Çocuğun cinsel istismarına karşı Meclis’te ve sosyal medyada “idam ve hadım” açıklamaları gündemde.
bianet’e konuşan, çocuk haklarında çalışan avukat Seda Akço, “kolaycı ve sorumsuz” olarak nitelediği bu açıklamaların esas yapılması gerekenler üzerinde uğraşmayı engellediğini söylüyor.
"Koşul değişmedikçe ceza uygulanmaz"
“Şu anda kanunun öngördüğü cezanın etkili biçimde uygulanmadığını düşünüyorsak bu cezayı mı değiştirmek doğru olur yoksa etkili biçimde uygulanmamasına sebebiyet veren koşulu mu? Cezayı değiştirseniz de koşulu değiştirmediğiniz sürece etkili biçimde uygulanmayacak demektir.
“Bu tür çıkışları kolaycı ve sorumsuzca buluyorum. Sorumsuzca çünkü, esas yapılması gerekenlerin konuşulmasını engelliyor ve insan haklarına aykırı olan taleplerin artmasına neden oluyor, bunu yaparken de şimdiye dek olan birikimin üzerinde tepinilmiş oluyor.
“Bu talepler o kadar öne çıkıyor ki çocuklar için yapılması gerekeni konuşamıyoruz. Sanki bununla konu çözülecekmiş gibi kapatılıveriyor.
"Neden ceza kanununun uygulanmadığına bakmalı"
"Cezaların etkililiğiyle ilgili sorununuz varsa neden ceza kanununun iyi uygulanmadığına bakmanız gerekir. Örneğin, neden yargılamaların uzun sürdüğünü araştırmak gerekir.
“Yargılamaların uzun sürmesi nedeniyle mağdurların bir kısmı uzun süreli yargılamada zarar gördükleri için şikayetten vazgeçiyorlar, bir kısım mağdurlar da hiç başvurmuyor çünkü yargılama sürecinden zarar göreceklerini zannediyorlar. Bu nedenle çözüm arayışındaysanız, neden yargılamaların uzun sürdüğünü araştırmanız gerekir.
“Sonra şunu da sormak gerekir: neden üst hadden ceza verilmiyor? Çünkü bazı dosyalarda yeterli delil yok. O zaman ‘Neden deliler yeterli toplanamıyor?’ diye sormak lazım.
“Acaba soruşturma makamları cinsel istismar suçlarının delillerini toplamak konusunda yeterli uzmanlığa sahip değil mi? Zamanında doğru delil niye elde edemediler? Bunlara bakmak lazım.
"Cezayı arttırmak, etkili ceza sağlamaz"
Akço, “Kanunda yazılı cezayı arttırmak hakimin hükmedeceği cezanın miktarını arttırmayacağı gibi infaz edilen cezanın da etkili bir ceza olmasını sağlamaz" görüşünde:
“Cinsel istismar suçu ile ilgili ceza infaz kurumunda ne yapıyoruz diye de sormak gerekir örneğin. Cinsel istismar suçu işleyen insan altı ay, altı yıl sonra çıkıp çocuklara hizmet veren sektörlerde çalışmaya devam edebiliyorsa buna bakmak lazım. Örneğin nasıl oluyor da okul servisinde nasıl çalışıyor veya nasıl öğretmenlik yapabiliyor?
“Şartlı ertelemelere bakmak lazım. Cezaevinde iyileştirme programı olmalı, mahkum buna uyuyor olmalı, uyum sonrasında iyileştiğine karar veren bir makam olmalı, şartlı erteleme bu makamın verdiği rapora göre çıkmalı. Bizde bütün bunların hiçbiri yok ama şartlı erteleme müessesemiz var. Adı şartla erteleme ama uygulaması otomatik erteleme. Bunu da tartışmıyoruz. ‘Ama cezalar etkili değil’, böyle bir sistemde ömür boyu hapsetmeyi öngörse de kanununuz etkili olamaz.
“İdam, hadım etme bence sadece günü kurtarmak çıkan infiali bastırmak için dile getirilen şeyler, işe yaramayacağını herkes biliyor. Bu infiale kapılıp tepki verenlerin davranışını bu nedenle sorumsuzca buluyorum. Böyle açıklama ile sakinleşip hayatlarına devam ediyorlar. Böylece de esas yapılması gerekenler üzerinde uğraşmayı engellemiş oluyorlar. Bu enerjilerini, önlemeye ve yargılama süreçlerini iyileştiremeye harcamış olsalar sonuca katkı sağlamış olurlar. Kolayca yatıştırılabilen bir taleple geçiştiriyorlar. Sonunda da aynı noktaya varıp gündelik hayatımıza devam ediyoruz, bir sonraki olaya kadar.”
Adalet Bakanı’ndan “hadım” gündemi
12 Şubat 2018 günü Adana’da üç yaşında çocuğa yönelik cinsel saldırı sonrası yeniden tartışılmaya başlanan çocuklara karşı şiddeti konusunda bugün Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Mahkeme kararıyla, infaz süresince, kimyasallarla cinsel isteği azaltma ve ortadan kaldırma konusunu birkaç gün içinde yürürlüğe koyma hususunda irademiz var" şeklinde açıklama yaptı.
Bahçeli'nin çözüm önerisi "idam"
Bugün yine grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise yine idam çağrısı yaptı:
“Kim ki çocukların hakkını, hukukunu inkar ve imha etmeye kalkıyorsa, ya anasından doğduğuna pişman edilmeli ya da kurulacak bir darağacında boğazına yağlı urgan dolanmalıdır.” (BK)