Haberin İngilizcesi için tıklayın
Gezi Davasında Osman Kavala'ya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye ise bu suça yardımdan 18 yıl hapis cezası veren İstanbul 13. Mahkemesi gerekçeli kararını açıkladı.
TIKLAYIN-Gezi'de karar: Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet, 7 kişiye 18 yıl hapis
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe vererek "Kimseyi şikayet etmedim" diyen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun ismi gerekçeli kararda müştekiler arasından çıkartıldı.
Ancak "Gezi Davasıyla ilgili şahsi bir mağduriyetim yok. Mağdur değilim. Bununla ilgili hiçbir başvurum yok ki geri çekileyim" diyen DEVA Partisi Genel Başkan Ali Babacan'ın ismi müşteki listesinde yer aldı.
610 sayfalık gerekçeli kararın 84 sayfası müştekiler, katılanlar ve sanıkların bilgilerini kapsarken çoğunluğunda sanık ve avukatların duruşmalardaki beyanları yer aldı.
Mahkeme gerekçeli kararında kanunları ve emsal kararları sıraladı. FETÖ döneminde, kanun dışı yapılan telefon dinlemelerini kanıt olarak kabul etmeyen mahkeme yine de tapelere gerekçeli kararda yer verdi.
Askeri Yargıray’ın 1997’de verdiği bir karara atıf yapan mahkeme siyasal ve askeri casusluk maksadının manevi unsur içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek maddi unsur aramadı.
Kavala'nın gazetecilerle görüşmesi suç
Osman Kavala’yı George Soros’la ilişkilendiren mahkeme gerekçeli kararına Gezi’nin Kavala tarafından organize edildiğini yazdı. Gezi’nin toplumsal altyapısının 2012’de oluşturmaya başladığını iddia etti.
Mahkeme, Gezi’yle ilgili tüm uluslararası girişimlerin Osman Kavala tarafından kurulduğunu, yine benzer şekilde protestolara katılanların ihtiyaçlarının Osman Kavala tarafından giderildiğini belirtti.
Gerekçeli kararda Osman Kavala’nın belgesel, film, sergi gibi görsel materyallerin oluşturulmasına destek olduğu da yer aldı.
Yine Osman Kavala’nın Can Atalay üzerinden Taksim Dayanışması üzerinde, Mine Özerden üzerinden de Taksim Platformu’nda söz sahibi olduğunu söyledi.
Mahkeme gerekçeli kararda Osman Kavala için “Gezi Kalkışması’nda tüm karar alma ve parasal destek süreçlerinde aktif olarak bulunmasına rağmen kendisini deşifre etmemek için hiçbir resmi işlemde bulunmadığı, şiddet eylemlerinin gerçekleştiği yerlere gitmediği, sürecin en önemli akıl hocası olarak her platformda perde arkasında yer aldığı anlaşılmıştır” dedi.
Mahkeme Osman Kavala’nın Gezi Direnişi sırasında gazetecilerle yaptığı görüşmeleri de suç saydı.
Ekmekçi ve Altınay’ın arkadaşlıklarını suç saydı
Mahkeme, Anadolu Kültür’ün Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Yiğit Ekmekçi’ye verilen ceza için Osman Kavala, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden ve Çiğdem Mater’le olan ilişkini gerekçe gösterdi.
Ali Hakan Altınay’ın da Ali Yiğit Ekmekçi, Osman Kavala, Gökçe Tüylüoğlu ve Can Dündar’la ilişkini suç saydı.
İkisi için de aynı gerekçeyi kuran mahkeme “Bir plan ve senaryo dahilinde yürütülen kalkışma hareketinin başlaması ve tüm ülke sahasına yayılarak derinleştirilmesi kapsamında faaliyetlerinin bulunduğu, Osman Kavala'nın birtakım yurtdışı bağlantılarını ayarladığı, Kavala'ya suçun işlenmesinde yardımda bulunduğu anlaşılmıştır” dedi.
Çiğdem Mater’in belgeseli suç
Mahkeme Çiğdem Mater’in ise Gezi de Osman Kavala’nın talimatıyla hareket ettiğini iddia etti.
Mater’in film, belgesel ve video çekimlerini koordine ettiğini belirten mahkeme yarım bıraktığı belgesel içinse “…Saraybosna Film Festivali’ne katıldıkları ve hazırlamayı düşündükleri Gezi Kalkışma Belgeseli ile ilgili bir dizi görüşmeler yaptıkları, fakat Gezi Kalkışmasının ulaşmamış olması sebebiyle belgesel hazırlama fikrinin de yarıda kaldığı anlaşılmıştır.” dedi.
