BİA Medya Gözlem Raporu’nu (Temmuz-Ağustos-Eylül 2024) pdf olarak indirmek için tıklayın
Türkiye’de gazetecilere yönelik fiziki şiddet ve tutuklamalar son dönemde düşüşe geçse de, muktedirlerin eleştirildiği gündem belirleyebilecek haberlerin online alandan silinmesi ve özellikle iktidar ortağı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve yakın siyasi grupların gazetecilerin tehdit edilmesi gibi uygulamalar, keyfiliği ve cezasızlığı meşrulaştıran tedirgin edici bir ortama yol açtı.
Sulh Ceza Hakimlikleri ve Erişim Sağlayıcıları Birliği, iktidar çevrelerinin, cemaat gruplarının, MHP çevrelerinin, bürokrat ve girişimcilerin başvuruları sonucu, “kişilik hakları”na dayanarak Temmuz-Eylül döneminde en az 87 haber ve yüzlerce gazetecilik paylaşımına erişim engeli getirdi. Artık Türkiye’de yolsuzluk, kayırmacılık, usulsüzlük, tarikatlar ve inanç sömürüsü gibi konularda haber yapmak imkânsız hale geldi.
Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan BİA Medya Gözlem Raporu, en az 164 gazetecinin ceza davaları, beşinin de tazminat dosyaları kapsamında yargılandığını, 68 gazetecinin MHP ve bağlı siyasi yapıların “tehdit etme ayrıcalığı”na uğradığı, Hayko Bağdat ile birlikte 77 gazetecinin “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten mahkûm edildiğini gösteriyor. Ayrıca, gazetecinin YouTube kullanımı, “kişilik hakları”na dayalı erişim engelleri ve “etki ajanlığı”na ilişkin yetkililerin düzenleme veya yeniden düzenleme yönündeki duyurular endişeleri artırıyor.
Medya özgürlüğü ve hukuk devletindeki derin gerileme nedeniyle Türkiye’yi 180 ülkeli RSF Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 158. sırada gösteren Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Cumhurbaşkanlık’ta 10. yılını tamamlaması dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan’a, “bağımsız gazetecileri korumak ve nihayetinde ülkede bilgi edinme hakkını güvence altına almak için geniş kapsamlı reformları hayata geçirin” çağrısı yaptı.
Saldırılar yerine yaygın MHP tehdidine bıraktı
İktidar ortağı MHP ve Ülkü Ocakları gibi bağlı siyasi oluşumlar, hukuku hiçe sayacak şekilde, Ankara’da işlenen Sinan Ateş cinayeti gibi konuları ısrarla gündeme getiren araştırmacı gazetecileri ve Halk TV gibi medya kuruluşlarını yargı makamlarının harekete geçmediği bir ortamda, tehdit etme ayrıcalığını yaşıyor.
Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında açıklama ve sözüm ona “dilekçe” gibi yollarla tehdit edilen toplam 71 gazeteciden 68’i MHP ve bağlı siyasi yapılarının hedefindeydi. Keza, Ateş cinayeti kapsamında “suçtan zarar gören” olarak katılma talebinde bulunan MHP’nin mahkemeye sunduğu dilekçesinde 154 kişiden 63’ü gazeteci. Cinayet davasından yargılanan tetikçi sanık Eray Özyağcı da yargılamayı izleyen gazetecileri “tetik” işaretiyle tehdit ediyordu.
Üç ayda 14 beraat, 11 mahkûmiyet
Temmuz-Eylül döneminde yargılanan, aralarında “örgüt üyeliği”nden sanık Kürt medya temsilcileri Diren Yurtsever, Deniz Nazlım, Berivan Altan, Selman Güzelyüz, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Zemo Ağgöz ve JinNews sitesi muhabiri Öznur Değer toplam 50 yıl hapse mahkûm edildi. “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılanan sürgündeki gazeteci Hayko Bağdat’a da ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi. HDP eski milletvekili Leyla Güven’in bir panel konuşması Yüksekova Haber sitesi ve Youtube kanalından yayımlandığı için site yetkilileri Erkan Çapraz ve Ömer Oğuz, “terör örgütü propagandası”ndan her biri 16 bin 660 TL adli parayla cezalandırıldı.
Bu dönemde aralarında Elif Akgül ve Haluk Kalafat’ın da olduğu 14 haberci, “kişiler arası görüşmeleri hukuka aykırı şekilde yaymak”, “kişisel verileri ele geçirme ve yayımlamak”, “örgüt propagandası”, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak”, “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” ve “örgüt üyeliği” suçlamalarıyla yargılandıkları davalardan beraat etti. Deutsche Welle (DW) İstanbul Ofisi Koordinatörü ve gazeteci Bülent Mumay’a “kişisel verileri yayma” iddiasıyla verilen 20 aylık hapis cezasının İstinafta onanması nedeniyle dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıyacak.
17 sanıktan Hayko Bağdat’a “Cumhurbaşkanı” cezası
Temmuz-Eylül döneminde en az 17 gazeteci ve karikatüristin adı (Barış Pehlivan, Ozan Alper Yurtoğlu, Deniz Yücel, İhsan Çaralan, İnan Kızılkaya, Ahmet Sever, Hayko Bağdat, Sedef Kabaş, Erk Acarer, Julien Serignac, Gerard Biard, Laurent Sourisseau, “Alice”, Ramazan Yurttapan, Haydar Ergül, Furkan Karabay (2) ve Rüstem Batum) “Cumhurbaşkanına hakaret” gerekçesine dayandırılan davalarda geçti. Toplam 84 yıl hapis cezası öngören bu dosyaların birinde, sürgündeki gazeteci Hayko Bağdat’a, ertelemeli 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası verildi.
