Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) çalışanları, geçtiğimiz hafta kurumda ortaya çıkan mobbing, düşük ücret, fazla mesailerin ödenmemesi, sendikal hakların tanınmaması gibi hak ihlalleri karşısında bugün eylem yaptı.
KA.DER’in İstanbul Mecidiyeköy’deki ofisi önündeki eyleme, sendikalar, kadın örgütleri ve siyasi partilerden destek vardı.
Burada konuşan KA.DER çalışanı Gülşah Kızılkaya derneğin kuruluş amaç ve ilkelerinden uzaklaştığını söyledi. “KADER’in şu anki yöneticileri, kendi bünyesinde çalışan kadınların ağır ekonomik kriz ortamında gelir düzeyini korumak adına hiçbir çaba sarf etmediği gibi yan hakları dahi olmadan çalıştırmakta hiçbir beis görmüyor. Aksine bu çalışma koşullarının insani olmadığını dile getirdiğimizde Yönetim Kurulu Başkanı Nuray Karaoğlu, bizlere sistematik bir biçimde taciz boyutunda mobbing uyguluyor” diye konuştu.
Karaoğlu ile diyalog kurma olanaklarının yok olması üzerine DİSK Sosyal-İş’te örgütlendiklerini dile getiren Kızılkaya, KA.DER yönetiminin bir aydır sendikaya randevu vermediğini ifade etti. Karaoğlu’nun kendilerine “Yetkili sendika değil, görüşmek zorunda mıyım” dediğini aktardı.
Ayrıca yüzde 64,77’lik resmi enflasyona karşılık sadece yüzde 13,5 zam aldıklarını söyledi. Yönetimin de buna karşılık “Fon kuruluşunun bütçesi bu kadar” gerekçesini ortaya sunduğunu anlattı. Tepkilerini dile getirince de Karaoğlu’nun “Koşullarımız yasalara uygun” dediğini belirtti.
Kızılkaya devamında haftanın en az 3 günü mesaiye kalmalarının istendiğini belirterek, fazla mesai taleplerinin de “KA.DER’de böyle bir uygulama yok” denilerek reddedildiğini söyledi. Kızılkaya, Karaoğlu’nun çalışanları mesai saatleri dışında sürekli aradığını ve telefon açılmadığında azar yediklerini de aktardı.
KA.DER’de regl izinleri ile 8 Mart’ta dernek çalışanlarının izinli olması gibi konuların sürekli sorun olarak karşılarına çıkartıldığını ekledi. Ayrıca molalarının sınırlandırıldığından, çalışma ortamının sürekli kameralarla takip edildiğinden bahsetti. Kızılkaya devamında şöyle devam etti:
Çok düşük ücretlerle, sürekli mesaiye kalarak, ‘performansımızın’ mobbing yapılarak ölçüldüğü, sürekli kamera ile izlenen ve şeffaf bir iletişimin olmadığı bir kadın örgütünde çalışan bizlere söylenen tek şey her şeyin hukuka uygun olduğu.
Daha dün 5 Mart’ta öğlen arasından döndüğümüzde işyerinde iş için bize teslim edilen telefonlara el konuldu. Yetmemiş gibi bize bir açıklama yapmaksızın çalıştığımız bilgisayarlara ne olduğunu bilmediğimiz bir program yüklendi. Hukuktan da kadın örgütü olmaktan anladıkları da bu.
Bahsettikleri hukuk, sermayeyi güçlendiren işçi düşmanı burjuva hukuku. Sırtlarını dayadıkları bu hukuk katledilen binlerce kadının faillerini aklayan hukuk. İliç’te güvencesiz şartlarda çalışıp göçük altında kalan işçilerin faillerini cezalandırmayan hukuk. Binlerce insanı KHK’larla işsiz ve güvencesiz bırakan hukuk. LGBTİ+’ların evlerini kapatıp onları evsiz bırakan, nefret cinayetlerini meşrulaştıran, iş bulmalarını imkansız kılan hukuk.
Kızılkaya KA.DER yönetimine ”Sığındığınız sistemin altında işçilerin, kadınların, LGBTİ+’ların ahı var.” diyerek tepkisini dile getirdi. KA.DER’den sendikayla masaya oturmasını ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmelerinin sendikayla imzalanacak protokolde yer almasını talep etti.
"KA.DER anti demokratik yasaların arkasına sığıyor"
DİSK Sosyal-İş’in İstanbul Şube yöneticisi Şengül İşçi de burada yaptığı konuşmada KA.DER’in çalıştırdığı kadın işçilere yönelik hak ihlallerine her gün bir yenisinin eklendiğini söyledi. KA.DER’in kuruluş ilkesini hiçe saydığını belirtti:
Kadın işçiler, insanca yaşayabilecekleri ücret ve çalışma koşullarının sağlanmaması, mesai saatlerinin düzensizliği, fazla mesailerin ödenmemesi, gün içinde dinlenme ve mola süreleri üzerindeki kısıtlar ve kamera ile izlenerek tacize varan müdahalelerin yaşanması, KA.DER Yönetim Kurulu Başkanı Nuray Karaoğlu tarafından uygulanan sistematik baskı ve yıldırma politikalarına karşı artık sessiz kalmayacaklarını ilan ediyorlar.
Sendikamızın sorunları görüşmek adına yaptığı diyalog çabaları ise anti demokratik yasaların arkasına sığınılıp ‘yetki’ tartışmasına sıkıştırılarak yok sayılıyor. Görüşme taleplerimiz karşılıksız bırakılıyor.
KA.DER Başkanı ve yönetimine çağrı yapıyoruz: Çalışanlarınızın taleplerine, sendikamızın diyalog ve görüşme çağrılarına kulak verin. Kuruluşunuzda ilan ettiğiniz ilkeleri öncelikle kurumunuzda ve çalışanlarınıza uygulayın. Düşük ücreti, fazla mesaiyi, hak ihlallerini, mobbingi ve sendikal örgütlenmeye dönük engelleri kaldırın.
Aksi durumda öncelikle üyelerimizden, sonra yasalardan aldığımız yetki ve güçle mücadelemizi başta TBMM olmak üzere, tüm kadın mücadele platformlarına taşıyarak yaygınlaştıracağız.
Kızılkaya ve İşçi'nin ardından söz alan demokratik kitle örgütleri temsilcileri de KA.DER çalışanlarına desteklerini açıkladı.
(HA)