Cumartesi anneleri/ insanları, 388. haftada, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Galatasaray Meydanı'nda Hasan Ocak, Hayrettin Eren, Hasan Karakoç, Abdurrahman Coşkun ve Fethi Yıldırım için toplandı.
21 Mart 1995'te göz altında kaybedilen Hasan Ocak'ın abisi Ali Ocak yetkilelere seslendi:
"17 yıldır bu meydanda adalet arıyoruz. Devlet kendi karanlık geçmişiyle yüzleşsin diyoruz. Yetmezmiş gibi hala savaş politikalarına devam ediliyor. Egemenlere çağrımız şudur: Hakları yok sayamazsınız! Özgürlükleri baskı altına alamazsınız. Biz hala kayıplarımızı özlüyoruz.'
Hasan Karakoç'un kardeşi Rıdvan Karakoç ise "İçi hala yanan anneler çocuklarının kemiklerin, bulup 'mutlu' olacakları günü bekliyorlar. Herkesin Barış gününü kutluyorum. Savaşsız, sömürüsüz bir dünya diliyorum" dedi.
"Barış gelene kadar peşini bırakmayacağız"
Kayıp yakınlarına destek vermek için Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgi Tanrıkulu ve Melda Onur da meydandı.
Tanrıkulu, "Biz burdayız, ama asıl olması gerekenler burda değil' diyerek sorumluları eleştirdi. 'Fethi Yıldırım benim arkadaşımdı. Viranşehir'de kaybedildi, bir daha hakkında kesin bir bilgiye ulaşamadık. Barış gelene kadar bunun peşini bırakmayacağız" dedi.
Gözaltına kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi ise açıklamasını Kürtçe yaptı. Ardından Türkçeye de çevrilen konuşmasında:
"Ben Türkçe konuşabilirim ama herkesin kendi anadilinde konuşma hakkı vardır. Ben de bugün acımı sizinle Kürtçe paylaşmak istiyorum. Bizim içimiz dinmiyor. Yeter artık bu kanın akması. Aileleri görüyorsunuz herkesin göğsünde bir fotoğrafı var. Peki mezarları nerede?"
Fenerbahçe Sol Açık taraftar grubu da formalarıyla meydandaydı. Taraftarlardan Sezgi İlgezdi desteklerini şöyle açıkladı:
"İnsanların kayıplarına ulaşmalarını çok önemsiyoruz. Yani ölüyse ölü diriyse diri yıllardır bu anneler burda, çocuklarının peşinde. Yanlarında olunması gerektiğini düşünüyoruz. Darbe kalıntısı bu meçhul cinayetlerin hala 'kayıp'lığını sürdürmesi çok acı."
"388.haftada 1 Eylül Barış Günü'nde yine burdayız"
İnsan Hakları Derneği Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon'un hazırladığı basın açıklamasını okuyan Cumartesi insanları'ndan İkbal Eren konuşmasına "her annenin vatanı evladıdır" diyerek başladı.
* 388 haftadır bu meydandan devleti yönetenlere soruyoruz: gözaltına alınarak kaybedilen yakınlarımız nerede? Onları gözaltına alınırken gören tanıklar var. Tutuldukları yerde gören tanıklar var. İnfaz eden devletin cellatlarının itirafları var. TBMM raporları var. Devlet eliyle kaybedildiklerini tescilleyen AİHM kararları var.
* Evlatlarımızı kaybedenler korku toplumu yaratmayı hedeflediler. Sözü hükümsüz kılıp, şiddeti egemen kıldılar. Terörle mücadele adı altında 12 yaşındaki çocuklar, 78 yaşındaki köylüleri işkenceden geçirip kaybettiler.(...) Kendisi gibi olmayan, resmi ideolojinin dışında kalanı düşmanlaştıran yönetimlerin faşizan karakterli olduğunu biliyoruz. Mağdurları merkeze almayan bir anlayışla demokratik, adil, barışçıl bir gelecek inşa edilemeyeceğini biliyoruz.
* Bu yüzden 1 Eylül Barış gününe denk gelen 388. buluşmamızda bir kez daha kaybedilen çocuklarımız için, infaz edilen, faili meçhullere kurban giden çocuklarımız için, bayraklara sarılı tabutlarda gelen çocuklarımız için, cenazeleri ailelerine teslim edilmeyen çocuklarımız için barış hemen şimdi diyoruz. (YB/NV)