Mine Özerden’in basın açıklaması hazırlaması suç
Mine Özerden’in Taksim Platformu’nun koordinatörlüğünü yapmasını cezaya gerekçe gösteren mahkeme basın açıklaması hazırlaması için de “Osman Kavaya’ya yardım” dedi
Mücella Yapıcı’nın Gezi’yi simgeleştirmesi suç
Mahkeme gerekçeli kararında Mücella Yapıcı’nın Taksim Dayanışması’nın sekreterliğini yürüttüğünü belirterek Tayfun Kahraman ve Can Atalay’la olan ilişkisini suçla gerekçelendirdi.
Platformun Twitter adresinden yapılan paylaşımları ‘tahrik edici’ bulan mahkeme Yapıcı için “Gezi Parkı’ndaki bazı ağaçların başka yerlere nakledilmek için sökülmesi üzerine Gezi Parkı'nda çalışma yapan iş makinelerinin önüne geçerek park içerisinde çadır kurdukları, Gezi Parkı'nda eylem yapılması için sosyal medyadan halkı parka çağırdıkları, bu çağrılar üzerine başta marjinal gruplar olmak üzere bir çok farklı grubun Gezi Parkı'na gelerek eyleme katıldığı, ilerleyen süreçte bu eylemlerin kolluk kuvvetlerine yönelik taşlı-sopalı-molotoflu- ses bombalı-sapan ve bilyeli saldırılara ve parkı işgale dönüştüğü, böylece olayların başlangıç fitilinin ateşlendiği ve Gezi Parkı'nın simgeleştirildiği tespit edilmiştir.” dedi.
Can Atalay’ın Gezi ruhunu yaşatması suç
Can Atalay’ın Taksim Dayanışması’nın avukatlığını yaptığını belirten mahkeme Mücella Yapıcı için yaptığı gerekçelendirmenin aynısını Atalay için de yaptı.
Atalay’ın basın açıklamalarını ‘provokatif’bulan mahkeme, açıklamalar için ‘gerçekle bağdaşmayan’ dedi. Ayrıca yurttaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırttığını iddia etti.
Can Atalay’ın Gezi’den sonra Gezi’nin ruhunu yaşatmaya çalıştığını da belirten mahkeme gerekçeli kararında şöyle dedi:
“Can Atalay’ın Gezi Kalkışmasının fiili olarak başlamasının ardından birçok eylemde en ön safta bulunarak eylemcileri yönlendirdiği, zaman zaman minibüslerin üzerine çıkarak zaman zaman grupların önünde megafonla/mikrofonla eylemcileri galeyana getirecek konuşmalar yaptığı, gruplara provokatif sloganlar artırdığı, eylemleri engellemeye çalışan koltuk kuvvetleri ile birçok defa tartışmalar yaparak grupları kışkırttığı ve böylelikle şiddet eylemlerine zemin hazırladığı tespit edilmiştir.
“Yine sanığın, medyada birçok provokatif açıklamalar yaptığı. Sosyal medya üzerinden de vatandaşların kalkışmaya katılmaları için sürekli olarak kışkırtıcı paylaşımlarda bulunduğu tespit edilmiştir.”
Tayfun Kahraman’ın suçu Yapıcı ve Atalay'la aynı
Mahkeme Tayfun Kahraman için de Mücella Yapıcı ve Tayfun Kahraman’a yaptığı değerlendirmenin neredeyse aynısını yaptı.
“Kalkışmanın fiili olarak başlaması ile de Taksim Dayanışması üyelerinin yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden yoğun dezenformasyon faaliyetleri yürüttükleri birçok asılsız haberi kasıtlı olarak paylaştıkları, halkın hassasiyetini kullanarak provakatif faaliyetlerde bulundukları, böylece halkı Emniyet güçlerine karşı yasadışı eylem ve gösteri yapmaya tahrik ettikleri tespit edilmiştir.
“Tayfun Kahraman’ın Taksim Dayanışması yönetim toplantılarında, kalkışmanın yönlendirilmesi ve yönetilmesinde aktif olarak görev aldığı, sosyal medya hesabından da yoğun olarak halkı Gezi Kalkışması'na katılmaya davet eden provokasyon içerikli paylaşımlar yaptığı tespit edilmiştir.
“Bununla birlikte Gezi Kalkışmasının fiili olarak başlamasının ardından Taksim Dayanışması kapsamında birçok provokatif basın açıklaması yaptığı, yaptığı basın açıklamalarında gerçekle bağdaşmayan bilgiler vererek vatandaşları koltuk kuvvetlerine karşı kışkırttığı ve kalkışmaya katılmaya davet ettiği tespit edilmiştir. “
(HA)