Haberin Kürtçesi için tıklayın
“Tanzim satış kuyruklarında etrafımıza dizilen bariyerler bizi nelerden ayırır? İş-kur önlerinde bekleşen binlerce işsizi diğerlerinden ayıran nedir? Çocuğuna bir parça ekmek için çırpınan anneleri, atanamayan öğretmenleri, yaşa takıldığı için emekli olamayanları, fabrikanın dört duvarı ile evin dört duvarı arasında gidip gelenleri birbirinden ayıran nedir ya da?
Grev çadırında işini ve ekmeğini isteyenleri, mesela bir yıla yakın bir zamandır Flormar önüne kurduğu çadırda direnen işçileri duvarın öte yanındaki arkadaşlarından ayıran ya da kadınların her tarafı saran erkek egemen kültürün yarattığı şiddet, taciz ve tecavüz tehdidiyle yaşam alanlarını daraltan şey nedir peki?”
Bu cümleler, "Leyla Güven Haklıdır Tecrit Kalkmalıdır İnisiyatifi"'nin kuruluşunu denklere edildiği açıklamadan. İnisiyatif, Taksim Hill Otel’de, düzenlenen basın toplantısıyla kuruluşunu duyurdu.
Toplantıya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, HDK İstanbul il yöneticilerinden Çiğdem Kılıçgün Uçar ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
İnisiyatife destekler sürüyor
Katılım sürecinin devam ettiği inisiyatifin bileşenleri arasında bulunan siyasi parti ve sivil toplum örgütleri şöyle: Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP), Yeşiller Sol ve Gelecek Partisi, Politika Gazetesi, Sosyalist Dayanışma Platformu, 78’liler Girişimi, Demokratik Alevi Dernekleri, Teori ve Politika, Politika Gazetesi, Kaldıraç, Devrimci Parti, Doğu ve Güney Doğu Dernekler Federasyonu, Emek Partisi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği
“Ya insanlıktan yana olacağız ya da karanlık bizi yutacak”
Basın toplantısında inisiyatif adına ilk olarak konuşan Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, özetle şunları söyledi:
“5 Nisan 2015'ten bu yana PKK Lideri Sayın Öcalan ile hiç bir şekilde iletişime izin verilmiyor. 5 Nisan Türkiye'de siyasi açıdan da bir dönüm noktası. Devletin, AKP'nin barış politikalarından şiddete yöneldiği tarihtir. O günden bu güne ülkenin içinde bulunduğu koşullara bakarsa her gün savaş ve şiddetin arttırıldığı, ortak vatanda bir arada yaşamaya dönük saldırıların yaşandığını biliyoruz. 5 Nisan 2015'ten bu yana uygulanan tecridin sadece Sayın Öcalan'a uygulandığını söylemek yanlış olur. Bu tecrit bugün toplumun her alanına uygulanıyor.
Bir tecridi nasıl ülkenin bütün politik, ekonomik sorunları ile bağdaştırırsınız diyen sorabilirsiniz. Bütün sorunların temelinde Kürt sorunu olduğunu biliyoruz. Kürt sorununun bu ülkenin temel sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün İmralı'da yasa, hukuk tanınmadan görüşme hakkı engelleniyorsa bu toplum olarak haklarımızın engellenemeyeceği anlamına gelmiyor.
Bu talep arkasında milyonların talebi vardır. Bu talebi sahiplenmek bu ülkeyi düze çıkarmaya sahip çıkmaktır. Her birimiz bugün değerlerimiz nezdinde bir kez daha sınanıyoruz. Ya insanlıktan yana olacağız ya da bu koyu karanlık bizi yutacaktır."
“Seslerine ses veriyoruz”
İnisiyatif adına basına açıklamayı okuyan Cansu Kalender de özetle şöyle söyledi:
"Görünür-görünmez duvarlarla çevrili bir açık hapishanenin tutsakları değil miyiz hepimiz? Yani hepimiz aynı gerçeğin parçası olsak da muktedirlerin etrafımıza ördüğü duvarlarla parçalanarak güçsüz ve çaresiz bırakılmak istenmiyor muyuz? Ve bu aslında tecrit değil de nedir?
İşte Leyla Güven başta gelmek üzere yüzlerce insan bu sorulara yaşamları pahasına yanıt veriyorlar açlık greviyle.
‘Bu tecrit hepimize’ diyor ve bedenlerini açlığa yatırarak canları pahasına insanlık onurunu ayağa kaldırmak ve etrafımıza örülen görünür görünmez tüm duvarları yıkmak için direniyorlar. Aramızdaki sınırları kaldırmak ve biz olmak için yapıyorlar bunu. Halklarımızı birbirinden koparan bu insanlık dışı yaşama karşı yeni yaşamı savunmak, barışın, kardeşliğin adaletin, eşitliğin hüküm sürdüğü bir yaşamı savunmak için tarihsel bir sorumluluk üstleniyorlar. Onlar İmralı'dan başlayarak özgürlüğümüz ve geleceğimiz önünde dikilen tüm duvarları kaldırmak ve tecrite son vermek mücadele ediyorlar.
Bunun için ‘Talepleri talebimizdir’, bunun için ‘Mücadeleleri mücadelemizdir’, bunun için ‘İradeleri geleceğimizdir’ diyoruz. Seslerine ses veriyor ve artık yeter diyen herkesi ‘biz’ olmak için çağrımıza yanıt vermeye çağırıyoruz.”
"Leyla Güven Haklıdır Tecrit Kalkmalıdır İnisiyatifi", önümüzdeki günlerde, açlık grevinin 103. gününde olan Leyla Güven'i ziyaret etmek için Diyarbakır'a gidecek.
Basın toplantısı, inisiyatif bileşenlerinin temsilcilerinin konuşmalarıyla sona erdi. (EMK)