl üçüncü kez düzenlediği Sivil Sesler Festivali, Soma madenindeki iş cinayeti nedeniyle Sivil Sesler Buluşması adıyla bugün Ankara’da başladı.
ODTÜ Vişnelik’teki bina girişine bir afiş asılırken, konuşmaların yapılacağı masalara baret kondu. Açılış konuşması başlamadan önce hayatını kaybeden işçiler için saygı duruşunda bulunuldu. STGM Merkezi Yönetim Kurulu imzalı, "Acımız büyük" başlıklı açıklama ekrana yansıtıldı.
STGM Genel Koordinatörü Tezcan Abay Soma’daki iş cinayetinin ardından etkinliği iptal edip etmemeyi tartıştıkların, etkinliği festival olarak sürdürmelerinin söz konusu olmadığını ve bu kapsamda tekrar gözden geçirdiklerini söyledi.
“STGM’nin Sivil Sesler ile yapmaya çalıştığı şey, tam da bugün ihtiyacımız olan şey. Maden faciasının da parçası olduğu sorunları konuşup, tartışıp, çözüm önerileri aramak için bugün daha fazla bir araya gelmemiz gerekiyor.
Buluşmada yarın gerçekleşecek Kardeş Türküler konseri, müzik ve dans etkinlikleri iptal edildi. Bugün katılımcılarla Soma’ya dair panel düzenlenecek.
Korkut: "Demokratikleşmenin ana unsuru sivil toplum"
STGM Yönetim Kurulu Başkanı Levent Korkut, Avrupa Birliği (AB) Delegasyonu Birinci Müsteşar, Mali İşbirliği, Kurum Oluşturma ve Sivil Toplum bölümü Başkanı Erwan Marteil, AB Bakanlığı Siyasal İşler Dair Başkanı Ege Erkoçak ve Merkezi Finans ve İhale Birimi Başkanı Muhsin Altun açılış konuşmalarını yaptı.
Konuşmacılar Soma madeninde hayatını kaybeden işçileri anarak başladı.
STGM’nin yapısı hakkında bilgi veren Korkut, Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin yapılarını geliştirmek, diğer sivil toplum örgütleri ile ilişkilerini güçlendirmek için yola çıktıklarını söyledi
“Güçlü bir sivil toplum örgütlenmesinin günümüz demokrasinin temelini oluşturur” diyen Korkut Türkiye’de sivil toplum sivil toplumdaki yapısal engellerin yanı sıra sistemle ilgili engeller de olduğunu söyledi.
“Sivil toplumun karar alma mekanizmalarında daha etkili hale gelmesi, tüm sorunların çözülmesinde baş faktör olacak.
“Sivil toplum, toplumdaki tüm kutuplaşmaların ve gerilimin ötesinde gerçek anlamda çalışma, örgütlenme, birlikte olma alanıdır. Bu alanın sesini duymayan ya da önemsemeyenler ciddi anlamda demokratik yapıyı da savunamaz. Türkiye’nin demokratikleşerek geleceğe yürümesinin ana unsurlarından biri sivil toplumun, dayanaklarının, örgütlenmesinin genişletilmesidir.”
Marteil "STÖ'lerin daha fazla saygı gösterilmeye ihtiyacı var"
Marteil, Türkiye’nin AB’ye üyeliği için temel haklar, hukukun üstünlüğü, hesap verebilirlik, erklerin ayrılığı gibi temel şartları sağlaması gerektiğini vurguladı.
“AB’nin 2013’teki ilerleme raporunda sistemin kalıcı ve yapısal istişare mekanizmaları, sosyal ve vergiyi de içermek üzere mevzuatın düzenlenmesi ve bu şekilde sivil toplum örgütlerinin özgürlüğünün garanti altına alınması ve aynı zamanda ileri derece bürokrasinin ortadan kaldırılması şartları sayılmıştı.
“Sivil toplum örgütlerinin karar alma sürecinde daha fazla saygı gösterilmeye ve daha fazla istişareye ihtiyacı var.”
Sivil toplumun desteklenmesine dair geçen yıl “Sivil Düşün” isimli bir program başlattıklarını belirten Marteil, sivil topluma dair çalışmalarının süreceğini söyledi.
Sivil toplum ve kamu işbirliği
ErkoçakTürkiye’nin AB’ye katılım sürecinde sivil toplum kuruluşlarının aktif olarak katılımını önemsediklerini belirten *, “Katılım müzakerelerinin etkin ve başarı şekilde tamamlanması ancak sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla mümkün olabilecek” dedi.
AB’ye katılım sürecinde ülkelerin sivil toplum ile diyoloğu vurguladığını söyleyen Erkoçak “AB müzakere sürecindeki reformların etkilerini sağlamak için sivil toplum ve kamu işbirliğinin sağlanması önemli. Kamusal işbirliği ve diyolog katılımcı demokrasinin vazgeçilmez bir unsurudur" diye konuştu.
Altun da sivil topluma yönelik destek projelerinden bahsederek STGM’nin çalışmasını ve katılımcıları kutladı. (BK)