25 Nisan’dı. Polis Diyarbakır merkez olmak üzere 21 ilde operasyon yaptı. Aralarında gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin bulunduğu 150’den fazla kişiyi gözaltına aldı. 200’den fazla kişi hakkında yakalama kararı vardı. Operasyonlar Mayıs başına kadar devam etti.
Gözaltına alınanlardan 50 kadarı örgüte üye oldukları gerekçesiyle tutuklandı. Gözaltı ve tutuklamaların arkasında tek bir isim dikkat çekiyordu. Ümit Akbıyık.
Gazeteci, siyasetçi, sanatçı ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin gözaltına alınmasında, tutuklanmasında hatta Selçuk Mızraklı’nın tahliye edilmemesinde dahi Ümit Akbıyık’ın ismi geçiyordu.
Avukat Baver Mızrak, tutuklanıp yargılanmaya başlayan bazı isimlerin avukatlarından. Verdiği bilgiye göre Akbıyık, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde bulunduğu 10 Ocak ile 12 Ocak arasındaki 32 saatte 669 kişi hakkında 112 sayfa ifade verdi.
Bir başka değişle Akbıyık her 3 dakikada bir, bir kişi hakkında ifade verdi ve teşhis yaptı. Mızrak’ın yorumuyla Akbıyık uyumadı, tuvalete gitmedi, yemedi ifade verdi ve teşhis yaptı. Hatta bazı ifadeler saatleri alabilecek türdendi.
Mızrak’a göre bunu gerçekleştirebilmenin imkanı yok. Nedeni ise 669 kişinin adı ve soyadını hatırlamasının imkansızlığı. Mızrak burada şuna dikkat çekiyor:
Akbıyık ifadede örneğin, Sedat Eren diye birisinin ismini vermiş olsun. Sonrasında Akbıyık’ın bu kişiyi teşhis etmesi lazım. Teşhis için polisin ifade bittikten hemen sonra kişinin fotoğrafını önüne koyması lazım. Ancak yüzlerce Sedat Eren var Türkiye'de. İfadeden sonra önüne fotoğraf konulması zaten dosyaların önceden hazırlandığı izlenimini yaratıyor.
"Dosyalar Emniyet tarafından önceden hazırlanmış"
Mızrak, Akbıyık’a bir duruşmada ifade verme sürecinin nasıl başladığını sormuş. Akbıyık’ın cevabı Emniyet’e kendi isteğiyle gittiği yönünde. Yani onun için bir gözaltı süreci yok. Ayrıca Akbıyık’ın duruşmalardaki anlatımına göre önce ifade ardından teşhis işlemini gerçekleştirmiş.
Yine kendi anlatımıyla bu kadar ismi hafızasında tutabilmesinin nedeni, Emniyet’e giderek itirafçı olacağını netleştirmesi. “Pişmandım. Emniyet’e gidip teslim olacaktım. Öncesinde hazırlığımı yaptım. Notlarımı aldım” diyor.
Ancak Akbıyık’ın verdiği ifadelerde tutanaklarının “Bana sormuş olduğunuz…” diye başlaması dikkat çekici. Mızrak, bu durumun da dosyaların Emniyet tarafından önceden hazırlandığını akla getirdiğini söylüyor.
İfade verdiği kişi sayısı 800'ün üstüne çıktı
Yine duruşmalardan bir tanesinde Mızrak, Akbıyık’a avukatını sormuş. Ama cevap alamamış. Bunun nedeni mahkemenin sorusunu engellemesi. Bunun üzerine Mızrak resmi taleple Akbıyık’ın avukatının dinlenmesini istemiş. Ancak bu talep de mahkemeden dönmüş.
Mızrak bunun için “Avukatı kimdir diye, belki avukat yüzü görmemiştir diye merak ettim. Çünkü o kadar süre zarfında avukatın bulunması imkansızdır dedim. Ama avukatına çıkan tüm yollar engellendi” diyor.
Akbıyık, daha sonraki süreçte Haziran ve Ağustos’ta verdiği üç ifadeyle hakkında ithamda bulunduğu kişilere yeni isimler ekledi. Aleyhine ifade verdiği kişi sayısını 800’ün üzerine çıkardı.
Vakada bir başka dikkat çekici durum, Akbıyık ifade verip tutuklanmasına neden olduğu kişilerin davalarına Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanması.
Yine Mızrak’ın anlatımıyla Akbıyık bir Ankara'da, bir Eskişehir'den bir Kastamonu’dan duruşmalara katılıyor. Mızrak “Emniyet onu sürekli dolaştırıyor” diyor.
Mızrak’ın verdiği bir detay daha var. Daha önce basına verdiği röportajlardan görüldüğü kadarıyla Akbıyık şiveli ve bozuk bir Türkçeyle konuşuyor. Ancak duruşmalardaki ifadesi son derece nizami. Mızrak “Tutanak diliyle konuşuyor” diyor. Bunun anlamı duruşma öncesi beyanda bulunacağı kişi hakkındaki tutanağın kendisine verilme ihtimali. Yine Mızrak’ın anlatımıyla Akbıyık duruşma öncesi ifade tutanağını ezberliyor ve duruşmaya bu şekilde bağlanıyor.
Akbıyık'ın isminin gizlenmemesinin nedeni
Mızrak, neden Akbıyık’ın gizli tanık yapılmadığı sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:
Gizli tanık ifadeleri tek başına cezaya gerekçe yapılamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu yönde verdiği hak ihlali kararları var. Ama örgüt soruşturmalarında tanık açık olunca mahkemeler nezninde somut delil olarak görülebiliyor. Bu nedenle Akbıyık'ın ismi gizlenmiyor. Ancak bu halde bile sadece tanığın soyut beyanlarının cezalandırmaya yeterli olmaması gerekiyor. Bu konuda yine AİHM, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararları mevcut...
600'den fazla kişinin dosyasında tanık olan bir isim: Ümit Akbıyık
(HA)