Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) 15. Olağan Genel Kurulu, Tuzla'daki İdris Güllüce Kültür Merkezi'nde 26 Haziran Pazar günü gerçekleşti.
Organların yeni üyelerinin belirlendiği Genel Kurul, siyasi parti, STK temsilcileri ile derneğin tüm şube ve temsilciliklerinden üyelerin katılımı ile düzenlendi.
KA.DER Başkanı Nuray Karaoğlu, “Haklarımız konusunda, gidecek daha çok yolumuz olsa da; şimdiye kadar hayata geçirdiklerimiz bize umut veriyor. Ülkenin seçmen sayının yüzde 50,7’si biz kadınlarız. Değiştirebiliriz” dedi.
"Daha eşit bir dünya için seçme seçilme hakkını savunuyoruz"
Nuray Karaoğlu, 25. yılını kutlayan KA.DER’in hangi hayal ile yola çıktığını, şöyle anlattı:
“Kadın dayanışmasının gücünden ilham alarak yola çıkan derneğimiz, 4 Mart 2022’de 25. yaşına girdi. Uzun bir tarihiniz varsa biriken anılarınız emekleriniz sizi bir yolculuğa çıkarıyor. Bir hayali gerçekleştirmek için önce inanmak, sonra çalışmak gerekli. Tıpkı bundan 25 yıl önce Şirin Tekeli’nin öncülüğünde kurucu üyelerimizin ve sonra gelen tüm yönetimlerin yaptığı gibi…
"Peki hayalimiz neydi? Yüzyıllardır eşit olmadığımız üzerinden kurulan/kurulmak istenen hayatımızı eşitlemek. Devam etmek adına hep yeniden kazanmak zorunda kaldığımız haklarımız için mücadele ediyoruz. Bunun nereye denk geldiğini anlamak mümkün değil. Geçtiğimiz gün bu ülkede bir kadını varile koyup yakan bir katile, haksız tahrik indirimi uygulandı. Tahrik varsa ve karşımızdaki kadınsa onu yakabilir, üstüne beton dökebilirsiniz.
"Sonunda da 14,5 yılı yatar ve çıkarsınız. Hakkında delil bulunmadığı için dört kere beraat kararı verilen bir başka kadın için de 24 yılın ardından beşinci kez müebbet hapis istenen dava varken, iki Pınar’ın nezdinde tüm kadınlara reva görülene KADER mi demeliyiz?”
“Başardıklarımız bize umut veriyor”
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına yönelik kararın gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Karaoğlu, şöyle konuştu:
“Bu anlamda, kadınların kazanılmış haklarının hedef alındığı ve kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiği bu dönemde; kadına yönelik şiddetle mücadele eden ve Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu, en kapsamlı uluslararası belge niteliğinde olan İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline ilişkin kararın, bu anlamda tekrar değerlendirilmesi gerekmekte.
"Kadın hakları savunucuları dünyadaki en örgütlü feminist eylemlerinden birini, İstanbul Sözleşmesi için Danıştay salonunu doldurarak yaptıkları savunma ve örgütlü dayanışma ile gerçekleştirdiler.
"Daha eşit, adil, yaşanabilir bir dünya için seçme ve seçilme adına mücadele eden kadınların zaman tüneli çok uzun. Ama bu tünelin ucu karanlıktan ışığa doğru açılıyor. Nerede olduğumuzu biliyoruz ve ne yapmak istediğimizi de…Eşitsizlik gelecek nesillerin kaderi olmamalı.
"Unutmayalım ki; bugün mücadele ile elde ettiklerimiz yarın kız çocuklarımıza bırakacaklarımız olacak. ‘En ileri demokrasilerde bile demokrasinin rengi beyaz cinsiyeti erkek. Bu değişene kadar sokakları tüm caddeleri mora boyamaya devam edeceğiz’ sözünden yola çıkarak, gidecek daha çok yolumuz olsa da şimdiye kadar hayata geçirdiklerimiz bize umut veriyor. Ülkenin seçmen sayının %50,7’si biz kadınlarız."
“Koltukların yarısını istiyoruz”
Nuray Karaoğlu, KA.DER'in faaliyetlerine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı:
“4 Mart’ta 25. kuruluş yıl dönümümüzü kutlarken ‘O koltukların yarısını istiyoruz’ sloganını kampanyalaştırdık. 2008 yılından bu yana her yıl geleneksel olarak yayınlanan ‘8 Mart Temsilde Kadın Erkek Eşitliği Karne’mizi kamuoyu ile paylaştık. Türkiye, karnenin 13’üncüsünde de yine sınıfta kaldı.
"5 Aralık Türkiye’de Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkını Kazanmalarının 87. yıl dönümünde de ‘Kadın Yoksa Demokrasi Yok’ sloganı ile eşit temsil talebimizi yineledik; ‘Karar alma mekanizmalarında kadın ve erkek eşit temsil edilene kadar mücadeleye devam’ dedik.
"1935 yılında TBMM’ye giren ilk 18 kadın milletvekili ile ilgili ‘18- Yolları Açan Kadınlar’ belgeselini hayata geçirdik.
"Geçtiğimiz yıl içerisinde de kadınların her alanda eşit temsili için birçok kampanya ve proje ürettik. Bu süreçte, inancımızı ve mücadele azmimizi, bize yol açan kadınların kıymetli hatırasından ve kadınların haklı direnişinden aldık. Kadın haklarına yönelik tehditler günden güne artarken, kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği ve erkek şiddetine yönelik mücadelesinin içinde olmaya devam edeceğiz.”
(EMK)