"Çalışkan ve davasına bağlıydı. Orhan Karaağar katledildiğinde, Adnan dağıtımcılık yapmaya karar verdi. Kısa bir süre sonra da katledildi. Faili meçhul deyip üstünü örttüler ancak herkes faillerinin kim olduğunu biliyordu.
“Çünkü Adnan'ı katleden kişi, herkesin gözü önünde yaptı ve beyaz torosa binip gitti. Ama faili meçhul deyip üstünü örtüler. Adnan, emekçi, çok iyi, çalışkan ve güzel bir insandı.
"19 Ocak'ta Orhan Karaağar katledildiğinde, Adnan bu işte ölüm olduğunu biliyordu ve bunu bilmesine rağmen çalıştı. Bu şekilde özgür basın ve halkına layık olmaya çalışıyordu. Büyük bir irade, fikir ve düşünce olmamış olsaydı, çalışmazdı.”
Ömer Işık, katledilen gazete dağıtımcısı kuzeni Adnan Işık’ı bu sözlerle anıyor.
Özgür Gündem Gazetesi çalışanı Orhan Karaağar'ın katledilmesinden sonra çalıştığı işleri bırakarak gazete dağıtan Adnan Işık'ın öldürülmesinin üzerinden 29 yıl geçti.
Özgür Gündem ve Özgür Halk dağıtımcısı Adnan Işık'ın katledilmesinin üzerinden 29 yıl geçti. Özgür Gündem gazetesi çalışanı Orhan Karaağar'ın katledilmesinden bir süre sonra çalıştığı işleri bırakarak Özgür Gündem'de çalışmaya başlayan Işık, bir akşam eve döndüğü sırada silahlı saldırı sonucu katledildi.
Ölüm tehditleri…
Ma’nın haberine göre, Wan'ın Serav/Mehmudî (Saray) ilçesine bağlı Tûm köyünden ailesi ile birlikte kent merkezine taşınan Işık, farklı kentlere giderek inşaatlarda çalıştı. Yıllarca batı kentlerinde çalışan Işık, evlendikten sonra Mimar ve Mühendis Lokali'nde garson olarak çalışmasını sürdürdü.
Özgür Gündem Gazetesi Dağıtımcısı Orhan Karaağar'ın 19 Ocak 1993 yılında 6 kişi tarafından katledilmesiyle Işık, dağıtımcılık yapmaya karar verdi ve Özgür Gündem Wan bürosuna giderek isteğini gazete yetkililerine iletti. Talebi kabul gören Işık, bir süre sonra kentin sokaklarında gazete dağıttı. Çalışırken birçok kez gazete dağıtımı yapmaması için tehdit edilen Işık, gazete dağıtımını sürdürdü ve birçok kez polislerce gözaltına alındı.
Bir süre sonra Işık, kendisini sürekli takip eden Beyaz Torosların plakalarını kaydederek gazete bürosundaki arkadaşlarıyla paylaştı. Büro çalışanları, bu plakaları birçok karanlık olayla anılan dönemin Van Valisi Mahmut Yılbaş'a vererek durumu anlattı.
Yılbaş, "ilgileneceğim" dese de bu konuda hiçbir işlem yapmadı. Tehditlerin en üst boyuta çıktığı dönemde 26 Kasım günü gazete bürosundan çıkarak evine gitmek için belediye otobüsüne binen Işık, evinin bulunduğu Erek Mahallesi'ndeki meydana indiği sırada silahlı saldırıya uğradı. Işık’a saldıran kişi ise 50 metre ötede bekleyen beyaz bir torosa binerek olay yerinden kaçtı.
Failler bulunmadı, dosya kapatıldı
Akşam saat 17.00 sularında uğradığı saldırıda yaralanan Işık, Wan Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Devlet Hastanesi Başhekimi, imkanları olmadığı için Işık'ın Ankara'ya götürülmesi gerektiğini belirtti. Hava muhalefeti nedeniyle Ankara’ya götürülemeyen Işık, 27 Kasım 1993'de saat 11.00 sıralarında yaşamını yitirdi. Cenazesi hastaneden alınan Işık, toprağa verildi.
Işık'ın ardından aile birçok kez faillerin bulunması için dava açsa da, Işık'ın failleri bir türlü bulunmadı ve dosya kapatıldı.
(EMK)