Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı aldığı kimyasal hadım yönetmeliğini “birkaç gün içinde yürürlüğe koyma hususunda iradeleri olduğunu” açıkladı.
Bakan Gül, 'Mahkeme kararıyla, infaz süresince, kimyasallarla cinsel isteği azaltma ve ortadan kaldırma konusunu birkaç gün içinde yürürlüğe koyma hususunda irademiz var" diye konuştu.
2016’da yürürlüğe girdi, 2017’de yürütme durduruldu
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik, 26 Şubat 2016’da Resmi Gazete’de yayınlanmıştı.
Yönetmelikte yer alan “Tedavi amaçlı programlara katılmak, suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak, mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak, çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak” gibi önlemlerin yanısıra, yönetmeliğin 7.maddesi, cinsel suçlardan hüküm giyen bir kişi için cezaevinde bulunduğu veya koşullu serbest kaldığı sürede cinsel isteği azaltıcı tıbbi tedavi uygulanabilmesini öngörüyordu.
Yönetmeliğin pratiği de şöyle işliyordu: Denetimli serbestlik büroları, hastanelerden cinsel suçlardan hükümlüler hakkında tedavinin gerekli olup olmadığına dair rapor istiyordu. Hastanelerdeki doktorlar hükümlüyü değerlendirip şahsın işlediği cinsel suçtan dolayı bir tedaviye tabi tutulup tutulmamasının gerekliliğine ilişkin rapor hazırlayıp denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderiyordu.
Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması için dava açtı. Dosyayı inceleyen Danıştay 10. Dairesi Ağustos 2017’de ışığında yönetmeliğin 7/1. maddesinin yürütmesinin durdurulmasına oy çokluğuyla karar verdi.
Kararın gerekçesinde, Anayasa’da tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında kişinin vücut bütünlüğüne dokunulmayacağının hüküm altına alındığı, bu nedenle ancak kanunda açıkça belirtilmek, sınır ve kapsamı çizilmek suretiyle kişinin vücut bütünlüğüne yönelik düzenlemelerin getirilebileceği vurgulandı.
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik Tıbbi tedaviye tabi tutulmak MADDE 7 – (1) Tedavi, tanımda belirtilen hükümlülere yönelik olmak üzere, ayakta veya yatarak, ilaçla veya ilaçsız olarak veyahut her iki usul ile cinsel dürtünün azaltılmasına veya denetimine yönelik tedaviler ile cinsel isteğin azalmasını veya yok edilmesini sağlayan yöntemdir. (Yürütmenin durdurulması kararı verilen bent) (2) Cinsel suçlardan hüküm alanlar hakkında, 5275 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (a) bendinde sayılan tıbbi tedavi yükümlülüğüne karar verilmeden önce hükümlü, bulunduğu kurum tarafından sağlık kurulu raporu alınmak üzere bünyesinde ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı ile üroloji veya endokrinoji ve metabolizma hastalıkları uzmanı hekimler bulunan Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelere sevk edilir. Bu raporda kişi hakkında tıbbi tedaviye gerek olup olmadığı, gerek var ise hangi yöntemin uygulanacağı hususlarının belirtilmesi istenir. Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerce söz konusu raporun verilemeyeceğinin anlaşılması halinde hükümlü bu hastane başhekiminin vereceği karar ile üniversite hastanelerine sevk edilir. (3) Gelen rapor göz önüne alınarak hükümlü hakkında tıbbi tedavi uygulanıp uygulanmayacağı veya diğer yükümlülükleri hakkında karar alınmak üzere dosya, raporlarıyla birlikte infaz hâkimliğine gönderilir. (4) Hakkında tıbbi tedavi yükümlülüğüne karar verilen hükümlü, gerek duyulması halinde bulunduğu kurum tarafından tedavinin uygulanması için ilgili sağlık kurumuna sevk edilir. Hükümlünün bulunduğu ceza infaz kurumu bölgesinde tıbbi tedavi kararının uygulanmasını sağlayacak sağlık kuruluşu yok ise hükümlü Bakanlık tarafından uygun başka bir kuruma nakledilir. (5) Tedavi için kullanılacak ilaçların bedelleri Adalet ve Sağlık Bakanlıkları arasında düzenlenecek protokol kapsamında ödenir. (6) Kapalı ceza infaz kurumunda bulunan ve hastanede yatarak tedavi edilmesine karar verilen hükümlülerin tedavileri mahkûm koğuşu bulunan devlet veya üniversite hastanelerinde yerine getirilir. (7) Tedaviye yönelik işlemler, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler için ceza infaz kurumu müdürlüğü, denetimli serbestlik altında ve koşullu salıverilen hükümlüler için ise denetimli serbestlik müdürlüğünce takip edilir. (8) Tedavinin tamamlanıp tamamlanmadığı ile uygulanan tedavi ve süreç hakkındaki bilgiler altışar aylık süreler ile kurum müdürlükleri tarafından sağlık kurumundan istenir. Süresi içerisinde başvurmadığı veya tedaviye uymadığı tespit edilen hükümlüler hakkında 15 inci madde uyarınca işlem yapılır. |
Uzmanlar hadıma karşı
Kimyasal hadım yönetmeliği 2016’da yürürlüğe girdiğinde, uzmanlar yönetmeliğe tepki göstermişti.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi (TTB), Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), Adli Tıp Uzmanları Derneği (ATUD) ve Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) ortak bir açıklama yaparak, kimyasal hadım uygulamasının hem insan sağlığı hem de tıbbi ilkeler açısından geri dönüşü olmayacak hasarlara yol açacağını söylemişti.
TIKLAYIN - Dört Uzman Örgütten Uyarı "Cinsel Saldırı Bir Hastalık Değil Suçtur"
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği de yazılı bir açıklamayla cinsel şiddetin cinsellikle ilgili değil, güç kullanımı ile ilgili olduğunu hatırlatmış; “Cinsel isteğin kontrol altına alınması gibi basit ve yanlış çıkarımlar cinsel şiddetin önlenmesini sağlamaz” demişti.
TIKLAYIN - Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği'nden Hadım Yönetmeliğine Tepki
CHP Kadın ve Çocuk Hakları İnceleme ve İzleme Komisyonu Başkanı ve Tekirdağ milletvekili Candan Yüceer, “Mahkumların rızaları bile aranmaksızın insan hak ve onuruna aykırı ve vücut bütünlüğünü bozacak biçimde, geri dönüşün olup olmadığı, yan etkilerinin bilinmediği tartışmalı hadım cezasının uygulamasına karşıyız” diye tepki göstermiş, adaletin sağlanması için devletin üzerine düşeni yaparak koruyucu ve önleyici tedbirler alması ve kadınları ve çocukları bu suçların mağduru yapan sistemin değiştirilmesi gerektiğini söylemişti.
TIKLAYIN - CHP'li Yüceer: Tartışmalı Hadım Cezasının Uygulanmasına Karşıyız
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da Meclis’te bir basın açıklaması düzenleyerek, "OHAL de hadım da baskılayıcı, çözüm getirmeyen popülist politikalardır” demiş, hadım cezasının Anayasa’ya aykırı olduğu gibi, cinsel saldırı suçunun önlenmesini sağlamaktan uzak olduğunu söylemişti.
Kerestecioğlu, dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yanıtlaması istemiyle bir de soru önergesi vermişti. Verilen cevapta Kerestecioğlu’nun önergede yönelttiği sorular cevapsız kalırken, “mevzuat çalışmaları yapılırken diğer ülkelerdeki örneklerin incelendiği” ve yönetmelik hazırlanırken birçok kurum ve kuruluşun görüşlerinin alındığı ve bilimsel toplantılar yapıldığı savunuldu. (ÇT)