Malatya'da Zirve Yayınevi'nde Almanya uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin, Necati Aydın ve Uğur Yüksel'in 18 Nisan 2007'de öldürülmesiyle ilgili davanın beşinci duruşması bu sabah başladı.
Duruşmaya Malatya E tipi cezaevinde kalan tutuklu sanıklar Emre Günaydın, Cumali Özdemir, Salih Çeker, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve tutuksuz sanık Mehmet Gökçe bulunuyor.
Özdemir'in sorgusu öğle saatlerinde tamamlandı. Ardından Yıldırım'ın sorgusuna geçildi.
Mahkeme başkanı, sorguların tamamlanmasını istediğini; bu yüzden duruşmanın bugün geç saatlere kadar sürebileceğini, gerekirse yarın duruşmaya devam etmek istediğini söyledi.
Uğur Yüksel'in anne ve babası İbrahim ve Hatice Yüksel, Geske'nin eşi Susanne Geske, cinayetlerin meydana geldiği Zirve Yayınevi'nin saihibi Hamza Özant, Alman Büyükelçiliği Konsolos Vekili Dietmar Petring, Büyükleçilik temsilci Julia Jung da davayı izliyor. Davaya katılan 15 kadar müdahil avukatın arasında Ayşe Batumlu, Tahir Elçi, Orhan Kemal Cengiz, Ali Koç, Erdal Doğan da var.
Özdemir'in ifadeleri
Özdemir sorgusunda "2006 Ekim'de Hamit Çeker'le daha sonra Salih Çeker'le en son da Şubat 2007'de Emre Günaydın'la tanıştığını, Darende ilçesinden üniversiteye hazırlanmak için İhlas Öğrenci Yurdu'na yerleştiğini, Emre'nin Salih aracılığıyla kendisiyle bağlantıya geçtiğini, 'misyonerlerin İslamiyeti yok etmek istediklerini, PKK'yle bağlantıları olduğunu' söylediğini" anlattı.
Özdemir şöyle devam etti:
"Misyonerliğin ne olduğunu bilmiyordum Emre 'içlerine sızmayı düşündüğünü, İnternet'te araştırma yaptığını' söyledi, ben 'okumaya geldiğimi varsa böyle bir durum devletin gereğini yapacağını' söyledim ancak Emre, Salih aracılığıyla benimle bağlantı kurmaya devam ediyordu, bıçaklama olayından dolayı yurda giremediği için aracı olarak Salih'i kullanıyordu."
Özdemir'e savcı ve müdahil avukat Erdal Doğan sorular yöneltti. Üç hakim ve iki savcının görev yaptığı mahkemede Özdemir "Yayınevini misyonerlik faaliyetleri konusunda korkutmak amacıyla gidildiğini, her aşamada olay yerinden uzaklaşmak istediğini söylediği halde Emre ve Salih'in baskısıyla orada bulunduğunu" söyledi.
Mahkeme Başkanı Eray Gültekin'in "Neden devletin güvenlik güçlerine haber vermedin?" sorusunu "Emre'nin daha önce bir bıçaklama olayı sonrası Emniyet'e gidip olayı örtbas ettirdiğini bildiğim için polise güvenemedik" diye yanıtladı.
Bir savcının cinayet sabahı kaleme alınan ve cinayet sonrası sanıkların üzerinde bulunan "veda" mektuplarıyla ilgili olarak "Mektupta ölümü göze aldığınızı yazıyorsunuz. Dışarıda sizi yönlendiren kimse oldu mu?" sorusuna "Mektubu Emre'nin baskı ve telkiniyle yazdıklarını" söyledi.
Müdahil avukatlar "Hıristiyanların evlerini basacağız, Müslüman kardeşlerimizin öcünü alacağız" gibi ifadeler bulunan mektupların dilinin baskı altında yazılmadığını, daha çok bir gurur ifadesi olarak görüldüğünü belirtti.
Savcı cezaevinde Özdemir'in ceketinden çıkan sim kart ve cinayet öncesinde değişik dönemlerde kullandığı diğer sim kartlar konusunda açıklama istedi.
Savcı "Hamit Çeker'in öldürülen Aydın'ın ellerini Özdemir'in bağladığını" söyledi, "Kimseyi bağlamadım ve bıçaklamadım" dedi. Savcı Özdemir'in elbiselerinde öldürülen Geske'ye ait kan bulgularına işaret etti, "yanımdan geçerken sürünmüş olabilir" dedi.(EÖ/NZ-EÜ/TK)