Gazeteci Abdurrahman Gök’ün ‘örgüt üyeliği’ ve ‘örgüt propagandası’ suçlamalarıyla tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşmasında savcı tahliye istedi.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Gök getirilirken, avukatları Resul Temur ile Mehmet Emin Aktar da hazır bulundu.
800’den fazla dosyada beyanı olan ve teşhis yapan açık tanık Ümit Akbıyık ise ifade vermek için duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Duruşmayı Gök’ün ailesi, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), DİSK Basın-İş, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC) temsilcileri ile çok sayıda gazetecinin yanı sıra siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri izleyici olarak takip etti.
Kadrolu tanık ifade verdi
Akbıyık, Gök’ü tanıdığını iddia etti. Gök’ü Pel Prodüksiyon’da gördüğünü belirten Akbıyık, tarihi hatırlamadığını söyledi. Akbıyık, “2020'nin Temmuz ya da Ağustos ayıydı. Yazdı. Şahısla ilgili bildiğim başka bir şey yoktur” dedi.
Ümit Akbıyık üç dakikada bir ifade verip teşhis yapmış
Gök'ün avukatı Resul Temur, Akbıyık’a Kemal Kurkut cinayetini bilip bilmediğini sordu. Akbıyık, bunu basından bildiğini fakat fotoğrafı çekenin kim olduğunu bilmediğini söyledi. Gök'ün sağlığı ile ilgili bir gözlemi olup olmadığı sorusuna ise Akbıyık, herhangi bir gözlemi olmadığı cevabını verdi.
“Akbıyık yönlendirme altında ifade verdi"
Sonrasında söz alan Gök, Akbıyık’ın iddialarının gerçek olmadığını söyledi. 20 yılı aşkın bir süredir gazeteci olduğu belirten Gök şunları söyledi:
"Gazeteciliğimin son 10 yılında çatışmalı alan gazeteciliği yapıyorum. Mezopotamya Ajansı (MA) çalışanıyım. Savcılığın ortaya koyduğu bütün deliller MA'da yaptığım haberlerdir. Buna rağmen Ümit Akbıyık, beni Pel Prodüksiyon'da gördüğünü belirtiyor. Ben Ocak 2020’de yaralıydım. Buradaki yargılamalara dahi bastonla geldim.
Tanığın yanlış söylediği burada bile ortaya çıkmış. 2009’da Meclis muhabiriydim. Siirt ve Diyarbakır’daki Newrozlara gittim. Newroz'da çektiğim fotoğraflar gerekçesiyle tutuklandım ve 8 ay sonra serbest bırakıldım. Bundan ötürü tanığın gerçek bir şey söylediğini sanmıyorum. Ben ilk kez onu burada gördüm. Dosyada bana ait bir ifadesi yoktu. Bu ifadeler savcılık ilk bana gösterdiğinde yoktu. Sonra bu tanığın 5 ifadesinde benim adım geçiyor. Ben yönlendirme altında ifade verdiğini düşünüyorum.”
Gök, iddianamedeki HTS kayıtlarıyla ilgili olarak da "Hepsi gazeteci. Gazeteciler kendi aralarında konuşurlar. Birbirleri ile haber sohbeti yapar, başsağlığı dilerler. Cezaevinde iken bile telefon görüşmesi yaptığım dosyaya eklenmiş. Kobanê Belgeseli suçlama konusu yapılmış. Gazetecinin amacı oradaki hakikati açığa çıkarmaktır. Ben de bunu yaptım. Gazze'de 60'dan fazla gazeteci öldü. İsrail de haber yapan gazetecileri tutukluyor, hedef alıyor. Bir gazeteci iktidarın dili ile gazetecilik yapmaz," diye konuştu.
Savcı tahliyesini istedi
Ardından söz alan avukat Resul Temur, müvekkilinin Pel Prodüksiyon’nda çalışmadığını söyledi. Temur, "Tanık doğrudan 'Ben Abdurrahman Gök’ün filine denk gelmedim' dedi. Bu sebepten tanığın beyanları kendini kurtarmaya dönük. Beyanları esas almamanızı öneriyoruz” diye konuştu.
Mehmet Emin Aktar ise, tanığın polisin kadrolu itirafçısı olduğunu söyledi. Aktar, bu sebeple tanığın beyanlarının esas alınamaması gerektiğini belirtti.
Duruşma savcısı, tutukluluk süresi göz önünde bulundurulup, Abdurrahman Gök’ün tahliye edilmesini istedi. Mahkeme de yurt dışı yasağı şartıyla Gök'ün tahliyesine kararı verdi. Davada bir sonraki duruşma 12 Mart'ta.
Abdurrahman Gök kimdir?
(HA)