TCK’nın 299. maddesi, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlık’taki 10 yıllık görev süresinde 250’yi aşkın gazetecinin yargılanmasına, Hayko Bağdat ile birlikte en az 77’sinin de (kimisi ertelemeli olarak) hapis veya para cezalarına mahkûm edilmesine zemin oluşturdu.
Gazeteciye ceza davalarında aktörler: İktidar ve yargı
Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında en az 18 gazeteci, iktidar ve yargının öne çıktığı çevrelerinin haklarında “hakaret”, “kamu görevlisine hakaret” veya “iftira” iddiasıyla yaptığı şikâyetler sonucu bir veya birden fazla ceza davası kapsamında mahkemeye çıktı. Mahkûmiyet kararının çıkmadığı bu dönemde, Oktay Candemir, Hayko Bağdat, Barış Pehlivan ve Mustafa Büyüksipahi beraat etti.
BirGün’e 1 milyonluk HalkBank davası, Kabaş’a “Erdoğan” cezası
Son üç ayda en az beş gazeteci ve iki yayın kuruluşu da toplam 2 milyon 65 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılandı. Bu davalarda gazeteci Sedef Kabaş, Tele1 kanalında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözlerden yargılandığı 250 bin TL talepli davada 115 bin TL ödemeye mahkûm edildi. Halkbank da araştırmacı gazeteci Timur Soykan’a ait “Halkbank’tan mafyaya 550 milyon kredi” haberinden BirGün gazetesi ve birgun.net sitesine 1 milyon TL’lik tazminat davası açtı.
87 haber ve yüzlerce gazetecilik paylaşımına sansür
Sulh Ceza Hakimlikleri ve Erişim Sağlayıcıları Birliği, iktidar çevrelerinin, cemaat gruplarının, MHP çevrelerinin, bürokrat ve girişimcilerin başvuruları sonucu, “kişilik hakları”na dayanarak Temmuz-Eylül döneminde en az 87 haber ve yüzlerce gazetecilik paylaşımı veya bağlantılı sosyal medya paylaşımlarına erişim engeli getirdi.
Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesine dair haberlere getirilen yayın yasağını, kaldırıldıktan sonra, “soruşturmanın gizliliği” uyarıları izledi. Eksik olan ise, medyanın gelişmelerden düzenli, açık ve sağlıklı bilgilendirilmesi oldu.
Açık Radyo’ya RTÜK sansürü yargıdan döndü
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin’in kamuoyu önündeki çıkışları, bağımsız sivil toplumun ağır tepkilerine neden olan kurulun siyasi kararlarına ayrı bir antidemokratik kapsam katıyor. Diğer yandan Şahin, Milliyet gazetesi yazarı Zafer Şahin’in gazeteci Fatih Altaylı’ya “yavşak” dediği sosyal medya paylaşımını “alkış” emojisiyle yeniden paylaşma hakkını kendinde görebiliyor. Son olarak Açık Radyo’ya “Ermeni Soykırımı”na atıftan verilen 189 bin 283 TL’lik para ve beş kez yayın durdurma cezaları idari yargıdan döndü.
İyi haberler de yok değil!
Son üç ayda beraat eden 14 gazetecinin yanı sıra, Ankara Bölge 10. İdare Mahkemesi, Açık Radyo’ya ağır para cezası ve program cezası veren RTÜK’ün İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararına yaptığı itirazı da reddetti. Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir de basın kartının gerekçesiz iptal edilmesiyle ilgili İdare Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandı. Ayrıca, İstanbul Mahkemesi, gazeteci İ.H.H’ye yönelik sosyal medyadaki paylaşımında “Zamansız öten horozu keserler” diye yazan M.Y. adlı kişiyi tehditten hapse mahkûm etti. Gazeteci ve program sunucusu Şirin Payzın, kendisini sosyal medyada hedef alan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a tazminat davası açtı.
Bildirici: Gazetecilik bunun neresinde?
Sekiz yaşındaki Narin Güran’ın Diyarbakır’da öldürülmesiyle ilgili vakaya medya yoğun ilgi gösterdi. Ancak her çizgiden yayın kuruluşu, etik standartları gözetmedeki yetersizliği nedeniyle ağır eleştirilerle karşılaştı. Medya ombudsmanı ve gazeteci Faruk Bildirici de tepkisini, “Gerçekliğinden emin olmayacaksınız ama doğrulanmamış birtakım söylentileri, akıl yürüterek, acının üzerinde tepinerek reyting devşireceksiniz. Gazetecilik bunun neresinde?” sözleriyle gösterdi.
Sinan Aygül AYM’de kazandı
Bu dönemde Anayasa Mahkemesi, “Jeo-Vurgun” yazısıyla AKP Bitlis Milletvekili Vahit Kiler’e “Kurt siyasetçi” dediği için ceza alıp tutuklanan gazeteci Sinan Aygül’ün hakaretten verilen cezayı ifade özgürlüğünün bir ihlali olarak 20 bin TL tazminatla mahkûm etti. AYM’ye bir başvuru da, İBB’nin metro kredisine haciz koyduran bir şirkete yönelik yayını için 20 ay hapse mahkum edilen gazeteci Bülent Mumay’dan gidecek.
Gülbin Tosun ile NOW TV yolları ayırdı
Son üç ayda, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın sokak hayvanları ile ilgili açıklamalarına tepki gösterdikten sonra zorunlu izne çıkarılan NOW TV Ana Haber Bülteni sunucusu Gülbin Tosun, kanalla yollarının ayrıldığını açıkladı.
(EÖ/VC)