Her yıl 11. ayın 11'inde saat 11'i 11 geçe resmi olarak başlayan Karnaval sezonuna dünyanın her tarafından binlerce turist katılıyor. Rengarenk kostümlerle gün boyu eğlenen karnavalseverlerin arasında 1 yaşında Ayı Yogi'den tutun da 70-80 yaşın üzerinde bir dolu çizgi film kahramanı görmek mümkün.
Hayatında ilk kez bu karnavala katılmış olanlar için hayal gücü sınırlarını zorlayan renk ve çeşitlilikte kostümler şok edici olabilir. Çünkü insan başka hangi zaman ve mekanda metroda duştan çıkmış gibi yarı çıplak, yüzünde güzellik maskesi, saçında havlusu bir genç kadınla yan yana oturabilir, Şirinler'le dans edebilir, ortaçağ prensesleriyle şarkı söyleyebilir ki?
Nereye baksanız ayrı bir yaratıcılık örneği. Komplekssiz, tasasız, yalnızca eğlenmek ve neşelenmek için dünyanın dört bir yanından gelmiş binlerce insanla dolup taşan bir enerji hali.
Karnavalın ilk gününde yapılan şey, klasik olarak Köln'e özgü bir bira olan Kölsch'ü bolca tüketmek, gün boyu dans etmek, gülmek, kol kola girip halka halinde şarkılar söylemek.
Söylenenlerden biri de ilginç olarak '19 numaralı tramvay İstanbul'a gider'. Tramvay beklerken İstanbul'a gitme hayali kuran bir Kölnlü'nün hikayesini anlatan şarkı, bölgenin çok kültürlü yapısını yansıtan önemli bir öğe olarak da görülüyor. Bunun yanısıra günümüzde Kuzey Ren Westfalya eyaletinin Almanya'nın en fazla göçmen barındıran bölgesi olduğu da belirtilmeli.
Noel döneminde ara verilen festival dönemi, Şubat ayında kaldığı yerden çok daha renkli bir şekilde devam ediyor. Hristiyan geleneklerine göre belirlenen kilise takviminde 7-13 Şubat tarihleri arasında 7 festival günü daha var.
Dini açıdan eğlenceler, Paskalya bayramına kadar sürecek olan 40 günlük oruç dönemi öncesinde gönlünce eğlenme ve kutlama olarak anlaşılırken, yıllar içinde pek çok diğer dini ve kültürel gelenekte olduğu gibi özünden uzaklaşmış. Şimdi kostümler aylar öncesinden kararlaştırılıyor, gezi programları yapılıyor, özel etkinlikler düzenleniyor.
Yoğunluklu olarak Almanca konuşulan Almanya, Belçika'nın bazı bölgeleri, Avusturya, İsviçre gibi yerlerde kutlanıyor olsa da merkezi daha çok Rheinland denen Ren nehrinin geçtiği bölgeler. Köln ise zamanla doğal bir merkez haline gelmiş.
Kadınların başlattığı karnaval
7 Şubat Perşembe günü perhiz başlangıcından önce Wieberfastnacht olarak bilenen Kadınlar Karnavalı'yla başlayan sokak eğlenceleri, Rosanmontag yani Gül Pazartesi'nde doruk noktasına ulaşıp, Aschermittwoch diye adlandırılan Kül Çarşamba'sında son buluyor.
Kadınlar Karnavalı'nın tarihsel arka planı oldukça anlamlı. 19. yy'da Ren nehri kıyısınca çamaşır yıkayan kadınlar erkek egemen toplumun zorlu koşullarına karşı bir araya gelerek sorunlarını tartışıyorlarmış.
Zamanla bu bir araya gelmeler sembolik olarak bir günlük iş bırakma eylemine ve alternatif şenlik haline dönüşmüş. Sonrasında karnaval öncesi bir ön kutlama şeklini alan eğlence, gelenekselleşşerek günümüze kadar ulaşmış.
Şimdi ise sembolik eğlencelerin olduğu bir atmosferde geçen karnavalda kadınlar, erkeklerin boyunlarına taktıkları kravat benzeri şeyleri keserek 'karşı duruşlarını' gösteriyorlar. Ardından da öperek barışıyorlar.
Sonraki pazartesi ise, karnavalın en görkemli günü olan Gül Pazartesi'dir. Resmi tatil olmasa da, bugün bütün okullar kapalı oluyor ve iş yerleri de çalışanlarına kutlamalara katılması için izin veriyor.
Düzenlenen 6,5 km'lik geçit töreninde atlılar, bandolar ve yaklaşık 10 bin kişi eşliğinde uzun bir yürüyüş yapılıyor. Yürüyüş esnasında geçit yapanlar izleyen halka avuç dolusu şeker, çikolata, sakız, minik oyuncaklar, çiçekler gibi hediyeler dağıtıyorlar. Ayrıca geçitte dönemin politik gelişmelerini alaya alan çalışmalar da oldukça ilgi çekiyor ve komik bulunuyor.
Son olarak Kül Çarşamba ile biten karnavalın ardından dindar Katolikler perhiz dönemine giriyor ve Paskalya'ya kadar 40 gün boyunca yağlı gıdalar ve et ürünleri tüketmiyorlar.
Bir diğer ilginç gelenek ise kukla yakmak. Ortaçağ döneminde bu tür eğlenceler yasaklandığı ve yasaklar da delindiği için, meydan, meyhane kapısı gibi toplu mekanlara kuklalar asılır, karnavalın son günü yakılıp günahlardan arınılırmış. Günümüzde de sembolik olarak kuklalar asılmaya devam ediyor.
Karnavalın tarihi
Geçmişte kutlamalar 14. yy'la kadar uzansa da tam olarak ne zaman başladığı bilinmiyor. somut olarak, 1814 yılında Fransız askerlerinin Köln'ü terk etmesi ve yönetimi Prusyalı'ların devralması önemli bir dönüm noktası olmuş.
1823 yılında 'Festordnendes Komitee' yani bugünkü Festival Komitesi kuruluyor ve geleneği bugüne taşıyacak en önemli yapı taşı haline geliyor.
Festival Komitesi günümüzde Köln ve çevresi dahil olmak üzere 130 karnaval derneğinin ortak standartlarını temsil eden, koordinasyonu sağlayan ve geleneği sürdüren merkezi bir örgüt.
Festival zamanı her bakımdan bölge insanı için ekonomik bir şahlanma. bu dönemde 5000 kadar yeni iş imkanı doğuyor. Bilet satışları, özel partiler, ulaşım, kostüm satışları, kuaför, makyaj, konaklamalar, ekstra servis ve hizmetler derken harcanan, daha doğrusu Köln'e bırakılan para 460 milyon avro civarında.
Ekonomik faydası bir yana, müzik festivalinde biranın yasaklandığı bir ülkeden gelince insan, sormadan edemiyor ayrılırken, bizim niye yalnızca eğlenmek ve beraber gülmek için özgürce bir araya gelebileceğimiz böyle güzel etkinliklerimiz yok? İyi Pazarlar. (YB/HK)